Colonel traduction Portugais
193 traduction parallèle
Kimseye zarar vermedik, Colonel von Reichart.
Não fizemos mal a ninguém, coronel Von Reichart.
Colonel von Reichart'ın emri.
Ordens do coronel von Reichart.
Colonel von Reichart acil iniş alanı hazırlıyor.
O coronel Von Reichart está a construir uma pista de emergência.
Colonel von Reichart'ı etkileyen kişi benim.
Eu sou a culpada, coronel Von Reichart.
Berlin'de Colonel von Scherbach varolduğunu bile unuttular.
Em Berlim, esqueceram-se de que o Coronel von Scherbach existe.
Kül tablasını da. - Tamam, efendim. Colonel, yani Albay Bartlett'in kendini evinde gibi hissetmesini istiyorum.
Quero que o Clyde - o Coronel Bartlett - se sinta como se estivesse lá na terra.
- O halde, Colonel Stewart, burdaki varlığınız Gordon'un tam bir itaatsizliğinin bir kanıtımıdır yoksa değil mi? - Kanıtıdır.
A sua presença aqui confirma ou não a desobediência dele?
Buradaki subayların çoğu eli kanlı mıydı, Colonel?
Você derramou muito sangue de seus homens.
Bunlar Albay Díaz ve Teğmen Arroyo.
Este é o Colonel Diaz... e o tenente Arroyo.
Albay.
Colonel.
- Dr. Fallada'yı tanıyorsun. - Colonel.
- E já conhece o Dr. Fallada.
Yabancı uzay aracı mı? Colonel, baştan başla.
Que nave extraterrestre?
Tam olarak nasıl ölmüştü, Colonel?
Exactamente como... é que ele morreu, Coronel?
Pekiala. Teşekkür ederim, Colonel.
Muito bem.
Ben Colonel Caine, Özel Hava Kuvvetleri eminim Churchill mürettebatından Albay Carlsen'ı da duymuşsunuzdur.
Eu sou o Coronel Caine, Serviço Aéreo Espacial... e de certo que já ouviu falar do Coronel Carlsen da Churchill.
Albay Tom Parker.
Colonel Tom Parker.
Çok yardımcı oldunuz, Colonel Clapperton.
Ajudou-nos bastante, Coronel Clapperton.
Colonel'dan geldiğine şüphe yok.
Parece mesmo algo que possa ter vindo do Coronel.
Sizi o 3 çocuğu kaçırmanız ve Colonel Farouk anlaşması yapılana... kadar elinizde sigortam olarak tutmanız için istiyorum.
Quero que apanhem os três miúdos e fiquem com eles, como segurança... até que o negócio com o Coronel Farouk estar feito.
Colonel Farouk'a denizaltı füzelerini... 2 gün içinde gemilerle göndereceğimizi faksla haber ver.
Manda um fax ao Coronel Farouk e diz-lhe... que podemos mandar os mísseis em dois dias.
Sam! Sam, Colonel Farouk'tan yeni bir haber aldık.
Sam, recebemos um relatório sobre o coronel Farouk.
Colonel Coward...
O coronel Cobarde...
- Colonel Chamberlain.
- Coronel Chamberlain.
- Colonel Vincent.
- Coronel Vincent.
- Colonel, efendim.
- Coronel, sir.
I give you Colonel William Lawford, one ofthe future leaders of our great regiment.
Brinde ao Coronel William Lawford, um dos futuros líderes do nosso grande regimento.
Colonel...
Coronel...
As from noon today, Colonel Lawford will be the beneficiary of Simmerson's folly.
A partir de hoje, o Coronel Lawford será o beneficiário da loucura do Simmerson.
Bu Colonel Kwik-E-Mart's Kentucky Burbon'ın ücretini ödemediniz.
Não pagou a garrafa de uísque Kentucky Coronel Kwik-E-Mart.
Colonel Rogers, Tuskegee'nin kumandanı.
Coronel Rogers é o comandante da base de Tuskegee.
- Colonel, buraya gelebilir misin?
- Coronel, pode chegar aqui?
Colonel's değil de başka bir tavukçu...
Não o Colonel's, uma churrascaria diferente.
Merhaba Colonel.
Olá, Coronel.
- Merhaba. - Adams, bu Colonel.
Eddie Adams, este é o coronel.
Bak Eddie, bütün filmlerimizi Colonel finanse ediyor.
Aqui o Coronel, ele é que mete todo o dinheiro para os nossos filmes.
Colonel'in adımla ilgili söylediklerini düşünüyordum da.
Estive a pensar naquilo que o Coronel disse sobre o meu nome.
Ama Vegas'a vardığımızda Colonel ile konuşmam lazım.
Mas tenho de falar com o Coronel quando chegarmos a Vegas.
Dirk sen de Colonel'i ikna etmeye çalış.
Tens de "trabalhar" o Coronel também, tens de estar empenhado.
- Colonel. - Afedersiniz.
O Coronel.
Colonel'in parası var.
O Coronel tem o dinheiro.
Yavaş ol Colonel.
Pessoal, pessoal, pessoal! Com calma, Coronel.
Kapa çeneni dedim, Colonel!
Eu mandei calar, Coronel!
Hatta üzerinde Colonel Sanders'dan bile daha iyi durmuş.
Gosto mais de vê-lo em ti do que no Coronel Sanders.
Burada.Simdi Colonel Sanderse ne yaptiysan aynisini yap, Her sey guzel olacak.
Aqui. agora, assim como você falou para o professor Sanders, e você vai ficar bem.
O eğitilmeli, Albay., Colonel.
Tem que treiná-lo, coronel.
Yani sahte Colonel demek istiyorsun?
Quer dizer, aquele Coronel da treta?
- Colonel.
- Coronel.
Albay O'Neill ele geçirilmiş.
Colonel O'Neill foi comprometido.
Senin tavuk bacakların varsa ben de Colonel Sanders'ım.
Mereço que expressemos o nosso amor com beleza, patife, e vou realizá-Io!
Kapa çeneni, Colonel! Kapa dedim.
Cala-te, Coronel!
Pekâlâ!
Porreiro, The Colonel.