Bush traduction Portugais
1,243 traduction parallèle
Bush'un dinlenmeye ihtiyaç duyması şaşırtıcı değildi.
Não é de admirar que o Sr. Bush precisasse de um breve descanso.
Onunla ilk tanıştığımda bana bir tavsiyesi oldu.
Da primeira vez que o vi, Bush deu-me um bom conselho...
- Vali Bush, ben Michael Moore.
- Gov. Bush, sou o Michael Moore.
George Bush Ağustos'un geri kalanını hayatın daha az karmaşık olduğu çiftlikte geçirdi.
George WBush passou o resto do mês de Agosto no rancho, onde a vida era menos complicada.
Unutulmayacak bir yaz sona erdiğinde ikinci favori mekanına gitmek için Teksas'tan ayrıldı.
Foi um Verão memorável! E, quando acabou, Bush deixou o Texas para ir para o seu segundo sítio preferido.
Saldırı olduğu anda Bush Florida'daki bir ilkokulu ziyarete gidiyordu.
Aquando do ataque, Bush dirigia-se a uma escola do 1º ciclo do Ensino Básico na Florida.
Sekiz yıl önce teröristlerin saldırdığı Dünya Ticaret Merkezi'ne ilk uçağın çarptığı söylendiğinde Bay Bush, fotoğraf çektirme fırsatını kaçırmadı.
Quando o informaram que um avião colidira com o World Trade Center, um local já escolhido por terroristas há 8 anos, o Sr. Bush decidiu levar por diante a sua promoção junto da lmprensa.
İkinci uçak kuleye çarptığında baş yardımcısı sınıfa girdi ve Bay Bush'a, "Ulus saldırıya uğradı" dedi.
Quando o segundo avião embateu contra a torre, o chefe de pessoal da Casa Branca entrou na sala e disse ao Sr. Bush : "O país está a ser atacado."
Bush, Florida'daki o sınıfta otururken işe daha çok gitmesi gerektiğini mi düşünüyordu?
Sentado naquela sala de aulas, estaria Bush a perguntar-se se deveria ter ido trabalhar mais vezes?
Belki de Bush, FBI'ın terörle mücadele ödeneğini neden azalttığını düşünüyordu.
Ou estaria a tentar lembrar-se o que o teria levado a reduzir a verba do FBI destinada ao terrorismo?
Dakikalar geçerken George Bush, sınıfta oturmaya devam etti.
Os minutos foram passando e George Bush continuou sentado.
Milwaukee'ye gitmesi gereken Başkan'ın babası ;
... o próprio pai do Sr. Presidente, o antigo Presidente Bush, foi forçado a aterrar em Milwaukee.
Çok basit ve sessiz bir adam. George W. Bush'un ailesiyle iş ilişkisi olan basit ve sessiz bir adam.
Um tipo simples e sossegado cuja família tem, por acaso, uma relação comercial com a família de George W Bush.
2004'ün başlarında, New Hampshire'da yaptığım bir konuşmada George W Bush'a asker kaçağı demiştim.
No início de 2004, num discurso du - rante as Primárias de New Hampshire, chamei desertor a George Bush, aquando da sua comissão nas Forças Aéreas da Guarda Nacional do Texas.
Yanıt olarak Beyaz Saray aksini ispatlama ümidiyle Bush'un askeri kayıtlarını yayınladı.
Em resposta, a Casa Branca facultou a caderneta militar dele, esperando com isso refutar as acusações.
Ama Bush'un bilmediği bir şey vardı. Bende o kayıtların 2000 yılında ele geçirdiğim sansürsüz bir kopyası vardı.
Mas o que Bush não sabia, é que eu já tinha uma cópia da caderneta militar dele, não censurada, obtida em 2000.
Onlardan biri de George W Bush'tu.
Um deles era George WBush.
2000'de yayınlanan belgede iki isim de açıkça görülüyordu. Ama 2004'te Bush ve Beyaz Saray, Bath'in ismini karaladı.
Em 2000, os documentos mostram ambos os nomes, mas na cópia de 2004...
Bush basının ve halkın askeri kayıtlarda Bath'in adını görmelerini neden istemedi?
Por que terá querido Bush esconder á imprensa e ao público que o nome de Bath constava da caderneta militar dele?
Bush ve Bath, Teksas Ulusal Hava Savunması'nda görevliyken çok iyi dost olmuşlardı.
Bush e Bath tinham-se tornado bons amigos, quando cumpriram serviço militar na Força Aérea do Texas.
Uzaklaştırıldıktan sonra Bush'un babası, CIA başkanıyken Bath bir uçak satarak kendi havacılık şirketini kurdu. Uçağı satın alan adamın adı, Suudi Arabistan'ın ikinci en büyük servet sahibinin veliahtı Selim Bin Ladin'di.
Quando foram desmobilizados, o pai de Bush era chefe da CIA, e Bath abriu uma empresa de aviação, depois de vender um avião a um homem chamado Salem Bin Laden, herdeiro da segunda maior fortuna da Arábia Saudita,
Peki George W Bush parayı nasıl buldu? Ben George Bush'um.
Onde foi então George WBush buscar o dinheiro?
Ona yatırım yapan tek kişi James R. Bath'di.
Chamo-me George Bush. Um dos investidores foi James R Bath.
Bush'un yakın dostu James Bath, Bin Ladin Ailesi tarafından Teksas'taki yatırımlarını ve işlerini yönetmek için tutulmuştu.
O grande amigo de Bush fora contratado pelos Bin Laden para gerir e investir o dinheiro que tinham no Texas.
James Bath de George W Bush'a yatırım yaptı.
James Bath, por seu turno, investiu em George WBush.
Bush, girdiği her şirket gibi Arbusto'yu da batırdı. Sonunda Bsuh'un çalıştığı şirketlerden biri, Harken Energy tarafından satın alındı ve Bush'u da yönetim kurulu üyesi yaptılar.
Bush levou a Arbusto á falência, como fez a todas as empresas em que se envolveu, até que, finalmente, uma das suas empresas foi comprada pela Harken Energy, que lhe deu um cargo de direcção.
Çoğumuz yıllarca, Harken, Spectrum 7, Arbusto Sondaj ve Bush'un tüm şirketlerinin Suudi petrol parası ile finanse edildiğinden kuşkulanıyorduk.
Ao longo dos anos, muitos de nós desconfiámos que havia dinheiro do petróleo saudita em todas aquelas empresas, a Harken, a Spectrum 7, a Arbusto Drilling.
Bu şirketler, başları sıkıştığında birilerinin yardımına koşup para aktardığı şirketlerdi.
Quando as empresas de Bush se viam atrapalhadas, apareciam investidores milagrosos que injectavam capital na empresa.
Harken'ın desteklenmesinin en önemli nedeni George W Bush'un şirketin yönetim kurulundayken babasının da ABD başkanı olmasıydı.
Resposta : a Harken tinha um grande "capital". George WBush pertencia á direcção num período em que o pai era presidente dos EUA.
1990'da Bush, Harken'ın başındayken avukatlar, yönetime bir not göndererek "Şirket zor durumda kalırsa hisse satmayın" dediler. Bir hafta sonra 848.000 Dolar değerinde hisse senedi sattı.
Em 1990, quando o Sr. Bush era director da Harken Energy, recebeu esta circular dos advogados da empresa, em que se instava os directores a não vender acções se tivessem informações desfavoráveis sobre a empresa.
Bush'u cezadan kurtaran James Baker'ın avukat ortağı Robert Jordan, Bush Başkan olunca Suudi Arabistan'a büyükelçi olarak atandı.
O advogado da firma James Baker, que ajudou Bush a ultrapassar ileso a acusação da SEC era um homem chamado Robert Jordan que, quando George W se tornou presidente, foi nomeado embaixador na Arábia Saudita.
Harken felaketinden sonra Bush'un babasının dostları, Bush'a Carlyle Gurubu'nda yönetim kurulu üyeliği ayarladılar.
Após o colapso da Harken, os amigos do pai de Bush puseram-no noutra direcção, numa empresa do Grupo Carlyle.
George W Bush ve George H W Bush yatırımcıların biri de Bin Ladin Ailesi olan Crlyle Gurup için çalışmıştı.
Tanto o George WBush como o George HWBush, trabalhavam para a Carlyle, uma empresa em que a família Bin Laden era um dos investidores.
Toplantıya yine James Baker John Major, George H W Bush gibi isimler katılmıştı.
Ao encontro, compareceram os elementos habituais,
Baş komutanımız Başkan George W Bush.
O nosso comandante supremo, o Presidente George W Bush.
Bush'un babası, 2 yıl daha Carlyle'nin Asya yönetiminde danışmanlığa devam etti.
O pai de Bush continuou como consultor na direcção asiática da Carlyle, por mais dois anos.
En çirkin yanı George H W Bush'un Usame Bin Ladin 11 Eylül öncesi aranan bir teröristken bile Bin Ladin Ailesi'yle görüştüğünü bilmekti.
Por muito improvável que pareça, saber que George HWBush se encontrava com a família Bin Laden, embora Osama fosse um terrorista procurado muito antes do 11 de Setembro,
George H W Bush Beyaz Saray'a istediği anda ulaşabilen biri.
George HW Bush tem uma influência incrível na Casa Branca.
Bu, her eski başkanın hakkıdır ama pek azı bu hakkı kullanmıştır.
Contudo, à excepção de Bush, pouquíssimos o reclamam.
Aslında George H W Bush, Carlyle adına Suudi Arabistan'ı ziyaret edip kraliyet ailesi ve Bin Ladin Ailesi'yle görüşürken meydana gelen karışıklıktan da yararlanıyorlardı.
E, de forma muito concreta, tiram partido da confusão que se gera, quando George HW Bush visita a Ará - bia Saudita, como enviado da Carlyle, e se encontra com a família real e com a família Bin Laden.
Beyaz Saray açısından bakıldığında eski Başkan Bush ve eski Dışişleri Bakanı Baker'ın dünya liderleriyle bağlantılarını kullanarak Carlyle Gurup gibi silah üreten bir gurubu temsil etmeleri doğru mu?
No entender da Casa Branca, o antigo Presidente Bush e o antigo Secretário de Estado, Jim Baker, usarem os seus contactos com os líderes mundiais em representação de um conhecidos negociantes de armamento militar, o Grupo Carlyle, não constitui um problema ético?
Çünkü Suudi Kraliyet Ailesi ve ortakları son otuz yıl içide Bush Ailesi ve dostları için bu kadar yatırım yaptılar.
É que foi essa quantia que a família real saudita e respectivos parceiros deram á família de Bush, aos amigos deles, e respectivos negócios, nas últimas três décadas.
Bush Ailesi sabah uyandığında siz ya da benim için değil, Suudiler için neyin iyi olduğunu düşünüyor desem çok mu kabalık etmiş olurum?
Será indelicado sugerir que, quando os Bush acordam de manhã, estão a pensar nos interesses dos sauditas, em vez de pensar nos vossos e nos meus?
Er ya da geç bu özel ilişki Uluslararası Af Örgütü'nün insan hakları ihlalcisi ilan edilen bir rejimle bozulacak ve Bushların başını derde sokacaktı.
Mais cedo ou mais tarde, esta relação especial, com um regime que a Amnistia Internacional condena, como violador generalizado dos Direitos Humanos, acabaria por assombrar os Bush.
Öncelikle Bush, Kongre'de kendi soruşturmasını engellemek istedi.
Primeiro, Bush tentou impedir o Congresso de criar uma comissão de investigação.
Kongre, kendi soruşturmasını tamamlayınca Beyaz Saray, raporun 28 sayfasını sansürledi.
Mas, quando o Congresso concluiu a sua própria investigação, a Casa Branca de Bush censurou 28 páginas do relatório.
Bush Yönetimi'nin aldırmadığı 11 Eylül'de hayatını kaybeden 500'den fazla kurbanın yakını Suudi Kraliyet Ailesi ve diğerlerine dava açtılar.
Ignorados pela Administração Bush, mais de 500 familiares de vítimas do 11 de Setembro processaram a família real saudita e entidades indeterminadas.
Bush Ailesi'nin sırdaşı James A. Baker'ın avukatlık şirketini tuttu.
A firma de advogados preferida da família Bush, a James A Baker.
Prens Bandar, Bushlara öyle yakındı ki sanki aileden biriydi.
O Príncipe Bandar era tão íntimo dos Bush, que o consideravam um membro da família.
Ne yapacağını bilmiyordu. Ona, ne yapması gerektiğini söyleyen biri yoktu. Onu güvenli bir yere götürecek gizli servis de yoktu.
Sem saber o que fazer, sem ter quem o orientasse, sem um elemento dos Serviços Secre - tos que o levasse para um sítio seguro o Sr. Bush deixou-se ficar e continuou a ler "O Meu Cabritinho" com as crianças.
Ama Bush, 11 Eylül sabahı otelden ayrıldı.
James Baker, provavelmente John Major e, sem dúvida, George HWBush, embora tenha partido na manhã de 11 de Setembro.