Chérie traduction Portugais
307 traduction parallèle
"Anlat bana tatlım."
"Conte-me, chérie."
Hayır tatlım!
" Não, ma chérie!
Paris bir balayı şehridir, chérie ( sevgilim ), keyif doldurur içini.
Paris é a cidade do amor, chérie, cheia de encantamento.
Biliyormusun, chérie, gözlerindeki ışıltılar sanki birer yıldıztozu.
Sabias, chérie, que os teus olhos brilham como estrelas?
- Bir sonraki sefere, chérie ( tatlım ).
- Até à próxima, chérie.
- Gerçekten inatçısın, chérie ( sevgilim )?
- Insistes mesmo, chérie? - Sim!
Chérie ( sevgilim )...
Chérie...
Geri geldiğimde chérie ( sevgilim ), bana aşık olacaksın.
Quando eu voltar, chérie, vais apaixonar-te por mim.
Chérie ( sevgilim ), Sana geri döndüm.
Chérie, devolvo-te à serradura.
Hayır yanılıyorsun chérie ( sevgilim ).
Não, não, não, chérie.
Chérie ( sevgilim ), seni nasıl çok seviyorum.
Chérie, como gostava de te amar.
Sen değilsin, tatlım.
Tu não, chérie.
Sevgilim, geminin nerede olduğunu biliyorsun.
Mas, chérie, tu é que sabes onde está o barco.
Hoşça kal, sevgilim.
Até a vista, chérie.
- Cherie nin çocuğunda işe yaradı.
- Funcionou com o filho da Chérie.
Mutfaktan sepeti al.
- N'est-ce pas, chérie? - Traga o cesto da cozinha.
- Neden şekerim?
- "Pourquoi, chérie"?
Teşekkürler tatlım.
Obrigado, chérie.
Canım, benim için havadan ağır her şeyden önemlisin...
Minha chérie, significas mais para mim do que qualquer gás mais pesado...
Projeler burada canım.
Os planos estão aqui, chérie.
- Olmayacakmış, hayatım.
- Não estava escrito, chérie...
Sana o şekilde bakmasına dayanamadım.
Não podia suportar a maneira como ele te olhou, ma chérie.
Peçeteni, boynuna bağla, tatlım biz geri kalanı hallederiz...
Guardanapo para atar "chérie" Vem cá para jantar
Buraya gel, tatlım.
Vem cá, "chérie".
Küçük sevgilim.
Ma petite chérie.
Daha da derin, tatlım.
Mais profundo, chérie.
Tam tersine tatlım.
Pelo contrário, chérie.
Hayır, tatlım.
Não, ma chérie.
Yavaş, tatlım.
Suavemente, chérie.
Bu kadar yeter, tatlım.
Já chega, chérie.
Annen gitti... Cennete, tıpkı buradaki tatlı bayan gibi.
A tua mãe foi... para o céu, chérie, como esta simpática senhora.
Görüyor musun, chérie ( sevgilim )?
Vês, chérie?
Bu yüzden kendime "Cherie" diyorum.
Por isso escolhi o nome "Cherie".
Adım bu, Cherie.
É esse o meu nome. Cherie.
Cherie!
Cherie!
- Cherie.
- Cherrie!
Bayım, Cherie'yi gördünüz mü?
Viu a Cherie?
Cherry ve be, biz nişanlandık.
A Cherie e eu estamos noivos.
- Adımın Cherie olduğunu söylemiştim.
- Disse-te que me chamo Cherie!
- Cherie, uyan.
- Cherie. acorda.
Cherie, bak.
Cherie. olha.
Burnun biraz parlak, değil mi Cherie?
Não tens o nariz um bocado brilhante?
Bu Cherie.
Esta é a Cherie.
"Görüyorsun ya, cherie... " eğer kalsaydın, geri döndüğümde seni evde bulsaydım... " ama bulamayacağımı biliyorum...
'Chèrie', se você decidisse ficar... se eu o encontrasse em casa ( o que não vai acontecer... ( e por isso estou agindo assim... ) o facto de você ficar só poderia significar uma coisa :
Bunu anladım. - " Ama cherie, ben bunu ne yapacağım?
"Mas... chéri..."
Senin için ne kadar oldu, şekerim?
Quanto tempo tem isto sido para você, Cherie?
Ben gerçekten iyiyim biliyorsun, şekerim.
Eu sou realmente bom, sabe, Cherie.
- Cherie!
Sim.
Cherie!
- Querido,
- Cherie fahişe değildi.
- A Cherie não é uma vagabunda.
Bunlarda benim kız kardeşlerim. Ching Ha, Chow Hung ve Man Yuk.
Estas são minha irmãs, Brigitte, Maggie e Cherie.