Blackjack traduction Portugais
432 traduction parallèle
Maça kızı, futbol...
Blackjack. futebol...
- Blackjack oynayalım mı?
- Queres jogar Blackjack?
Sadece seninle oynamak istemiyorum, hepsi bu.
Não tem nada. Só não quero jogar Blackjack contigo.
Kızın üstüne vale.
Blackjack na rainha.
- 21!
- Blackjack!
Ben bir erkeğin,... sarışın mı, esmer mi viski mi, bira mı 21 mi, poker mi sevdiğini paçoz mu...
Consigo perceber se um homem prefere as louras ou as morenas bebe uísque ou cerveja joga blackjack ou pôquer é pobretanas a apostar...
Yirmibir.
Era blackjack.
- Yirmibir mi?
Blackjack?
Babam herzaman, asla yirmibir oynarken görülmeyeceğini söylerdi.
Lembras-te do que o pai sempre nos disse? Que nem morto o apanhavam a jogar blackjack!
Daha üç veya dört yaşımızda babamla yirmibir oynamaya başladık.
Recordo-me de jogarmos blackjack com o pai desde os 3 ou 4 anos!
21 masasında seni kaybettim.
Perdi-te o rasto na mesa de blackjack.
Bluejay 4, Blackjack konuşuyor.
Bluejay 4, aqui é Blackjack.
Blackjack, Bluejay 4 konuşuyor.
Blackjack, aqui é Bluejay 4.
Var olmayan elmaslar için iki saat blackjack masasında sırtım tutuldu!
Deixa-me 2 horas a secar numa mesa de Blackjack à espera dos diamantes que não existem!
Biraz Blackjack?
Um rápido "blackjack"?
Çok kötü, blackjack.
Desculpa, blackjack.
Bahse girerim Blackjack oyunundaki As'sın...
Aposto que és um ás no Blackjack...
Seks Sue Alabama'nın ihtiyacı olan tek şeydi, ve bazılarının blackjack'i kullandığı gibi kullanırdı onu.
O sexo era quase tudo aquilo de que a Sue Alabama precisava e usava-o como alguns tipos usam uma soqueira.
Rulet, şimendifer, blackjack ve hatta üçlü desteyi kazanmayı sağlayacak bir sistem bulmuş olabileceğini düşünüyordu.
Ele julga ter descoberto um sistema para ganhar na roleta chemin de fer e 21, mesmo com um baralho triplo.
Yarın öğleden sonra saat altıda, ön kapının yanındaki blackjack masasında olacağım.
Estarei na mesa de 21 perto da porta de entrada, amanhã ás 6 da tarde.
Eli bir dolardan, bilgisayarda küçük bir yirmibir oyunu.
Um joguinho de Blackjack no computador, cada rodada 1 dólar.
Her neyse. Parasız kalınca noktayı koyduk ve ben, Caesars'ta bir yirmibir bahisçisi işine girdim.
Mas, enfim, quando o dinheiro acabou parámos aqui e arranjei emprego no Blackjack do Casino.
Zaman geçirmek için bilgisayarda küçük bir yirmibir oyununa ne dersin?
Talvez um jogo de "BlackJack" para passar o tempo?
Bir kaç gece önce yirmibir oyunu masasındaydın. Kendini ne kadar şanslı hissettiğini söylüyordun.
Há umas noites atrás, na mesa do blackjack, disse que se sentia com sorte.
Cebimdeki bütün para, bana bilgisayardaki yirmibir oyunundan borçlandığın 413 dolar.
Tudo o que tenho são 413 dólares que me deves do Blackjack do computador.
Rulet, yirmibir, kreps.
Roleta, Blackjack, dados.
Dediği şuydu : "Blackjack ve su."
O que ele disse foi, Black Jack com água.
Kumar makineleri, rulet, yirmibir oyunu, zar oyunları ve kumar masaları var.
Há muitas slot machines, roletas, blackjack, craps, cartas e mesas de baccarat.
İşte 3 numaralı çiftimiz, Wedford'dan Latin Dans takımı Charles deniz kuvvetlerinde 1. sınıf bir makinist ve sevgili eşi Madge, 21 kurpiyeri.
Aqui está o casal número três, a nossa equipa de dança Latina de Wedford Falls, Charles é mecanico da marinha, e a sua querida esposa, Madge, que é croupier de blackjack.
Şimdi kaldırın o lanet popolarınızı.
Deixem de pensar com o cú. Blackjack quer tomar a colina.
- Blackjack tepeyi almamızı istiyor. - Onunla ne yapacakmış?
E o que vai fazer com ela?
Blackjack, tüm kardeşlerimi öldürene dek mutlu olmayacak.
Blackjack... não se contentará... até que matem todos os meus.
Blackjack, saldırıyı arttırmamızı istiyor.
Blackjack quer que manobremos agressivamente.
Formunu nasıl koruyorsun? Seks gecelerinde Peg'den kaçarak.
Noite de póquer de amigos, blackjack de amigos, ou atirar ovos com os amigos?
Masif meşe masada blackjack oynayın. Ünlü Hollywood yıldızı Clark Gable da...
Jogue blackjack na mesa de carvalho, onde Clark Gable, a estrela de Hollywood...
Yirmi bir.
Blackjack.
Blackie'nin odasındaki videoda seni yirmibir oynarken gördüm. Koca Ed'le beraber kumarhaneye gittiğiniz geceye ait.
Vi uma fita de vídeo na TV do escritório da Blackie tua, a jogar uma partida de blackjack na noite que foste com o Big Ed ao casino.
Ben de biraz blackjack oynayacağım.
Eu vou jogar vinte-e-um.
- Blackjack benim oyunum değil.
- Não tenho jeito para o vinte-e-um.
O zaman blackjack'te kazanırsın.
Então, pode vencer ao vinte-e-um.
Yirmi bir.
Blackjack, casa fora.
Şuandan itibaren, ben içinde olmadığım müddetçe hiçbir şey kabul edilmeyecek... ne yirmi bir, ne esrar anlaşmaları, ne de hiçbir şey...
A partir de agora, nada é feito sem que eu esteja envolvido. Não há Blackjack, não há tráfico, não há nada.
Klüplerde insanlar 50 ya da 100 $ lık toz almak için masadan veya bardan kalkıyorlar.
Nos clubes, o pessoal afasta-se das mesas de blackjack ou do bar... para comprarem $ 50 ou $ 100 de material para snifar.
Blackjack? Barbut?
Ao Blackjack?
Oyuna getirip yere sermiş olabilir.
Comprimidos para dormir ou blackjack.
Bildiğin gibi, hayatım boyunca blackjack kuripiyesi olmak istedim.
O meu sonho é ser dealer de blackjack.
- Nah. Onun oyunu Blackjack`tir.
- Não, o jogo dele era o blackjack.
21 yok mu?
Não vê Blackjack?
Zar, rulet, blackjack? Fong'u görmek istiyorum.
Quero falar com o Fong.
Blackjack masasında olacağım.
Estou na mesa de "blackjack".
Kırmızı 16, Kırmızı 6'ya.
Red 16, aqui Blackjack 6.