Casting traduction Portugais
203 traduction parallèle
Central Oyuncu ajansından yeni birisini bulmak saatler alacak.
Levará horas a encontrar outro num'casting'.
Rolleri dağıtmada onun sözü olacak.
Ele está a investir na peça e terá uma palavra a dizer quanto ao casting.
Görüyorsun, oyuncu belirlemenin tam ortasındayız, ve...
É que estamos no meio do "casting", e...
Oyuncu belirlediğimizi biliyor.
Ele sabe que estamos a fazer o "casting".
sunu da söylemek istemedim ama Martin Scorsese yeni filmine oyuncu seçiyormus.
E não queria contar-te isto, mas o Martin Scorsese está a fazer o casting do seu novo filme e...
Bayan Olimpia'nın deneme çekimi.
- Casting da senhora Olímpia.
Telefon et, şehirdeki tüm kast ajanslarını ara.
Vai para o telefone! O casting vai começar. Fale com todos os agentes da cidade!
Geçen hafta çok ünlü bir kast ajansı sahibinin en yakın arkadaşı beni masasına çağırdı ve...
Na semana passada, um homem, muito bom amigo do chefe do casting da UFA convidou-me para sentar à sua mesa, e...
Hollywood'un ideal evlilikleri hakkındaki gerçekleri öğrenin. Nora'nın kocasıyla kavgaları hakkındaki sırları, Al Cumberland'ın ünlü oyuncular hakkında söylediklerini.
Saiba a verdade sobre o casamento mais idílico de Hollywood, sobre as discussões secretas de Nora com o marido, sobre o famoso sofá de casting de Al Cumberland.
Oyuncular hakkında söyledikleri.
Sofá de casting?
Bu hafta oyuncu seçimlerine başlayacaklardı.
Deviam estar a fazer o casting esta semana.
Seçmeler yarın NBC'de, 16 : 00'da.
O casting é amanhã, na NBC, às 16 h.
Dinle, Russell seçmelerde miydi?
Escuta, o Russell estava no casting?
Oyuncular işin yarısıdır.
O casting é metade do trabalho.
Rolleri dağıtan bayan - -
A senhora do casting...
Eğer rol dağıtıcısı kadınla yatarsam.
Se estiver disposto a ir para a cama com a senhora do casting.
Yönetmen ona şansımı kaybettiğimi söylemiş.
A directora de casting disse que perdi a hipótese.
Yönetmen, arkadaşlarla konuşmaz.
A directora de casting não fala com amigos.
- Oyuncu seçimiyle uğraşmıyorum.
Não faço o casting.
Gecelerini, büyülü sözler indirerek ve kemikleri okuyarak... -... geçirdiğini varsaymıştım.
Pensei que passasse as noites a fazer downloads de feitiços e casting a ossos.
Ama biraz yaratıcı bir oyuncu seçimi ile, farkına bile varmayacaksınız.
Mas graças a um casting criativo, nem darão por isso.
İstenmeyen diğer beş hamilelik içinden bu şovun yıldızı doğum tarihine göre seçildi... Truman yarışı önde bitirdi.
Competindo com outras cinco gravidezes indesejadas, com o "casting" de um programa determinado por uma data, o Truman foi o que chegou na hora certa.
Evet, ama elim alçılıydı, tam kavrayamamıştım.
Sim, mas eu tinha o casting, não tinha uma boa aderência.
Evet, sen gittikten beş dakika sonra Thompson Döküm aklıma geldi.
Sim... Pensei em Thompson's Casting, 5m após a sua partida.
Thompson Döküm boşa vakit kaybıymış.
Parece que Thompson's Casting é uma perda de tempo.
Thompson Döküm boşa vakit kaybıymış.
Parece que Thompson's Casting é uma perda de tempo..
Ben bu sabah Alan Thicke ve Oorey Haim'inkine gittim.
Fui hoje ao casting de um.
Bu herif şehrin en büyük reklâm yönetmeni!
É o maior director de casting publicitário da cidade!
Seçmelerdeki kadınlardan biri beni gerçekten bir oyunda görmüş.
Uma das senhoras do casting viu-me numa peça.
Ben de öyle düşünmüştüm ama oradaki adamların benimle ilgili bir sorunları varmış.
Também achava mas o pessoal do casting teve problemas comigo.
- O pic kurusunu oldurmeliyim - Cok kotu roldu, Bobby.
- Isso foi só erro de casting...
Sen başrol oyuncusunu yeniden belirleme sürecindesin. Ve ben...
Vais agora refazer o casting da protagonista, e peço-te...
Filmin kastı bize pahalı geldi ama bir kast ajansı olarak O en iyisidir.
Não temos dinheiro para lhe entregar o casting a ela, mas melhor agente de casting que ela, não há,
Seni seviyorum ama herkesi görene kadar kastı çıkarmama izin yok.
Adoro-te, mas só me deixam fazer o casting depois de ver todas,
Merkezi Aktör Ajansı " ndan mı?
Da central de casting? É genial.
Bu sabah başka bir seçme vardı. Çok kötü geçti, Ve ben...
Já estive noutro casting hoje de manhã e como a minha casa é muito escura, tenho tendência a...
Bir rol ajansımız var ben de onlara neler yapabileceklerini soruyorum.
Faço um casting e pergunto o que elas estão dispostas a fazer :
Kardeşi olarak, kız kardeşimin beni seçmelere davet etmesini beklerdim.
Como irmão dela pensaria que a minha irmã me convidaria para um casting.
Rol için teşekkür ederim.
Obrigado pelo casting.
Bedava LA gezisi için maşa etmek istediğiniz çocuğunuz varsa neden denemelere katılmayasınız ki?
Se tem uma criança e gostava de a explorar para ganhar uma viagem a L.A., traga a ao casting para o nosso show.
- Joey, senin uygun olacağını sanmıyorum.
- Sei que está a fazer um casting.
Seçmeleri yapanlarla az önce konuştum.
Falei com o pessoal do casting.
Şehirdeki tüm yönetmenler, beni Caroline Şehirde'ki seçilmiş sahneler için izleyecek.
Todos os directores de casting da cidade vão estar lá para me ver a representar cenas seleccionadas de "Caroline in the City".
Onlar, oyunculuk için başvuruda bulunan aktörler.
São actores que responderam a um anúncio que eu afixei no Casting Call Weekly.
Oyuncu asistanı çok güzeldi ve Betondaki Erkek Ceset performansımın bir parçam olan ölüyü oynamayı reddedecek kadar ikna ediciydi.
O assistente de casting era deslumbrante. e como a minha actuação era para "Cadáver Homem na Laje", houve uma parte de mim que se recusou a fazer de morta.
Deneme seansları için hazır mısınız?
Está pronto para o "casting"?
İki yıl önce o küçük başbelası kötü cinlerin kehanet seansında ortaya çıktı.
Há dois anos, aquela pestinha... apareceu aí numa sessão de casting para elvos maus.
- VP casting veya başka bir şey...
És vice-presidente do pessoal, ou coisa do género? Sim.
Senin Pilgrim'in kadrosu hakkında konuşmak istiyorum.
Quero falar contigo. sobre o casting do Pilgrim's Progress.
Manken ajanslarına ve yapımcıları aradım.
Eu fiz muitos telefonemas para agências de modelos, empresas de "casting", e coisas semelhantes.
Ben bir "casting" sorumlusuyum.
Sou agente de casting.