Cera traduction Portugais
1,009 traduction parallèle
Karın sana Bushrod Gentry diye seslendiğinde balmumu yüzünden kulağım tıkandı, iyi işitemedim sanmıştım.
Pensava que a cera tinha-me abafado os ouvidos quando ouvi sua mulher te chamar Bushrod Gentry.
Sana bir kutu cila ve bez getireceğim.
Vou trazer-lhe uma lata de cera e um pano.
Sabahları güvertedeki hâlin hâlâ gözümün önüne gelir. Dizlerinin üzerinde elinde cilayla.
Lembro-me de ti na coberta, ajoelhada, com a cera na mão.
Mumlarsak, sesin çoğu kesilir.
Ponha cera, para vedar melhor o som.
Bu gece "BALMUMU HEYKELLER" adlı bir oyunu sunuyoruz.
Esta noite vamos apresentar uma peça intitulada : "A Figura de Cera."
BALMUMU HEYKEL
A FIGURA DE CERA
- O balmumundan, efendim.
- Ela é de cera, senhor.
Elbette, balmumundanmış.
Claro, de cera.
Bilirsiniz, balmumunda usta olmak için insanın kendisini bir sanatçı ile bir cerrah bileşimine dönüştürmesi gerekir.
Sabe, a fim de se tornar um artesão em cera, devemos transformar-nos numa combinação de artista e cirurgião.
Herkes bilir ki, Denizci'nin balmumu heykelleri kusursuzdur.
Bem, toda gente sabe que uma cera Marriner é perfeito.
Balmumu heykellerimizden her biri dört ayda bir güzellik işleminden geçer.
Cada uma das nossas figuras de cera recebe um tratamento de beleza a cada quatro meses.
Balmumu heykelin başına her keresinde bir saç teli yerleştirildiğini fark etmişsinizdir.
Você vai notar que o cabelo é colocado em uma cabeça de cera um fio de cada vez.
Bir balmumu heykelinde, gözler çok önem taşır.
Bem, numa figura de cera, Os olhos são de extrema importância.
Balmumu heykeller, bilirsiniz.
Por causa da cera, sabe?
Ağır işitiyorsun anlaşılan.
Tens cera nos ouvidos.
Miller-Cila ajans değiştirecekmiş.
A cera Miller vai mudar de agência.
Yerlilerin davul sesleri Miller-Cila yeni ajans arıyor diyor.
Ds nativos são incansáveis, a cera Miller procura uma nova agência.
Biz bu cilayı normal, orta halli insanlara satacağız.
Temos que vender a cera a pessoas normais.
Miller-Cila anlaşmasını elinden kapmışsın. Biraz içki ve bir kadın vermişsin. Yalan!
Ela acusou-o de ter manipulado o contrato da cera Miller com umas bebidas e uma rapariga.
Miller-Cila reklamını hani ben yapacaktım. Şimdi ise, Bay Miller reklam filan yok diyor!
Eu devia ser a rapariga da cera Miller, e agora o Sr. Miller diz que não vai haver nenhuma!
Onlara neden Miller-Cila kızı reklamı yok anlat. Nedenini unutma.
Diz-lhes que não há nenhuma rapriga da cera Miller e porquê.
Eğer mesajı getiren yakalansa bile kimse mumun altına bir mesaj saklanmış olduğunu fark edemezdi.
Mesmo que o mensageiro tivesse sido capturado, ninguém teria adivinhado que havia uma mensagem escondida debaixo da cera.
Balmumundan bir bebek yapmış. Koruyabileceği bir şey, suçunu affettirmek için.
Foi feita esta boneca de cera.
Herhalde balmumu kaynatmıyordur?
Provavelmente não cozinha cera de velas...
Katil saati öyle ayarladı ki gaz tam olarak 12 : 55'te açıldı. Bir miktar balmumunun içinde asit ve de bir topak sodyum siyanür bulunan bu tencereden.
O assassino marcou o relógio para que o gás saísse precisamente ás 00 : 55, sob esta caçarola que continha uma pequena taça de ácido em cera e uma cápsula de cianeto.
Balmumu eridi, asit topağın üzerine aktı.
A cera derreteu, o ácido caiu sobre a cápsula.
mermer sanatçının ellerinin altında sertliğini kaybediyor, adeta balmumu gibi yumuşak, kaymaktaşı gibi berrak oluyordu.
No entanto, sob as suas mãos, a mármore perdeu a sua dureza... tornou-se macia como cera, translúcida como alabastro.
dün gönderdiğiniz zemin cilası bozuk çıktı... "
A encomenda de cera que nos entregou estava rançosa... "
Mumya mankenlere benziyorlar.
Parecem figuras de cera.
Sonra supabı test kabına sakız, balmumu ya da başka bir şeyle tutturursunuz ki böylece sadece birkaç damla gözükür, ve torpidonun kapısını açınca da her şeye elveda dersiniz.
Veda-se a válvula de admissão com pastilha, cera, o que for para que escoe, e, ao abrir o tubo adeus.
Balmumu değildi.
Não foi cera.
Ben olmasaydım sadece Mumya Müzesi'nde oynayabilirdin.
Sem mim, estaria a representar no Museu das Figuras de Cera.
Hasta ruhlu turistler için bir çeşit mumya müzesi.
Uma espécie de museu de cera para turistas mórbidos.
Evet, artık orada değil, efendim. Onu bu sabah, şapkası ve şemsiyesi ile birlikte Mum Müzesi aldı.
Já não está aí, vieram buscá-lo para o Museu da Cera, juntamente com a capa e chapéu-de-chuva dele.
Onu kullanıyorlarmış, öyle dediler, yeni sergilerinde, ayrıca sizin Macbeth ve Leydi Macbeth olarak mum figürlerini de.
- Vão usar as peças na exposição, ao lado das vossas estátuas de cera como MacBeth e Lady Macbeth.
Bu mum değil.
Isto é de cera?
Londra Mum Müzesinde o sergi bu öğleden sonra açılıyor.
A exposição no Museu da Cera é inaugurada esta tarde.
Balmumu heykelcikler... samandan yapılmış çizimler ve kadifeden yapılmış bir sürü oyuncak.
Estatuetas de cera, cruzes em palha entrançada, tantas imagens do Presépio.
Kimse balmumu heykellerin nereye gittiğini bilmiyor?
Quem sabe, onde terão ido parar, aquelas estatuetas de cera?
- Etrafındaki mumu temizlerdim.
- Libertava-a da cera.
Kulak kiri?
Cera dos ouvidos? Não.
Kulaklarım tıkanmış olmalı.
Devo ter cera nos ouvidos.
Beyler, tüm olanlardan sonra, bir daha hiçbir balmumu heykeline girmenize izin verilmeyecektir.
Cavalheiros, depoi do que aconteceu nenhuma pensão em nenhum museu de cera, vai sequer admitir vocês.
Bence senin uzmanlığın cilalama.
Acho que a tua especialidade será pôr cera nos carros.
Cila mı?
Cera?
Cilacılar için, $ 600.
Polidores de cera, $ 600.
Cilacılar $ 300.
Os polidores de cera custam $ 300.
Cilacılara $ 300.
$ 300 para polidores de cera.
MARRINER'IN BALMUMU HEYKELLERİ
FIGURAS DE CERA MARRINER
Paregorik ve ayakkabı cilası vuran birini tanıyorum.
Conheço um tipo que injecta cera com analgésico!
Mum Müzesi mi?
No Museu da Cera?