Corbin traduction Portugais
236 traduction parallèle
- Corbin?
- Corbin?
Memur Cobrin ve Ramon, olay yerine ilk onlar geldi.
Agentes Corbin e Ramon, os primeiros a chegar no local.
Corbin Bernsen.
Corbin Bernsen.
Corbin Bernsen ve George Wendt ile..
Acabei de ter duas conversas inteligentes...
Jay Leno ile Tonight Show! Bu geceki konuklarımız Corbin Bernsen, George Wendt... ve komedyen, Jerry Seinfeld.
No programa desta noite temos e o comediante Jerry Seinfeld.
Corbin Bernsen.
- Não sei. Corbin Bernsen.
Sarah, Corbin nerede?
Delimitaram a zona e chamaram-nos. - O meu colega ainda está lá.
- Corbin, iyi misin?
Abrasão nos joelhos, braços ;
Corbin!
Certo.
Corbin'i evlat edinmeden önce, yıllarca çocuk sahibi olmaya çalıştılar.
Procuro a Kelly D ´ leah. Deu entrada hoje de manhã. - É da família?
David Russo Corbin'in bilgisayar hocasıydı.
- A que horas foi isso? - Por volta da 01h30.
Tuvaletten çıktıklarını gördünüz mü? Corbin ağlayarak çıktı.
Amigos, não diria, mas sei que o Joe tinha um fraquinho por ela.
- Evet. Corbin onun yüzünden öldü.
Desde que ela lhe deu uma tampa numa festa no último semestre que ele insiste para saírem juntos.
Corbin'e bakışları öğretmen gibi değildi.
Procuramos provas. O meu nome é Monroe, e isto é propriedade privada.
Bay Russo geldiğinde Corbin'in morali bozulur muydu?
O município vai pagar os arbustos?
Evet ama onunla Corbin gibi arkadaş değildik.
- Como é ele? - Cabelo seboso, casaco da tropa.
Corbin'in babasıyla ilişkisi nasıldı?
Falem com os outros foliões para preencherem as lacunas.
Corbin'i taciz ettiğini göstermez.
- Mas a Kelly estava desinibida.
Ne yapıyordu? İzliyordu. Sonra Corbin'le konuşmak için kaldığını söyledi.
O que fizeste quando ficaste com a vela murcha?
Corbin'le bile tanışmadan önce.
Lá se vão as ambiguidades.
Bay Russo Crestborne'daki işe Corbin'e yakın olmak için girdiniz değil mi?
Ela diz que se eu não fizer queixa, a comissão disciplinar da universidade trata do caso sem julgamento público. - A violação é crime.
Corbin'in odasını topluyordum. Ashley'yi yanımda tutmak istemedim.
A universidade costumava ser sinónimo de bacharelatos e licenciaturas, não de drogas e GHB.
Evlatlık bürosu ve DNA sonuçları David Russo'nun Corbin'in biyolojik babası olduğunu doğruladı.
- Tipo o quê? Diz-nos tu.
- Corbin'in gerçek babasıymış.
Queremos que nos ajude a apanhar um violador.
Oğlum Corbin'i kaybedince üzüntüden aklımı kaçırdım.
Tao bem como se podia esperar. E tu, como estás? Bem, acho eu.
Ekip başının adı Harry Corbin'di.
O condutor chamava-se Harry Corbin.
Bence Harry Rose Red'in ilk kurbanı olabilir.
Creio que Harry Corbin foi a primeira vítima de Rose Red.
Bu konuda bana güvenebilirsiniz Bayan Corbin.
Acredite em mim, Sra. Corbin.
Bayan Corbin, yankiler güneye olan demiryolu bağlantımızı kesmeyi başaramadılar.
Miss Corbin, os Yankees não conseguiram cortar-nos as nossas linhas de comboio para o Sul.
Ve Bayan Corbin, nişanınızın şerefine.
E, Sra. Corbin, aqui está para o seu noivado.
Bayan Corbin.
Sra. Corbin.
Bayan Corbin, benim askerlerime dönmem gerek.
Sra. Corbin, eu tenho de voltar para os meus homens.
İsmin Corbin, değil mi?
Tu é que és o Corbin, certo?
Söyle Corbin.
Mostre-me lá, Corbin.
- Gel Corbin.
- Bom, Corbin...
Bakıyorum kaliteli arkadaşlar edinmişsin, Corbin.
Gosta de comer em privado, Corbin?
- Bu Corbin'in armonikası.
- É a harmónica do Corbin.
Corbin Bernsen son dakikada çekildi denilebilir.
Ou que o Corbin Bernsen desistiu à última hora.
Herkese hatırlatmak isterim ki Ben aslında Corbin Bernsen yerine son anda gönderildim, ve düşünüyorum ki bu birşeylerin yerine geçmeli.
Gostaria de relembrar a todos que vim substituir à última da hora o Corbin Bernsen.
Sunucu Greg Corbin ve Terry Bates ile beraber.
Com os parceiros : Greg Corbin e Terry Bates.
Kanal 3 Öğle Haberleri, sunucularımız Greg Corbin ve Terry Bates ile.
O Jornal da Tarde no Canal 3, com a dupla de pivôs Greg Corbin e Terry Bates.
Bay Corbin Sellars'ı alkışlayalım.
Por favor deiam as boas-vindas ao senhor Walmart Sellers
- Corbin mi?
- Caramba...!
Onu Corbin'den uzak tutmak için elimden geleni yaptım.
Ela meteu-se com ele para lhe baixar a crista.
Corbin'le bunu konuştunuz mu? Russo'yu kovunca biteceğini sandık.
Dá-me só um segundo.
Evde Corbin'le.
Mas a vítima lembra-se de pouco.
-... ya da Corbin'e sarıldığı için mi?
Como assim, turvo?
- Corbin'e ne yaptınız?
Os vómitos e arrepios são efeitos secundários.
Ricki, Corbin'in taciz edilmediğini öğrenince rahatlamadı bile.
O Templeton embebedou-a e violou-a estando ela inconsciente.
- Ya Corbin? O trafik kazasıydı.
- Encontrámo-lo onde caíste.
Corbin içine atmış, Ashley dışa vuruyor.
É um lenço pouco vulgar.