Caretaker traduction Portugais
36 traduction parallèle
Okampalıları korumak için, Bakıcı'nın istasyonunu yok etmiştik.
Eu destruí a Estação Caretaker para proteger os Ocampas.
Bay Caretaker...
Sr. Guarda...
- Caretaker.
- Caretaker.
Değil mi, Caretaker?
Não ensinamos, Caretaker?
Caretaker'la kucaklaşarak zaferi kutlamalısın.
Devias dar um abraço de vitória ao Caretaker.
- Efendim, Bay Caretaker.
- Sim, Sr. Caretaker.
Caretaker nerede?
Onde está o Caretaker?
Biliyorum ki Caretaker burada olmadan oyun ruhunu yakalamak çok zor.
Eu sei que é difícil concentrarmo-nos no jogo com a ausência do Caretaker.
Caretaker'ın bize son hediyesi.
A última prenda do Caretaker para nós.
Caretaker giyinmek için bizlere bazı kıyafetler bulduğunu söylemişti.
O Caretaker disse que nos arranjava alguma coisa para vestir.
- Birden mahkûm Unger'ın Caretaker'ın ölümü nedeniyle mahkûm edilmesi ilgimi çekti.
- Sabe, acabei de tomar conhecimento que o colega Fome foi detido pelo assassinato do Caretaker.
Hatta Caretaker'ı hücrene senin gönderdiğini söylüyor.
Raios, ele até diz que você mandou o Caretaker para a sua cela.
Hey, dostum, Caretaker'ın tüm yaptıklarından sonra ona sevgini böyle mi gösteriyorsun?
Hei, meu, depois do que o Caretaker fez, é assim que lhe agradeces?
Müdür, Caretaker cinayetini üzerime yıkmak istiyor, eğer maçı satmazsam.
Agora o director quer culpar-me pela morte do Caretaker se eu não entregar este jogo.
Caretaker ne yapardı?
O que é que o Caretaker faria?
Ve sakın endişelenme, Caretaker cinayetiyle bir ilgin olmadığını biliyorum.
E não te preocupes, eu sei que não tiveste nada a ver com o assassinato do Caretaker.
Bunlar bende kalsın.
Bem, Caretaker...
Her şeyi Caretaker denen bir adam yaptı.
Foi divulgada por um homem chamado o Zelador.
Caretaker.
O Zelador.
Adı Caretaker işi sır tutmak, belgeler, kayıtlar, fotoğraflar.
Chamam-no o Zelador. Um guardião de segredos. Documentos, gravações, fotografias.
Caretaker suçlular için inanılmaz bir kiralık kasa hükümetler, sanayi önderleri ve sırları sadece özel bir talimatla ortaya çıkarıyor.
O Zelador mantém um cofre impenetrável para criminosos, governos, capitães de indústria, e só revela esses segredos consoante as instruções específicas de alguém.
Caretaker operasyonunun tamamının amacı ucu güçlü ve tehlikeli adamlara dokunan, iyi korunan sırların açığa çıkmasını engellemek.
A integridade da operação do Zelador é a única coisa que impede que milhares de segredos bem guardados sejam expostos. Segredos que comprometem pessoas poderosas e perigosas.
Caretaker'ın elinde cinayet, yolsuzluk, şantaj kayıtları bulunuyor ve kayıtlar sadece hükümetle alâkalı değil şirketlerle, milyarderlerle alâkalı.
Ele diz que o Zelador tem provas de assassinato, corrupção, chantagem, e não apenas de governos. Tem de corporações e bilionários.
- Sırrı tutanı öldürelim. - Caretaker'ı ve sırlarını bulmamızı istiyor.
Ele quer que descubramos o Zelador e que contenhamos as fugas.
Bize Caretaker'dan bahset.
Fale-nos do Zelador.
Wen'e göre Caretaker bu sitemi kullanarak belgelerin transferini sağlıyormuş.
Segundo o Wen, o Zelador usa-os para transportar documentos e outras cópias físicas.
Caretaker bu borulardan hangisini kullanıyor peki?
Quais destes tubos é que nos leva ao Zelador?
Önceleri ben de onun bir müşterisiydim ve bahse girerim Caretaker'de öyle.
Sou cliente desde o início e aposto que o Zelador também é.
Bana müşterilerinden biri olan Caretaker'ın yerini söylemen gerek.
Preciso que me dês a localização de um desses clientes. O Zelador.
Normalde sana katılırdım. Ancak Caretaker'ın sistemi açığa çıktı ve FBI onu arıyor.
Normalmente, concordaria, mas o sistema do Zelador foi comprometido e o FBI está à procura dele.
Reddington'a göre boru hattının terminali Caretaker'ın evinin bodrumuna çıkıyor.
Segundo o Reddington, uma das linhas dos tubos vai ter à cave da casa do Zelador.
Hava yolu belgeleri Caretaker'a emanet etti, ortaya çıkma durumuna karşı.
Então a companhia coloca o contrato à guarda do Zelador como garantia contra a exposição.
Caretaker'ın kızını bulmaktan çok daha büyük bir sorunumuz var.
Temos problemas maiores do que salvar a filha do Zelador.
Caretaker'ın defteri.
O livro do Zelador.
"giriş yap : bakıcı"
login como : caretaker
Eğer kayıtlarını Caretaker'a emanet ettiyse belki neler olduğunu biliyordur.
Se ele depositou uma gravação com o Zelador, talvez saiba o que se passa.