Burro traduction Portugais
3,044 traduction parallèle
Momon defolman için onun kıçına mı patlatacak?
Momon busto seu burro para tirá-lo?
Salak!
Burro!
Salak değilim ben.
Não sou burro.
Pekala, bu azmış bir dişi eşeğin çişi.
Está bem, isto é urina de um burro fêmea com cio.
Eşeği azdırdığını sanmıyorum Steve-O.
Eu não acho que estejas a receber o burro quente, Steve-O.
- Daha yavaş ve daha aptal da ondan.
- É mais lento e burro.
Seni küçük aptal...
- És jovem, és burro.
Evet, beşiğe bir keman ve dizüstü bilgisayar fırlatıp : "Sabaha kadar öğren bunları, eşek." diyorlar.
Pois é, só metem um violino e um computador portátil no berço e dizem : "Tens até de manhã para aprender, burro".
Hayır, konu Chris'in birlikte takıldığı adam.
Ou um daqueles termos do género "coice de burro"?
Yoksa "maymun yumruğu" gibi bir deyim mi? - Hayır.
Ou um daqueles termos do género "coice de burro"?
Hem umutsuz hem de aptal.
- Desesperado e burro.
Gitmemek aptallık olur Bill.
Serias burro se não fosses, Bill.
Bilmediği bataklıklarda boy vermeye çalışıyor, ahbap!
Continua a fazê-lo sem ninguém saber, burro!
15 gün önce kırmızı halılar üstünde sahneye çıkan Firuzan eşek üzerinde iş kovalıyor.
Há duas semanas, a Firuzan desfilava em passadeiras vermelhas! Agora, procura trabalho montada num burro.
Kardeşim için çiçekler açacağına inanacak kadar aptal değilim.
Não sou burro o suficiente para pensar que há flores a rebentar pelo meu irmão.
- Ne oldu? McCormick Place otelindeki dürzüler mesai kartlarını geç teslim etti.
O burro do McCormick atrasou-se com o lançamento das folhas de pagamento.
- Belki de göründüğüm gibi aptal değilimdir.
Talvez não seja tão burro como pareço.
Nasıl Henderson var? Yine mi görüştünüz?
Devia ter tomado banho antes de vir, fui burro.
Mort, seni şapşal.
Mort, seu burro!
Onun aksine, Julien'de olağandışı sayılacak kadar... zeki değil.
Enquanto Julien é extraordinariamente... - burro.
Haberlerde çıkan tüm o saldırılardan sonra olmaması aptallık olurdu.
O capitão estava armado. Com tantos ataques nos noticiários, ele seria burro em não estar.
Gerçek şu ki Blackpool sahili boyunca hiç eşeğe binmemiştim.
Na verdade, eu sequer andei de burro pela praia.
- Anlamıyor musun?
- És burro ou o quê?
Soru şu ki, konuşacak kadar salak mı?
Ele é burro o suficiente para falar?
Bu boktan şeyden bir sürü alıp sırtıma yükledi.
Ela está a fazer-me de burro de carga para levar este lixo.
Çok aptalmışım.
Eu fui muito burro.
Mükâfatı soruyorum.
Não te faças de burro.
Aptal değilim!
Sei disso. Não sou burro.
Aptal bir polisten daha güzel olan tek şey aptal bir- -
Uma polícia burra bonita é melhor que um polícia burro...
İhtiyar zenciler gibi giyinip yanında gezen beyaz köpeğiyle buralarda takılan bu züppe zencinin Chalky White olduğunu mu söylüyorsunuz?
Estás a dizer-me que há um burro que se veste todo janota, anda com uma cabra mulata ao lado e se chama Chalky White?
Aptal ayağına mı yatacaksın?
Está bancando o burro, é?
- Hayır seni kestane!
Não, seu burro!
- Eşeğimi senin gibi bir kazığa bağladığıma inanamıyorum.
Eu não posso acreditar. És mais burro que uma carroça.
Aptal olman gerekir.
Devo ser demasiado burro.
Andavalın önde gideniydi.
Mais burro é impossível.
Gelemezdin, George Lucas salak değil herhalde, parasını çarçur etmez.
Nem por isso. O George Lucas não é burro. Não deita dinheiro fora.
Dur bir, kafam karıştı kusura bakma.
Espera, estou confuso. - Estou a ser burro?
Dengemi daha iyi sağlayacağı söylenen bileziğe 30 papel bayıldığım günden beri bu kadar aptal hissetmemiştim.
Não me sentia tão burro desde a vez que paguei 30 € por uma bracelete que me devia dar mais equilíbrio.
Geri zekâlı!
Burro!
Ne salaksın.
És burro?
Karar veremeyecek kadar budalayım.
Sou demasiado burro para decidir.
Budalanın tekiyle makul konuşmaya çalışıyorum.
Estou a tentar incutir juízo a um burro.
- Sersemsin be kanka.
- Que burro, mano.
Max, diyalog kurmada Son Hava Bükücü filmi kadar aptal olabilir. Ama güzel çocuk.
Ele pode ser mais burro do que o diálogo de "The Last Air Bender", mas é bonito.
Max, diyalog kurmada Son Hava Bükücü filmi kadar aptal olabilir.
Ele pode ser mais burro do que o diálogo de "The Last Air Bender", mas é bonito.
tamam. ben senden daha aptalım.
Bem, eu sou mais burro do que você.
Aptalın teki!
É tão burro.
Aptal değilsin sen.
Tu não és burro.
- Salağa yatma, Louis.
se é aí que queres chegar. - Não te faças de burro, Louis.
Aptal çocuk.
Garoto burro.
Ne aptallık.
Que burro.