Corte traduction Portugais
6,657 traduction parallèle
Burger King köylülerin yaptığını yapıyor.. Ucuz kesim bir ete biraz şekil veriyor.
No Burger King são os camponeses a fazer o que os camponeses fazem, darem a um corte barato um pouco de classe.
Bu davanın önemli noktalarına ağzı laf yapan, iyi tıraşlı birinin sözleri yüzünden dikkat edemeyeceksiniz diye gerginim.
Estou nervosa com a possibilidade de serem persuadidos por falinhas mansas e um corte de cabelo. E que esqueçam o aspeto mais importante deste caso :
SON MODA SAÇ STİLİ!
Novo corte de cabelo está na boca do povo.
Ulaklar geldi kışladan ardı ardına sağanak gibi. Her biri serdi ayaklarına krallığın muhteşem savunmasındaki çabaların için övgülerini.
Como granizo, choveram notícias de toda a parte e os elogios pela vossa valorosa defesa do reino inundaram a corte.
Ya da kötü saç kesimiyle Judy'nin söylediğiyle.
Pelo menos é isso que diz a Judy, com o mau corte de cabelo.
Ama yüzündeki yaralanmalar pek iyi görünmüyor. Anlıyorum.
Mas... o corte na cara dela não é bom.
3 senelik iltifatlardan sonra, sonunda hislerini ona açmak için cesaretini topladı. Aksi ya.
Depois de uma corte de três anos, ele finalmente reuniu coragem para lhe expressar o que sentia, em verso.
Tenisini mi seviyorsun, saç kesimini mi?
Gostas de ténis ou do corte de cabelo dele?
Ben saçını sevdim.
Gosto do corte de cabelo dele.
Ve dehşet bir saç kesimi yaptırırdım.
- E eu ganhava um corte de cabelo fenomenal. - Sim.
- Evet, sana da bir saç tıraşı lazım. Bir saniye.
Você é que precisa de um corte de cabelo.
Yaşlı Nick'e diyeceğim ki elektrik kesintisi yüzünden o kadar üşüdün ki ateşin çıktı -
Vou dizer ao Velho Nick que... por causa do corte da electricidade passaste tanto frio que ficaste com febre.
Keser gibi değil.
Não é um movimento de corte.
Saçım çok da kötü değil.
O corte de cabelo não é assim tão mau.
En cesur şövalyemizden daha cesur ve doktorumuzdan daha bilge olacak.
Ele será mais valente que o cavalheiro mais audaz e mais sábio que o nosso próprio médico da corte.
Sadece acil durum düğmesini kontrol ediyorum.
Relaxa. Estou só a testar o interruptor de corte.
Şu sıralar mahkemeye hizmet sunuyorum.
De momento, um mero funcionário da corte.
Askeri mahkemeye düştüğü kesin.
É verdade que ele foi submetido à corte marcial.
Ekselansları mahkemede epeyce yetkili ve aklına yatarsa başımdaki ödülü kaldırabilir.
Mas ele é um poderoso homem na corte judicial, e se quisesse, podia suspender o preço pela minha cabeça.
Sandringham Dükü'nü bu belgeyi mahkeme başkanına teslim etmesi için ikna edebilirsen bu Black Jack'e askerî mahkemenin yolunu açabilir ya da en azından İskoç topraklarından çok uzaklara tayin edilebilir.
Se puder convencer o Duque de Sandringham a entregar o documento ao senhor presidente da Corte Suprema, isso podia levar o Black Jack a uma corte marcial, ou, no mínimo, levá-lo para longe do solo escocês.
Yok askerî mahkeme, yok tayin edilme! Piç kurusunu hemen sallandıramıyorlar mı?
Uma corte marcial, uma mudança... não podem simplesmente enforcar o desgraçado?
Üstelik hiç şüphem yok ki, yüksek mahkemeniz de durumdan haberdârdır.
E não tenho dúvidas de que já chegaram bisbilhotices sobre isso à corte de Sua Majestade.
Yüksek mahkememiz demek istedin elbette.
Na corte da nossa Majestade quis dizer, certamente.
Saat 9.30 ve gece yarısı arasındaki görüntüler kesilmiş.
Como eu disse, há um corte na gravação entre as 21h30 e as 00h00.
- Bu oyun bozanlık dostum.
Meu, que corte na ganza!
İki yüzyıl sonra askerileştirilmiş iller, Mahkeme'ye olan bağlılıklarından tereddüt ettiler.
A corte imperial tenta proteger-se instaurando províncias militares nas fronteiras do império.
Majesteleri onun Mahkeme'den ayrılıp Weibo'yu korumasını komuta ediyordu.
Sua Majestade estava a ordenar-lhe que abandonasse a sua corte com a profunda determinação de manter Weibo em segurança.
O zamandan beri Mahkeme bir Mahkeme Weibo da Weibo oldu.
Desde então, a corte e Weibo seguiram caminhos separados.
İmparatorluk Mahkemesi ve Weibo arasındaki barışı korumada kararlı olacaktınız.
Que fossem firmes na preservação da paz entre a corte imperial e Weibo.
O yıl Mahkeme'den getirdiği görkemli beyaz şakayıklar bir gecede soldu.
Nessa altura, as gloriosas peónias brancas que trouxera da corte murcharam durante a noite.
Bir yıl önce Mahkeme Chengde'ye babasının ölümü için Wang Chengzong'u avutacak bir yetkili gönderdi.
Há um ano, a corte enviou um oficial a Chengde. Tinha por missão consolar Wang Chengzong pela morte do seu pai.
Tuz ve demir vergilerini Mahkeme'ye ödemek ve terfi için iki ili vermek konusunda Wang'ı ikna etti.
Durante a sua estadia, persuadiu Wang a entregar à corte os rendimentos provenientes dos impostos sobre o sal e o ferro. Em troca de uma promoção, Wang cedeu igualmente duas das suas províncias.
Mahkeme derhâl bu iki ilde Baoxin Garnizonu'nu kurdu.
A corte aproveitou de imediato a oportunidade para edificar o Forte de Boxin nas suas novas terras.
Wang'a Xue'nun Mahkeme'yle gizli ilişkiler içinde olduğunu söylüyor.
Diz a Wang que Xue tem negócios secretos com a corte.
Şu anda İmparatorluk Mahkemesi aktif olarak etkisini genişletiyor.
A corte imperial está agora empenhada em ampliar o seu domínio.
Mahkeme bundan kesinlikle rahatsız olacak ve Weibo'ya asker gönderecek!
A corte vai sentir-se ofendida, enviará tropas para Weibo!
Mahkeme bizi Weibo'da yıldırmak için güç gösterisi yapıyor.
E foi lá que a corte construiu a sua nova fortaleza, a corte está a ostentar o seu poder para nos intimidar em Weibo.
Mahkeme Wushu illerini aldığı kolaylıkla Weibo'yu da alabilir.
A corte pode subjugar-nos em Weibo com a mesma facilidade com que tomou as províncias Wushu.
Wushu garnizonu Mahkeme tarafından kuşatıldı.
Essas províncias foram cercadas pela corte.
Bu yüzden nüfus anında Mahkeme'nin ordusuna devredildi.
Desafiados pelo exército da corte, os seus regimes colapsaram logo.
Her zaman Mahkeme'ye itaat etmez.
Nem sempre obedece à corte.
Efendim Wang'ı Xue'ya karşı kışkırtmak Mahkeme'yi rahatsız edebilir ve onlar da asker gönderebilir.
Meu Senhor, pôr Wang contra Xue fará recair sobre nós a raiva da corte.
Weibo için kendi başına Mahkeme'yi terk etti.
Deixou a corte e foi para Weibo completamente sozinha.
Efendim eğer agresif davranırsak ve imparatorluk askerlerini yok edersek Mahkeme Weibo'ya karşı harekete geçecek.
Meu Senhor, se nos comportarmos agressivamente e destruirmos as tropas imperiais, a corte mobilizar-se-á contra Weibo.
Mahkeme'nin adamlarına yiyecek ve şarap sunarak onların aklını çelmeyi öneriyorum.
Proponho assim que distraiamos os homens da corte oferecendo-lhes comida e vinho.
Evet, imce çizgiler inanılmaz.
Sim, o seu corte está incrível.
Çünkü hemen yan odada sarayda İspanya Kralı Felipe'yi temsilen bulunan büyükelçi öfkeden kudurmuş bir halde yumruklarını sallayarak o aklı başında insanların nasıl da kralın hazinesinden 5 milyon İspanyol realini çaldıklarını anlatacak.
o embaixador da Corte do Rei Filipe de Espanha estará a agitar os punhos com raiva, a gritar sobre como esses homens sensatos acabaram de roubar cinco milhões de dólares do tesouro do Rei.
Onları kenar mahalleye terk ettiğimizden kısa bir süre sonra umutsuzluk içinde öldü.
Morreu de desespero pouco depois de o abandonarmos na corte dos milagres.
- Saçın güzel olmuş.
Belo corte de cabelo.
Onların yeni illeri Weibo ile yan yana ve yeni garnizonu kurdukları yer orası.
As novas províncias da corte contam com Weibo.
Hepsi Mahkeme'yi destekliyor!
Todos eles apoiaram a corte!