Bruiser traduction Portugais
138 traduction parallèle
Devam et Bruiser, getir, getir.
Vai buscar, Bruzer. Pega-o.
Zıpla Bruiser!
Assim não dá.
David! Bruiser'ı beslemeyi unutma.
David, não te esqueças de alimentar o Bruzer.
Hadi Bruiser.
Anda, Bruzer.
Gördün mü, Bruiser?
Estás a ver, Bruzer?
Bruiser?
Bruzer?
Bruiser!
Bruzer?
Gel Bruiser!
Aqui, Bruzer.
Gel Bruiser!
Bruzer?
Yüzmeyi öğrenmek için suya atlaman lazım, Bruiser'ı beslemeyi unutma.
Alimente o Bruzer.
Bruiser'a dikkat! Oh, Bruiser, ha ha!
Não esqueças o Bruzer.
Bruiser.
Bruzer.
İnsanlara, Bruiser Stone gibi bir adam için çalıştığımı söylemekten daha utanç verici bir şey düşünemiyorum.
Acho que não há nada mais embaraçoso do que dizer que trabalho para um tipo chamado Bruiser Stone.
Yani, o bir avukat ve ona Bruiser derler.
Um advogado a quem chamam'Bruiser'.
Sigorta davaları geldiğinde, Bruiser genellikle benim göz geçirmemi ister.
O Bruiser pede-me que reveja os casos de seguros.
Her neyse, burası Bruiser'ın hukuk kütüphanesi.
Aqui é a biblioteca do Bruiser.
Bruiser tüm bunların sahibidir. Oh.
- O Bruiser é dono disto tudo.
Bruiser'ın aşağı mahallede birlikte büyüdüğü, polislerle temasları vardır.
O Bruiser conhece gente da Polícia. Amigos de infância.
Bruiser benden tam olarak ne yapmamı bekliyor?
O que espera o Bruiser que eu faça?
Biliyorum, Bruiser, fakat bak, adamım baro sınavı gelecek hafta, tamam mı?
Eu sei, Bruiser, mas o exame de Advocacia é para a semana.
FBI, Bruiser Stone aleyhindeki rüşvet suçlamalarını soruşturuyor.
"FBI investiga corrupção, Bruiser Stone."
Prens Thomas ve Bruiser Stone zimmete para geçirmekle suçlanıyor.
"Prince Thomas e Bruiser Stone suspeitos de evasão fiscal."
Çok teşekkürler, Bruiser. Gerçekten enfes bir yemek.
Muito obrigado, Bruiser.
Dün, Bruiser'ın eski ortaklarından biri tahkikat heyeti önünde tanıklık yaptı.
Ontem, um ex-sócio do Bruiser foi chamado a tribunal.
Bruiser aleyhinde ötmesi an meselesi.
- Não tarda e denuncia o Bruiser. - E depois?
Bruiser içerde mi? Ben de bundan kuşkuluyum.
- O Bruiser vai lá?
Hem Bruiser hem de Prens için tutuklama emri çıkarıldı.
- Duvido. - Querem prender o Bruiser e o Prince.
Bunu Bruiser'a yaptıklarını düşünsene? Bruiser bunun için fazla uyanık.
Não, o Bruiser sabe muito.
Hem de Bruiser'dan. Bruiser mı?
E foi o Bruiser.
Bruiser'ın nerede olduğunu bilmediğini zannetmiştim.
Pensei que não sabias dele.
Bak, Rudy, çalıntı delil konusunu kimse Bruiser'dan daha iyi bilemez.
Provas roubadas é com o Bruiser.
Bruiser bu mesele üzerinde bizzat kendisi çalışmıştı.
O Bruiser trabalhou nelas.
Bruiser... ve J. Lyman Stone bunu tartışmışlar.
Arguida por Bruiser...
Bruiser yükleniyor!
Bruiser ao ataque!
Bruiser Becker'ı mindere seriyor ve orası onun favori alanı olacak!
Bruiser derrubou o Becker e dirige-se para a sua zona preferida!
Yara Açıcı, onu yüze götür ve kara bir sivilceye göm.
Bruiser, leva-o para a cara e enterra-o num ponto negro.
Yara Açıcı!
Bruiser!
Bruiser bana sonra vurman gerekiyordu.
Bruiser... - era só mais tarde!
Bruiser, bu ne?
Bruiser, o que é isto?
Bruiser, öyle heyecan verici ki.
Oh, Bruiser, é tão excitante.
Haydi gel Bruiser.
Anda lá, Bruiser.
Selam. Ben Elle Woods ve bu da Bruiser Woods.
Sou Elle Woods e este é o Bruiser Woods.
Bana şans dile Bruiser.
Deseja-me sorte.
Adı Bruiser.
Chama-se Bruiser.
Bruiser?
Bruiser?
Hadi Bruiser, bana ver, bırak hadi...
Larga.
Bırak, Bruiser, bırak, bırak, hadi.
Vamos, Bruzer, solta.
Hadi! Yakala, Bruiser, yakalar mısın?
Vai buscar, Bruzer.
Hadi Bruiser!
Vamos, Bruzer.
N'oldu, Bruiser?
O que foi, Bruzer?
Evet.
Fariam o mesmo ao Bruiser?