Camará traduction Portugais
211 traduction parallèle
Ben de katılırım, kamera, ekip, iş yapar.
Vou ai pessoalmente, levo a camara, a equipa, tudo.
Onları düşünce dönüştürücüsüne götürün.
Levem os dois para a camara de transferência.
Gaz odasının diğer barakalardan hiç bir farkı yoktu.
Nada distingue a camara de gás de qualquer outro bloco vulgar.
Şimdi, güller kırmızıdır, menekşeler mavi, kamera doğrudan size bakıyor.
Um poema : rosas são vermelhas... Violetas são azuis. E dentro desta camara esta voce.
Aynı şey burada Birleşik Devletlerde olsaydı tüm şehirlerdeki belediye başkanları katledilecekti.
Se a mesma coisa acontecesse aqui nos Estados Unidos os presidentes de camara de todas as cidades seriam assassinados.
Sonra zekice gizlenmiş bir kamerayla umulmadık yerlerden görüntü alır.
Depois grava-o com uma camara escondendo-a num lugar insuspeito.
Elimizde şu kamera, ışık ve bir kamyonet var.
Temos uma camara, luzes e uma furgoneta.
Tüm dünyayı, Atlantik Okyanusunu geçen Başkan, Temsilciler Meclisi merdivenlerinden çıkıp, Meclis binasına girip, içeride kendisini bekleyen Meclis ve Senato, Yüce Divan ve Washington diplomatik heyeti üyelerine seslenmek üzere, neredeyse tam planlandığı gibi saat 9 : 30'da Hükümet Meclisi Binasına geldi.
Espantosa pontualidade! O Presidente, vindo do outro lado do mundo... depois de atravessar o Atlántico, chega quase exactamente à hora marcada, 21 : 30, à praça do Capitólio... para subir à Cámara dos Representantes, dirigir-se aos membros da Cámara e do Senado, do Supremo Tribunal, ao Corpo Diplomático, a todos quantos o aguardam... na Cámara dos Representantes.
Sayın Meclis Başkanı... Birleşik Devletler Başkanı.
Sr. Presidente da Cámara, o Presidente dos Estados Unidos.
Meclis Başkanı, Carl Albert'in elini sıkıyor.
aperta a mão ao presidente da Cámara, Carl Albert.
İlçe kayıt bürosundan Martinson.
Do Gabinete do Secretário da Cámara.
Ticaret Odası'nı aradım Transcontinental İthalat-İhracat diye bir şirket kayıtlı değil.
Telefonei à Camara de Comércio... A Transcontinental Importações e Exportações não existe.
Kamera çalışıyor.
Camara rodando.
Bana dekompresyon odası olan en yakın hastaneyi bul ve söyle.
Faz uma pesquisa e diz-me qual o hospital mais próximo com uma camara de descompressão.
Belediye Reisinin karısıyım ben!
Sou a mulher do Presidente da Cämara!
- Fotoğraf makinemi geri ver.
Dá-me a camara de volta.
Hey sen. Burası şehir arazisi.
Ei, Você... propriedade da camara.
" Artık ne bakanlıkta ne de mecliste kalabilirim.
"e então não posso continuar como membro do seu Governo " nem da Camara dos Comuns.
- Kamera nerede?
- Onde está a cämara?
Bir makara yapacağız.
Vamos fazer um bloco para a cämara.
Motor.
Cämara!
Public Domain'in bir sahnesinde kameradan bana bir bakışın vardı. İşte seni o an sevdim.
Há uma cena em "Public Domain" em que olhas para a cämara, para mim e eu amei-te.
Pekala, çocuk serbest atışları yaparken kameranın tribündeki babanın yüzünü göstermesini istiyorum.
Quero a camara a apanhar o pai do puto, quando ele fizer os lances livres.
- Kamera yok!
- Sem camara!
Ötekiler onu gizli kameranın olduğuna inandırmışlar.
Os outros convencem-no que há uma camara escondida.
Tv aracını görmüş, aynanın arkasındaki kamerayı. Yanındaki adam üşütük gibi davranmış.
Ele vê a carrinha da TV, a camara atrás do espelho e o gajo com ele finge agir de modo estranho.
Lens elinde olacak, o kamera.
Mantém a lente na tua mão. É a cámara.
Kovanını terk etmeden önce sadece birkaç saniye görünüyor.
Apareçeram segundos antes de sair da camara.
Kamerayi Bucky'e cevirin.
Foca-o na cámara.
Kamerayi buraya getirin!
Tragam a cámara.
- İkinci kamera.
- Camara dois.
Evet, kamera hazır.
Tudo bem, põe a camara pronta.
Kamera seni seviyor.
A camara adora-te. Seu malandro.
OnIarın kamerası bunu yapıyor.
Até a camara deles faz isso. Aqui está a acção.
Yavaş çekimi sevmemizin sebebi, aksiyon sahneIerinde bu özeIIiği... ... ortaya çıkarması. Ayrıca kamerayı oynatmayı da severiz...
Gostamos de camara lenta porque ela traz um pouco disso... para as cenas de acção, mas também gostamos de mover a camara... e, desde o início, tínhamos a idéia de filmar algo em camara lenta... com a camara a mover-se em velocidade normal... e Bill Pope, o medricas, não quis amarrar um foguete às costas.
... sırtına bir roket bağIatmadı. Tartışma, rayın üstüne... ... bir roket koymak ve hızIa iIerIetmekti.
Queriam pôr um foguete na camara, para que ela se movesse bem rápido.
AIevIeri havada dondurup etrafında kamerayı gezdirdi.
Ele congelou as chamas no ar, e a camara movia-se em redor.
Wo Ping ve WachowskiIer çekimIer üzerine çaIışıyor. Kamera pozisyonu beIirIenmiş durumda.
Wo Ping e os Wachowski trabalhavam nas cenas, tudo era gravado... e decidia-se onde a camara ficaria.
Şonra çeşmeyi çok kısık bir dekIanşör iIe çekeceğiz. Aynen su rekIamIarında çok temiz gözüktüğü gibi. Şonra kaIabaIık geIecek.
vamos filmar o fundo sem ninguém... depois vamos filmar a fonte com um obturador bem fechado... para imagem ficar bem definida, como nos anuncios de água... aí trazemos a multidão, filmamos de todos os três ângulos... e, enquanto as pessoas estão a andar... vamos acelerar a camara de 24 para 96 frames por segundo.
... ÇG oIarak kurduk. Manex YapımcıIık Şan Francisco Şimdi sanaI ÇG kameramızı. heryere oynatabiIiriz.
Depois disso, podemos pôr a camara virtual em qualquer lugar do set.
Kamera iIe yapıIması imkansız... Yardımcı Efekt Amiri ... çekimIer için arka pIan yapmakta kuIIanıIır.
Isso é usado para montar cenários... para takes que não poderiam ser feitas com uma camara.
Kamera iIe oIsaydı... ... rayIar, ekip, ve insan görürdünüz.
Fazendo isto com a camara, ver-se-iam os trilhos dela... equipamentos, pessoas da equipa.
MükemmeI bir sahne vardı, kamera geri çekiIirken... ... kozadaki bebeği görürüz...
Eu estava a ver os takes do dia, e havia uma cena incrível... com a camara a mostrar um bébé dentro do casulo.
... ve koza su iIe doImaya başIar ve kapak kapanır.
Ele enche-se de água, a camara sobe e uma válvula fecha-se.
Gizli kamera mı?
Uma camara escondida?
Kamera'da mıyım?
Eu estou na camara?
Max'in dün gece kaldığı otelin güvenlik kamerasının görüntüleri.
A camara de segurança do hotel onde a Max ficou ontem à noite.
Kamerayi alacağim. İyi delikanli.
Eu pego a camara Bom rapaz
Şimdi de kıçın büyük belada.
Agora vais morrer na camara de gaz. por que me dizes essas mentiras?
Kamerayı nereye sakladın, ormanlığa mı?
Onde tens a camara escondida, naquele bosque?
Kamera yok.
Não há camara.