English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ C ] / Cenevre

Cenevre traduction Portugais

517 traduction parallèle
Cenevre'de öğrenciydim.
Eu era estudante em Genebra. Havia uma rapariga.
Cenevre Anlaşmasının verdiği haklara göre bunu istemek hakkım!
Traga-me um médico, palhaço incompetente!
Cenevre Konvansiyonuna göre ölü mahkumlar adabına göre gömülmelidirler.
De acordo com a Convenção de Genebra, os prisioneiros mortos devem receber um enterro decente.
Cenevre Konvansiyonu'nun farkındayım.
Conheço a Convenção de Genebra.
Beyler, yarın sabah Cenevre'den gelen adam kampa uluslararası konvansiyona uyup uymadığımızı görmeye gelecek.
Senhores, amanhã de manhã vem cá o homem de Genebra para inspeccionar, e verificar se estamos a respeitar a Convenção Internacional.
Bulduğunda Cenevre'ye göndeririz.
Quando o encontrar, nós mandamo-lo para Genebra.
Cenevre Konvansiyonu bu yüzden var. Savaş mahkumlarının haklarını korumak için. Amerikalı ya da Alman, farketmez.
É para isso que existe a Convenção de Genebra, para proteger os direitos dos presos de guerra, sejam americanos ou alemães.
Cenevre Konvansiyonu önüne geleni vuramazsın demiyor mu?
A Convenção de Genebra não diz que não podemos matar um homem?
Cenevre Konvansiyonuna göre...
Segundo a Convenção de Genebra, este homem...
Cenevre Konvansiyonunda uyumama izin veren bir madde var mı?
Há algo na Convenção de Genebra que me deixe dormir?
Meseleyi Cenevre Konvansiyonu üzerinden sorgulamaya götürebilirsiniz.
Assumo que conheça os convénios da Convenção de Genebra.
- Cenevre Sözleşmesi... - Beni dinle.
- A Convenção de Genebra...
Cenevre Anlaşması gereği, subayların, işçi olarak çalıştırılmasının kesinlikle yasak olduğu gözünüzden kaçmış olabilir.
Talvez lhe tenha escapado o facto de que o uso de oficiais no trabalho é expressamente proibido pela Convenção de Genebra.
Binbaşı Saito, size Cenevre Anlaşmasının 27. Maddesini hatırlatmak isterim.
Chamo a sua atenção, Coronel Saito para o Artigo 27 da Convenção de Genebra.
Cenevre'de beni bekliyorlar.
Esperam-me em Genebra.
Lozan ve Cenevre'dir.
mas em Lausanne e Genebra.
Yaralı da olsa asiler, Cenevre Sözleşmesiyle korunmuyor ve kötü muamele görüyor.
Rebeldes, feridos ou não, não estão ao abrigo da Convenção de Genebra e são tratados com crueldade.
Cenevre.
Genebra.
Cenevre, 13 Mayıs, 1958.
Genebra, 13 de Maio de 58.
Palivoda, Cenevre radyosundan
- O Arthur Palivoda da Radio Genève?
Cenevre plakası yok.
Passarás mais despercebido.
Cenevre'ye geldiğinden beri çok erkekle çıktın mı?
Desde que está em Genebra, foi cortejada por muitos rapazes?
Artık Cenevre'nin ışıkları yoktu ama Rio'nunki gibiydi.
Já não eram as luzes de Genebra, mas as do Rio de Janeiro.
British United Hava Yolları ile Cenevre'ye gidecek olan VF400 uçağı için son çağrı.
Chamada final da British United Air Ferries para a partida do seu voo VF400 com destino a Genebra.
British United Hava Yollarının Cenevre'ye giden VF400 uçağı kalktı.
Partida da B.U. Air Ferries, voo VF400 com destino a Genebra.
Sonraki Cenevre uçağında yeriniz hazır, yarım saat sonra kalkacak.
Fiz reserva para o próximo voo de Genebra, que sai daqui a meia hora.
Cenevre'den özel bir jetle gelmiş.
Veio num jacto privado, de Genebra.
Adamlarımın Cenevre Sözleşmesi dahilinde savaş esiri olarak korunacaklarına dair imzalı bir emir istiyorum.
Quero uma ordem escrita a garantir que os meus homens serão protegidos...
- Cenevre Anlaşmasına göre...
- Segundo a Convenção de Genebra...
Cenevre'deki Discount Bankası'ndan haftada 300 dolar alıyor.
Recebe 300 dólares por semana de um banco suíço.
General dileğim mahkûm kamplarının Cenevre Antlaşmasına göre yönetimi.
General... Pretendo que os prisioneiros dos campos sejam tratados de acordo com a Convenção de Genebra.
Ayrıca tüm Fransız mahkûmlarına, Cenevre Anlaşmasının savaş kurallarına göre davranmayı kabul ediyor.
eles concordam em tratar todos os prisioneiros franceses de acordo com as leis de guerra da Convenção de Genebra.
İsimlerimizi Cenevre'ye gönderdik.
Enviámos os nomes para Genebra.
Cenevre'ye gelmeden onlarla tanışmalıyım.
Mas tenho de conhecê-los antes de ir para Genebra, não?
John Columbia'dan birini görmek için bu gece New York'a uçacak. Yarın Dünya Sağlık Örgütü için Cenevre'ye uçacak.
John segue esta noite para Nova lorque, para ver um amigo na Columbia e amanhã para Genebra, para trabalhar na Organização Mundial de Saúde.
Ben de haftaya Cenevre'ye gideceğim ve evleneceğiz.
Daqui a uma semana tenciono partir para Genebra, onde nos casaremos.
Evet ve Joey'de Cenevre'ye gitmek ve ve birkaç hafta içinde evlenmek istiyor.
Exato. O que a Joey propõe é ir para Genebra... para casarem nas próximas semanas.
Cenevre yolculuğunu da konuşun. John ve ben sizi düğünümüze bekliyoruz.
Já podem falar de viajar até Genebra... porque eu e John queremos os quatro lá, no nosso casamento.
Cenevre Sözleşmesi'nin k oruması altındasınız.
A Convenção de Genebra protege-vos.
Bay Crown, yine Cenevre'den aradılar.
Sr Crown, é Genebra de novo.
Ayın 3'üne Cenevre uçağına yer ayırtın.
Marquem-me para Genebra na Quinta.
- Cenevre'de ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?
- Quanto tempo planeia ficar em Genebra? - Três dias.
Mayıs'ta 2 kez Cenevre'ye 6 kez de San Ravi'ye gitmiş.
Duas viagens a Genebra em Maio, e seis depois do nosso assalto.
Ama paranın kalanını Cenevre'deki bir bankadan alacaklar.
Eles conseguem os seus fundos de um banco em Genebra.
Cenevre'ye sorun.
Confirme com Genebra.
Cenevre'deki Kızıl Haça sorun.
Confirme com a Cruz Vermelha em Genebra.
Cenevre, burası Roger Five-O, bulut okumanız nedir?
Genebra, daqui Roger Cinco-O, qual é o vosso registo de nuvens?
- Bir savaş esiri, Cenevre anlaşmasına göre...
O nome dele é Ben Archerlift. Ele é um aviador abatido. Ele é um doente meu.
Bay Carala, Cenevre'ye gitmek üzere.
Não pode falar.
Cenevre Profösörü Bir Saldırı Sonucu Öldü. Gene onlar. Kahrestsin.
Recomeçaram.
Cenevre'de ailenle birlikte mi kalıyorsun?
- Está em Genebra com os seus pais?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]