Cdo traduction Portugais
66 traduction parallèle
Duydun mu, pislik Billy Joe Hill davayı temyize götürüyormuş.
Ainda não ouviste o mal que estão a dizer do CDO?
... CMO'lar, CDO'lar, SIV'ler, ABS'ler...
CMOs, CDOs, SlVs, ABSs.
YATIRIM BANKALARI - YATIRIMCILAR Bu bankalar binlerce mortgage ile araba ve eğitim kredileri ile kredi kartı borçları dahil diğer kredileri birleştirip teminatlı borç yükümlülükleri veya CDO denilen karmaşık türevler oluşturdular.
Estes reuniram milhares de hipotecas e outros empréstimos, incluindo empréstimos para carros, para estudantes e montantes de compras a crédito para criar produtos derivados complexos, a que chamaram activos tóxicos ou CDOs, collateralized debt obligations.
Yatırım bankaları CDO'ları değerlendirmeleri için derecelendirme kuruluşlarını tuttular bunlar da çoğunu üç A olarak derecelendirdi. Bu en üst yatırım derecesiydi.
Os bancos de investimento contratavam agências de rating para avaliar os CDOs e muitos deles receberam a cotação AAA, a nota mais alta em termos de investimento.
Bu durum CDO'ları emeklilik fonları için çekici kıldı çünkü fonlar sadece yüksek dereceli menkul kıymetler satın alıyordu.
Estes CDOs eram muito atraentes para os fundos de pensões, que só podiam comprar títulos muitíssimo bem cotados.
Ne kadar CDO satarlarsa, kârları o kadar yükseliyordu.
Quanto mais CDOs vendessem, mais altos eram os seus lucros.
Yatırım bankalarından para alan derecelendirme kuruluşlarının ise yaptıkları değerlendirme yanlış çıksa bile bir sorumluluğu yoktu.
E as agências de rating, que eram pagas pelos bancos de investimento, não eram responsabilizadas se a cotação dum CDO se revelasse mal atribuída.
Ama binlerce subprime kredisi birleştirilerek CDO'lar yaratıldığında bunların birçoğuna hâlâ üç A derecesi veriliyordu.
Mas quando milhares de empréstimos subprime eram reunidos num CDO, muitos deles recebiam na mesma a cotação de AAA.
KREDİ TEMERRÜT SWAPLARI YATIRIMCILARI - CDO Ellerinde CDL olan yatırımcılar için kredi temerrüt swapları sigorta poliçesi işlevi görüyordu.
Para os investidores que tinham CDOs, os CDSs funcionavam como uma apólice de seguros.
Eğer CDO batarsa AIG yatırımcıya zararını telafi edeceğine dair söz veriyordu.
Se o CDO perdesse valor, a AIG comprometia-se a compensar o investidor das suas perdas.
Ama normal sigortanın tersine spekülatörler sahip olmadıkları CDO'lara karşı oynamak için AIG'den kredi temerrüt swapları da satın alabiliyorlardı.
Mas ao contrário das seguradoras normais, os especuladores também podiam comprar CDSs à AIG para apostar contra CDOs que não possuíam.
Ama CDO'lar daha sonra değersiz çıkarsa AIG hesap verecekti.
Mas se os CDOs viessem a desvalorizar, a AIG ficaria enrascada.
Goldman Sachs 2006'nın ilk yarısında bu zehirli CDO'lardan en az 3.1 milyar dolarlık sattı.
A Goldman Sachs vendeu pelo menos 3100 milhões destes CDOs tóxicos na primeira metade de 2006.
2007'de, Allan Sloan, CEO olarak Paulson'in son aylarında çıkarılan CDO'larla ilgili bir makale yayınladı.
Em 2007, Allan Sloan publicou um artigo sobre as CDOs emitidas durante os últimos meses de gestão de Paulson.
GOLDMAN SACHS CDO DEĞERLENDİRMESİ
RATING DAS CDOs DA GOLDMAN SACHS
Sadece zehirli CDO'lar satmıyor müşterilerine bunların yüksek kaliteli yatırımlar olduğunu söylerken aynı zamanda onlara karşı oynuyordu.
Além de vender CDOs tóxicos, tinha começado a apostar activamente contra eles, enquanto os vendia aos clientes como investimentos de alta-qualidade.
AIG'den kredi temerrüt swapları satın alarak Goldman kendisinin olmayan CDO'lara karşı oynayabiliyor ve CDO'lar batarsa parasını alabiliyordu.
Comprando CDSs à AIG, a Goldman podia apostar contra CDOs que não possuía e ser compensada quando os CDOs falhassem.
Müşteriler kaybettikçe kendilerine kazandıracak biçimde özel olarak oluşturulmuş CDO'lar satmaya başladılar.
Começou a vender CDOs concebidos de forma a que quanto mais os clientes perdessem, maiores fossem os lucros da Goldman Sachs.
Davada Morgan Stanley'nin CDO'ların beş para etmez olduğunu bildiği iddia ediliyor.
O processo alega que o Morgan Stanley sabia que os CDOs eram tóxicos.
Tricadia ve Magnetar hedge fonları, kendi çıkardıkları CDO'ların kaybedeceğine oynayarak, Merrill Lynch, J.P. Morgan ve Lehman Brothers'la birlikte milyarlar kazandılar.
Os fundos Tricardia e Magnetar ganharam milhares de milhões a apostar contra CDOs que tinham concebido com a Merrill Lynch, a JP Morgan e o Lehman Brothers.
CDO'lar müşterilere "güvenli" yatırımlar olarak satıldı.
Os CDOs foram vendidos aos clientes como sendo "investimentos seguros".
CDO piyasası çökmüş yatırım bankalarının elinde satamadıkları yüzlerce milyarlık kredi, CDO ve gayrimenkul kalmıştı.
Desaparecido o mercado para os CDOs, os bancos de investimento ficaram com um passivo de centenas de milhares de milhões em empréstimos, CDOs e imóveis que não conseguiam vender.
CDO'ların eş zamanlı ödemeleri ve kredi borcu takas sözleşmelerinin felâket baskısı...
Os pagamentos simultâneos de obrigações de dívida colateralizada e swaps de risco de incumprimento puseram uma pressão catastrófica...
Kredi borcu takasları ve tüketici borcuna karşılık teminatlı borç yükümlülüklerinden,... neredeyse tüm Avrupa ekonomisini çökertmiş olan yatırım bankası Goldman Sachs ve Yunanistan arasındaki hileli anlaşma gibi tüm ülkelerin borçlarını maskelemek için kullanılan karmaşık ve uydurma projelere kadar her şeyi alıp satıyorlar.
Desde CDS [Credit Default Swaps ] e CDO [ Collateralized Debt Obligations] passando por complexos esquemas derivados utilizados para mascarar a dívida de países inteiros, como o conluio entre o banco de investimento Goldman Sachs e a Grécia, que quase causou o colapso de toda a economia europeia.
Satmamış pisliklerle tekrar paketler TBY'ye koyarız.
Reacondicionamo-la dentro de uma CDO com outras merdas que não se venderam.
Bu bir TBY'dir.
Uma CDO é isso.
İpotekli tahviller pislik ve TBY'ler de pisliğin içindeki pislikler.
Então, as obrigações hipotecárias são bosta de cão as CDO bosta de cão embrulhada em bosta de gato.
Kurumlar, bu TBY'leri hazine bonoları gibi sağlam görüyorlar ve onlar sıfıra gidiyorlar.
As instituições tratam as CDO como se tivessem a solidez de títulos do tesouro e elas vão valer zero.
- Şu TBY'lerden biraz daha bahsedin.
- Falem-me mais dessas CDO.
Vennett, TBY'lerden söz ediyor ama biz baktık ve onun fark ettiğinden çok daha kötüler.
Certo. O Vennett menciona as CDO, mas estivemos a ver e são ainda muito piores do que ele pensa.
Açığa satmak istediğiniz TBY'leri inceledim.
Analisei a fundo as CDO contra as quais querem apostar.
Moody's ve SP, TBY'lerin ve ipotekli tahvillerin notunu düşürüyor mu?
As agências de rating, a Moody's, a SP, desceram as CDO e as obrigações hipotecárias?
İpoteklerin ödenmemesi arttı ve TBY'ler daha değerli oldu.
O incumprimento hipotecário subiu e as CDO valorizaram-se.
TBY'nin ne olduğunu bile bilmiyordu.
Nem sabia o que é uma CDO.
Ya bankalar habersiz ve bu TBY'lerin değerini bilmiyorlar ya da o kadar hırsızlar ki TBY'ler beş para etmiyor ve bunu gizliyorlar.
Ou os bancos andam às cegas e não sabem avaliar as CDO ou então são tão corruptos que sabem que as CDO valem zero e estão a escondê-lo.
Tüm tahvil ve TBY satışçıları, eşik altı alacaklıları ve takas simsarları gidecek.
Estarão lá todos os vendedores de obrigações e CDO, mutuantes de subprimes e negociantes de swaps.
Bu TBY makinesinin iki yıl daha çalışmasına ihtiyacım var. Sonra çok zengin olacağım ve Aspen'de ev sahibi olacağım.
Quero que a máquina de CDO funcione durante mais dois anos, até ficar rico para caraças e comprar uma casa em Aspen.
TBY'lerin AA tranşlarından bazılarının açığa satışıyla ilgileniyoruz.
Queremos apostar contra a tranche AA de CDO.
- Ben TBY müdürüyüm.
- Sou gestor de CDO.
- "TBY müdürü" mü?
- "Gestor de CDO"?
TBY'lerin yönetilecek bir yanı olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que havia alguma coisa para gerir nas CDO.
TBY portföyüne giren menkul kıymetleri seçip, varlıkları gözlemleriz.
Escolhemos os títulos do portefólio da CDO e supervisionamos os activos.
Merrill Lynch'in TBY'lerinin çoğunu ben yapıyorum.
Faço a maioria das CDO da Merrill Lynch.
Ama TBY'nize Merrill Lynch'in tahvillerini koymazsan Merrill Lynch seni hiçbir müşteriye göndermez.
Mas a Merrill Lynch não lhe envia clientes se não colocar as obrigações deles na sua CDO.
- Bu yüzden oluşturduğun TBY'ler en iyi kalite ve yüksek değerde.
- Então, as CDO que cria são da maior qualidade e têm o mais alto valor.
TBY "A" da TBY "B" nin parçaları var.
A CDO "A" tem partes da CDO "B".
TBY "B" de TBY "A" nın parçaları var.
E a CDO "B" tem partes da CDO "A".
Ama sonra ikisi de TBY "C" nin içine koyuluyorlar.
Mas depois são ambas colocadas dentro da CDO "C".
Evet, ona TBY kare deniyor.
Sim, essa chama-se CDO ao quadrado.
TBY'nin TBY'si.
Uma CDO de uma CDO.
Sonra takaslarınla yaptığın bahsin zıt tarafından oluşan TBY'ler var.
E há CDO feitas com o lado inverso da aposta que fazemos com os swaps.