English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ B ] / Bisküvi

Bisküvi traduction Portugais

722 traduction parallèle
- Dalga geçmek yok. Bu 15 gece boyunca, günde 6 parça şeker ve 2 bisküvi ile yürümek demek.
- E uma pequena passeata... 15 noites de marcha, com 6 cubos de açúcar e 2 biscoitos por dia.
- Bisküvi?
- Bolachas?
- Bir bisküvi al tatlım.
- Coma um biscoito, querida.
- Bir bisküvi daha al canım.
- Coma mais um, querida.
- Sekiz bisküvi.
- Oito biscoitos.
- Eksi sekiz bisküvi.
- Menos oito biscoitos.
İki paket bisküvi, bir kutu peynir.
Dois pacotes de biscoitos, uma lata de queijo.
Eski bir bisküvi kutusunun sadeliğini tercih etmez miydin kesinlikle?
Não prefere a beleza relativa duma velha caixa de bolachas?
- Bisküvi ister misiniz?
- Querem uma bolacha?
İngilizceyi nerede öğrendi acaba, bisküvi fabrikasında mı?
Onde aprendeu ele inglês? Numa fábrica de pretzels?
Epeyce bisküvi yapar.
Muitos cookies.
Edna, çocuğa sütle bisküvi verirsin.
Dê-lhe leite e biscoitos.
Ayrıca yanımda bisküvi var. Yumurta unu jambon ve marmelat.
Também tenho biscoitos, ovos em pó,
Buyurun, burada sizin için fazladan bir bisküvi var
Olhe, há um biscoito extra para si.
Yatakta bisküvi yemek falan filan işte.
Por comer bolachas na cama, enfim, as coisas habituais.
Bisküvi gibi hani... galeta!
Aqueles biscoitos...
Bize bisküvi getirirsen ziyaret etmene izin veririz.
Pode visitar-nos se nos trouxer biscoitos como estes.
Küfelik olmamanız için bisküvi...
Quer mordiscar umas bolachas
Ginetta bisküvi ikram etsene!
Ginetta, oferece-Ihes biscoitos!
Et kavurmayı ve kremalı bisküvi yapmayı bilirim.
Faço uma assado de cordeiro e uns docinhos...
- Merhaba, bisküvi getirdim.
- Trouxe bolachas.
Bisküvi, iki paket.
Biscoitos, duas barras.
- İncirli bisküvi yer misin?
- Queres uma bolacha de figo?
Bu salıncaktan kalkacağım. Bisküvi yedikten sonra yatacağım.
Vou largar este baloiço, vou pegar nuns biscoitos e vou para a cama.
Bu fırını yakabilirsem, bisküvi yapabilirim.
Se não conseguir aquecer o forno, teremos de comer bolachas.
Bisküvi, şapşal.
Bolachas, tolo.
Bisküvi yiyordum.
Eu estava comendo uma bolacha.
Çikolatalı bisküvi nasıl fikir?
Uma caixa de bolachas de chocolate?
İki adet üç buçuk dakika pişmiş yumurta ve biraz da bisküvi.
Dois ovos de três minutos e meio e biscoitos.
- Size bir bardak içki ve bisküvi ikram edebilir miyim?
Posso oferecer-lhe um copo de vinho e um biscoito? Sim, pode ser.
Teneke parçaları birleşti, bisküvi ilk artıştan sonra battı tabure ise anonim kaldı.
O estanho consolidou, embora os biscoitos tenham caído após subida e os bancos mantiveram-se anônimos.
Vivian geçti, Nigel orada Leydi Sarah Kalem Farthing Vivian Buharlı Kalça Bisküvi Losyon Gore Stringbottom Smith'le şakalaşıyor.
O Vivian já passou, e o Nigel chega agora, apreciando uma piada com Lady Sarah Lápis Moeda Vivian Cilindro Adams Coxa Biscoito Aftershave Gore Tanga Smith.
ben sadece bisküvi alacağım iyi şanslar mavi asker.
Podes ficar com a espingarda, e a carne.
İki kahve ve bisküvi alabilir miyiz?
Pode trazer-nos dois cafés e biscoitos, por favor?
Bir kahve ve bir bisküvi. İki asker paltosu ve şöminenin üstündeki çalar saate.
Um café e um biscoito por dois sobretudos do Exército e o despertador que está na lareira.
Bir bisküvi al.
Toma uma bolacha.
Bal ve bisküvi bile yapıyordum.
Também havia mel.
Teneke parçaları birleşti, bisküvi ilk artıştan sonra battı tabure ise anonim kaldı.
O estanho consolidou, embora os biscoitos tenham caído após subida e os bancos mantiveram-se anónimos.
Sosisli dürüm, krakerler ve zencefilli bisküvi sağlam.
O rolo de salsicha, as batatas e os biscoitos de gengibre saíram ilesos.
Diyet menüsünde bisküvi ve konserve sığır eti mevcuttu.
A dieta era composta por biscoitos e carne enlatada.
Yanımda bisküvi vardı. Verince gittiler.
Como tinha uns biscoitos comigo, dei-lhos e eles desapareceram.
Yaklaşık 100 ml. su vermeye başladık. 50 ml. sabah, 50 ml. akşam. Bir adet de bisküvi.
Por isso começámos a distribuir cerca de 1 dl de água por dia metade de manhã, metade à noite e um biscoito.
Merak ettiğim, Bn. 3. Elizabeth, bize niye böyle zırvalıklar gösterirler Leicester Kavşağının bazı kısımları hâlâ gösterilmemişken. Bisküvi?
O que quero saber, Sra. Isabel III, é por que nos mostram uma merda como esta, tendo partes da Variante de Leicester que nunca foram mostradas.
Bisküvi ve sos demektir.
Cama, mesa e roupa lavada.
- Bisküvi?
- Biscoitos?
- Tamam bisküvi yemeyelim.
- Pronto, biscoitos não.
- Hey, kremalı kara bisküvi gidiyor.
- Né, a bolacha Oreo se vai!
Sadece bisküvi yeterli.
Pode ser só biscoitos.
- Bisküvi var mı?
- Há biscoitos?
Sardalye, bisküvi, zencefil.
Não Phyl, não!
Bisküvi versene.
Dê-nos um biscoito.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]