Boşalıyorum traduction Portugais
49 traduction parallèle
Tam sevişmeye başlıyoruz ki, boşalıyorum.
Íamos fazer amor, mas eu vim-me.
- Boşalıyorum.
- Então vou-me vir
Kahretsin boşalıyorum! Oh, Tanrım!
Vou-me vir!
"Boşalıyorum, boşalıyorum."
"Estou a vir-me, estou a vir-me".
Söylüyorum, çünkü boşalıyorum.
Mas é porque estou a vir-me!
" ve sadece vücutlarımızın sürtünmesiyle boşalıyorum.
" e só o esfregar dos nossos corpos, faz-me vir.
Beni, ağzında hissedebilirsin. Çok şiddetli boşalıyorum.
E o teu pescoço e os teus ombros e os teus bracos e a tua boca.
Benim pipim küçük ve biraz erken boşalıyorum, ha?
Que eu não me contenho e tenho ejaculação precoce, é?
Evet, boşalıyorum.
Estou-me a vir!
Seni düşünerek boşalıyorum bile.
Até me venho a pensar em ti.
Boşalıyorum!
Estou a gozar!
Boşalıyorum.
Vou-me vir.
Boşalıyorum.
( vais fazer vir )
Boşalıyorum...
Estou a vir-me...
Boşalıyorum...
Faz-me vir...
Siktir, boşalıyorum...
Foda-se, façam-me vir.
Ben boşalıyorum...
Vou-me vir.
- Boşalıyorum ne ye benziyor?
Que te parece?
Sanırım hâlâ boşalıyorum.
Acho que ainda estou a vir-me.
- Hayır, sanırım boşalıyorum.
- Não, eu acho que vou... - Ah, não!
Boşalıyorum.
Estou a ir.
Ancak o şekilde boşalıyorum.
E é a única forma de eu me excitar.
Kalçası bana sürtünüyor ve sonra yüzüne boşalıyorum.
E um rabo que esfrega a minha barriga. - E esperma na sua face. - Ok, óptimo.
Boşalıyorum!
Estou a vir-me!
- Ah, boşalıyorum!
- Estou a vir-me!
Boşalıyorum!
Espera por mim!
Kameraya çekerken, dışına boşalıyorum.
Quando não filmamos, venho-me dentro dela.
Bazen yardımcılarım beni yıkarken önlerinde boşalıyorum.
Às vezes, ejaculo durante o banho de cama diante dos meus assistentes.
Tanrım, boşalıyorum!
Céus, estou-me a vir!
Her seferinde boşalıyorum zaten.
Estou sempre a ter orgasmos.
Boşalıyorum.
- Vou-me vir.
- Evet, boşalıyorum!
- Estou tão tesa... " - Vai-te lixar!
Arkadan olmaz, çünkü arkadan olunca çok çabuk boşalıyorum.
Por trás, não, porque...
Erken boşalıyorum. Niye iki kadını bıraktım acaba?
Venho-me demasiado cedo, para quê desiludir duas mulheres?
- Oh. Seni boşalıyorum ve bütün hayali paranı alıyorum.
Quero o divórcio e todo o teu dinheiro imaginário.
Arada bir sadece elimi aşağısına daldırıyorum ve elektrik çarpmışçasına boşalıyor.
De cada vez que vou lá abaixo, ela sai como se estivesse eléctrica.
Boşalıyorum! Seni seviyorum! Seni seviyorum.
Amo-te!
Angela, tanımlama tekrarlıyorum, enerji boşalımını tanımlama.
Angela, não, repito não caracterize a descarga.
Boşalıyorum.
- Sim! - Vou-me vir!
Boşalıyorum!
Vou-me vir!
Üstüne alınma. Erken boşalıyor, sonra da yabancının birisiyle....... münasebetsiz bir durumda kalıyorum.
Sem ofensa, só tenho medo que ele acabe rápido demais e eu acabe a ter de "fazê-lo" com um estranho.
Pekala, penislerini duvardaki bir delikten uzatıyorlar mastürbasyon yapıyorum, boşalıyorlar, ve hikayenin sonu.
Eles enfiam as pichas num buraco da parede. Eu bato-lhes uma. Eles vêm-se.
Boşalıyorum.
Adoro dar palmadinhas.
Sikmek, boşalmak daha fazlası yok ve boşalıyorum sözüyle cümleyi bitirmek.
Para foder. Para entrar. Não mais.
Boşalıyorum!
Eu vou gozar!
Göğüslerindeki küpeler falan harika evde bir sürü videon var onlara bakıp boşalıyorum
As encostas dos mamilos.... Eu vi? !
Boşalıyorum!
Vou gozar.
Ben söyleyeyim. Ben boşalıyorum, geliyorum ve o kadar.
Porque eu digo, eu bato uma, venho-me e pronto.
O kadardır tuvalete gitmem gerekiyor ki, neredeyse boşalıyormuş gibi zevk alıyorum Evaroo.
Tive de aguentar tanto tempo que, agora, o gozo até parece sexual.