Bu mümkün traduction Portugais
6,060 traduction parallèle
Bu mümkün mü ki?
Isso é possível?
Sence bu mümkün mü?
Achas que é possível?
Lydia, bu mümkün değil that he was just tapping you to show you...
Lydia, não é possível que ele só tenha carregado em ti para...
Korkarım ki bu mümkün değil.
Isso não vai ser possível.
- Bu mümkün değil.
- Não é possível.
Bu mümkün.
É possível.
- Korkarım bu mümkün değil.
Creio não ser possível.
Bu mümkün değil.
Impossível.
Elbette, bu mümkün.
Bem, com certeza, é possível.
- Hayır, hayır... bu mümkün değil.
- Não, não, não. Não é possível.
Bence bu mümkün.
Acho que é possível.
Bu mümkün değil.
Isso não é possível.
- Ki bu mümkün.
- O que pode acontecer.
- Bu mümkün değil.
- Isso não é possível. - Não?
Kendi geleceğini riske atmadan bu kızı savunabilsen seni destekleyebilirdim bile ama bu mümkün değil.
Se pudesses defender a rapariga sem prejudicares o teu futuro, até poderia encorajar-te a fazê-lo, mas não é esse o caso.
Bu çok tehlikeli, ahırlara ulaşmamız mümkün değil hele ki o kadın yukarıdayken.
É muito perigoso. Nunca chegaremos ao estábulo com ela lá em cima.
Bu şeyden kaçmamız mümkün değil.
Não vamos conseguir!
- Mümkün değil bu.
- Não é possível.
Bu yine de aşağı yukarı mümkün.
Está no limite... no limite do possível.
Bu mümkün değil.
Não é possível.
Söylediğin gibi bu saldırının eli kulağındaysa ortalık çirkinleşmeden mümkün olduğu kadar hızlı şekilde buradan gitmeliyiz.
Se esta invasão é tão iminente como dizes, temos de agir depressa.
Vücudunun savaşıyor olması mümkün, o yüzden yavaş etki ediyordur. Konu öfke olunca bu pek iyi bir şey sayılmaz.
É possível que o corpo esteja a combater os efeitos, por isso, manifesta-se devagar.
Bu nasıI mümkün olabilirdi ki?
Como... Como é isso possível?
Bu eli vücuduna tekrar monte edersem üzerinde ne gibi bir etkisi olacağını söylemek pek mümkün değil.
Se reunir isto ao teu corpo, é impossível prever que efeito poderá ter.
Bu katlarda kaybolmak mümkün.
Podes-te perder nestas caves.
Emin olun bu hiç mümkün değil dedektif. Olmuş olsaydı, şehre taşınmadan önce karanlık maddeden meydana gelen bir yıldırım fırtınası görürdüm.
Garanto-lhe de que isso é muito improvável, detetive, e se houvesse, não me lembro de nenhuma tempestade de relâmpagos de matéria negra, antes de me ter mudado para a cidade.
- Bu nasıl mümkün olabilir?
- Como é que isso é possível?
Fakat bence mümkün... çünkü Jacob'ı tanıyorum ve bu o.
Mas eu acredito... porque conheci o Jacob, e aquele rapaz é ele.
Ne? Bu nasıl mümkün olur?
Como é isso possível?
Bu nasıl mümkün olabilir ki?
Como pôde isso acontecer?
Eğer bu iki seçenek mümkün değilse o zaman ondan kurtulurlar.
Se essas duas opções não forem possíveis, eliminam-no.
Bu nasıl mümkün olabilir ki?
Canibais?
Bacağı bu şekilde ampute edildiği için sensörlerin işe yaraması mümkün değil.
Pela maneira como a sua amputação foi feita, não há hipótese de isto funcionar.
Sadece kardeşimin özgürlüğü, senin kendi özgürlüğünü mümkün kılar, kafandaki kuşku bulutlarını dağıt gitsin, bu caniyi bulmak için, kendine yeni bir vizyon kazandır.
Somente libertando o meu irmão, será capaz de se libertar, afastar as nuvens das dúvidas que deve sentir, permitindo ter a visão que vai precisar para encontrar este predador.
Bu nasıl mümkün olabilir?
A questão é que, não há registo de um gémeo. - Como é que isso é possível?
Eğer bu doğru ise,... onun arazisine bu tohumun düşmesi Tanrı'nın bir planı olması da mümkün değil mi?
Bem, se isso é verdade, não é possível que estas sementes no seu terreno façam, apenas, parte do plano de Deus?
- Efendim... - Evet? Ceset bu denli yanmışken tetkik edilmesi mümkün mü?
Sr.... com a condição em que está... ainda é possível examinar o corpo?
Her zaman ki gibi, önerileriniz bu çabaların imkansızlığını mümkün hale getiriyor.
Como sempre, as vossas sugestões fizeram a impossibilidade desta missão parecer possível.
- Bu nasıl mümkün olabilir?
- Como é que isso é sequer possível?
Peki bunun için 2-3 aya ihtiyaç duymaları ve bu sorunu onlar için açıklığa kavuşturacak olmamız mümkün mü?
Há uma possibilidade que eles venham a precisar de 2 ou 3 meses de incerteza, e nós vamos estar a resolver este seu problema?
Bu yüzden, az da olsa mümkün bir şey bulunca beni ara.
Então, quando encontrares algo que pareça remotamente possível, liga-me.
Bu nasıl mümkün olabilir? Gulf petrol sızıntısı olayına misilleme yapmak için BP'nin Londa Ofisini bombalamaya çalışırken öldüler.
Eles morreram a tentar bombardear a BP de Londres, em resposta ao óleo derramado no golfo.
Bu ancak iki tarafta bir mahkumu soruştursaydı mümkün olurdu.
Bem, isso é assumir que o foco da nossa investigação é um recluso.
- Bu mümkün mü ki?
Como é isso possível?
Christine'in mümkün olan en iyi eğitimi almasını istiyorum. Ama bu okulların bazıları o kadar serbest ki...
Quero que a Christine tenha a melhor das educações, mas algumas destas escolas são tão abertas...
Mümkün değil bu!
! É impossível!
- Bu nasıl mümkün olabilir?
Como é que isso é possível?
Bu nasıl mümkün olabilir?
Como é que isso é possível?
- Efendim, bu nasıl mümkün olabilir?
- Como é isto possível?
bu nasıl mümkün olabilir ki?
Como é que isso é possível?
Ama bu görevde, herkesin mümkün olduğunca sessiz olması gerekiyor.
Está missão requer o máximo de silêncio.
bu mümkün mü 117
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
mümkün 194
mümkünse 99
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkünatı yok 34
mümkündür 61
bu mümkün değil 419
bu mümkün olamaz 17
mümkün 194
mümkünse 99
mümkün değil 606
mümkün mü 51
mümkün olduğunca çabuk 29
mümkünatı yok 34
mümkündür 61
mümkün olabilir 18
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu müzik 23
bu müthiş bir şey 23
bu muhteşem 145
bu mükemmel 158
bu muydu 42
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu müzik 23
bu müthiş bir şey 23
bu muhteşem 145
bu mükemmel 158
bu muydu 42