Buzdolabında traduction Portugais
680 traduction parallèle
Buzdolabında yaşamaktan farksız.
Era melhor viver dentro de um frigorífico.
Altı saat bir buzdolabında kalmış.
Esteve 6 horas numa geladeira com uma perna.
Buzdolabında mı?
No congelador?
Buzdolabında yiyecek ne var?
O que tens no frigorífico?
Klüp hostesleri onları buzdolabında saklayabilir.
O criado do clube pode pô-las no refrigerador.
Buzdolabında bira var.
Há cerveja no frigorífico.
Buzdolabında bazı şeyler var. Evinize götürmek istersiniz belki.
Tem coisas no refrigerador, pode levar para sua casa.
Çocukların akşam yemeği buzdolabında.
O jantar dos rapazes está no frigorífico.
Buzdolabında şampanya olacaktı.
Há champanhe no frigorífico.
Buzdolabında bira şampanya, göz yaşı ya da biraz ançüez olması lazım.
- Escuta, querida, há-de haver alguma cerveja ou champanhe, ou pingos para os olhos ou anchovas no congelador.
Buzdolabında şampanya olacaktı.
Acho que ainda há champanhe no frigorífico.
Evde, buzdolabında peynirin arkasında biftek var.
Em casa, escondido atrás do queijo no frigorífico : Bifes.
- Buzdolabında.
- Está na geladeira.
Buzdolabında tavuk var.
Há frango no frigorífico, querido.
- Buzdolabında.
- Na arca congeladora.
Buzdolabında.
- No frigorífico.
Bakalım, buzdolabında ne var?
O que é que há no frigorífico?
İşte bu buzdolabında David sütünü yağını ve yumurtalarını saklıyor.
É neste frigorífico que David guarda a maior parte do seu leite, manteiga e ovos.
- Evet, buzdolabında.
- No frigorifico.
Buzdolabında bir sürü yiyecek var.
Há muita comida no frigorífico.
Buzdolabında çok lezzetli kuzu pirzolaları var.
Eu tenho algumas maravilhosas costelas de cordeiro no refrigerador.
- Buzdolabında bira var.
- Há cerveja no refrigerador.
Öğrendiğimiz iyi oldu. Artık elbiseleri buzdolabında saklarız.
vamos seguir guardando a roupa aí.
Ama önce, Rocky, buzdolabında eğitim yapmaya nasıl başladın?
Mas antes, Rocky, porque treina numa câmara frigorifica?
Buzdolabında bir şey yok.. .. ama güneyden elma getirmiştim.
O frigorífico está vazio, mas tenho maçäs do Sul.
Buzdolabında meyve suyu var.
Há sumo no frigorífico.
Sıcak yatak, temiz çoraplar, buzdolabında süt.
Basta uma cama quente, meias limpas e leite no frigorífico.
Buzdolabında şampanya ve istiridye var.
Tenho champanhe e ostras no frigorífico.
Ve buzdolabında bira var.
E há cerveja no frigorífico.
Buzdolabında sabah için bol yemek var, sakın çekinme...
Não tenhas vergonha, há muita comida no frigorífico para o pequeno-almoço...
Yastıklar dolapta ve buzdolabında süt ve kurabiye var.
Os comprimidos estão no armário e há leite e bolachas no frigorífico.
Buzdolabında kasetçalar var.
Há um gravador no frigorífico.
Bir liste yaptım, buzdolabında asılı.
Deixei-te as tarefas na porta do frigorífico.
Buzdolabında kalmış, üstü küf dolmuş.
Coloca-se no frigorífico e crescem gambozinos.
Tamam, lavaboya dokundum makyaj malzemelerime dokundum, bir de buzdolabında unutulmuş bir şey vardı, ona.
OK, eu toquei a minha pia... toquei na maquilhagem... e esqueci as coisas no frigorifico.
Sana ton balığı çocuklara da buzdolabında çorba var.
Deixei-vos um guisado de atum no frigorífico.
Kahve buzdolabında aromasını daha iyi korur.
O café mantém mais o sabor, se estiver guardado no frigorífico.
Eğer bana ihtiyacınız olursa buzdolabında olacağım.
Se precisares de mim estarei no frigorífico.
Ben yine de buzdolabında olacağım.
- Estarei à mesma no frigorífico.
Balığı buzdolabında saklamama izin vermen, büyük incelik.
Foram muito simpáticos em guardar o nosso salmão fumado no congelador.
Buzdolabında bira var. Kendinize martini de yapabilirsiniz.
Há cerveja no frigorífico, ou podem preparar uns martinis.
Bu yaz annemlerin buzdolabında mantar yetiştirdim.
Uh, sim, bom, eu cultivei esporos e fungos... no frigorífico dos meus pais este verão.
Buzdolabında makarna sosu var.
Tens esparguete com molho no frigorífico.
Bakın, mart seçimleri sırasında, genel felsefeden değil de bir buzdolabının fiyatından, çalışma koşullarından ya da banyolardan tek söz edenler, Mitterand veya Mendes-France değil Fransız Komünist Partisi temsilcileriydi.
Nas Ultimas eleições de Março, os únicos a falar do preço de um frigorífico, dos ritmos de trabalho ou de uma casa de banho, e não de filosofia geral, não foram o Mitterrand ou o Mendés France. Foram os representantes do Partido Comunista francês.
buzdolabında bıraktığımı hatırladım.
mas ao outro dia recordei que havia deixado... gastos do laboratório uns especímenes no congelador.
Annie, buzdolabının arkasında kocaman bir ıstakoz var.
Annie, há uma lagosta enorme atrás do frigorífico.
- Buzdolabında.
- Está no frigorífico.
Segili Mac buzdolabını hayatta görmek istiyorsan benimle havaalanın batı kanadında buluş hangar 13.
" Mac, se queres recuperar o teu frigorífico, vem ter comigo à ala oeste do aeroporto, hangar 13.
Biliyor musun, aslında şu uyuşturucu laboratuarındaki buzdolabını tamir etmem de çok zor olmaz.
Seria fácil arranjar o frigorífico que tem no laboratório de PCP.
Bu egzersiz odasında küçük bir buzdolabı olması lazım, içine meyve suyu ve diğer sağlıklı şeyleri koyarız.
- Tem cuidado. - Está bem.
Unutmayın, bize ulaşacağınız telefon numarası buzdolabının kapısında.
Não se esqueçam, os números de telefone estão no frigorífico.