Dane traduction Portugais
1,135 traduction parallèle
Dane bilmesin ama Bernie gibi birinin...
Não quero que o Dane saiba, mas um tipo como o Bernie?
Eddie Dane başka bir amigon olduğunu anlarsa...
Se o Eddie Dane descobre que tens outro amigo...
Duydun mu Dane?
Ouviste, Dane?
Sen, ben, Leo, Dane.
Tu, eu, o Leo, o Dane.
Dane senin kulağın iyice çekilmeden polisin gelmesinden hoşlanmamış.
O Dane ficou triste por a bófia aparecer, antes de poderem desfazer-te a fuça.
Dane'e sor, demedim mi?
Pergunta ao Dane.
Öyle değil mi, Dane?
Não é, Dane?
Dane seni arıyor.
O Dane anda à tua procura.
Dane istedi diye yaptım de.
Diz-lhe que o Dane te obrigou.
- Dane onu bulamıyor.
- O Dane não o encontra.
Ama Bernie ölmeden, bu işi Dane ile Mink'in ayarladığını söylemişti.
Mas antes de matar o Bernie, ele jurou que o Mink e o Dane o tramaram.
Öyleyse Eddie Dane neden burada değil?
Porque não está o Eddie Dane aqui?
Dane senden hoşlanmıyor. Ama bana ihanet etmez.
O Dane não te grama, mas não se mete comigo.
Mink'in Eddie Dane'in sevgilisi olduğunu biliyorum. Ama yine de...
Sei que o Mink é protegido do Eddie Dane, mas mesmo assim...
Sana söylemiştim Dane, iki el silah sesi duymuştuk.
Eu disse-te, Dane, ouvimos dois tiros.
Biliyorum ama bu, Dane bir iş karıştırıyor demek değil.
Eu sei. Mas não significa que o Dane ande a tramar alguma.
Bunu Dane kendi uydurmuş.
Foi ele quem inventou esse rumor.
- Dane biliyor mu?
- O Dane sabe?
Bilgiyi satan Dane ise suçlayacak birini bulması gerek.
Se o Dane se tem chibado, precisa de alguém para culpar.
Bu işi Dane yapıyor, hala Bernie'nin yaptığını söylüyor.
O Dane atraiçoa-me, finge que continua a ser o Bernie.
- Dane'i iyi tanırım.
- Conheço o Dane.
Dane sana ihanet etmemi istedi.
O Dane quer atraiçoar-te.
Dane'i bulup konuşacak ve bu işi halledeceğim.
Vou falar com o Dane, vou esclarecer tudo.
Dane gittiğini düşünmeni istiyor ama o hala burada.
O Dane quer que penses que desapareceu, mas está na cidade.
Dane'i kızdırmaktan korkuyor.
Tem medo de denunciar o Dane.
İki bine konuşur. Ama Dane'i bu gece halletmen lazım.
Ele fala por dois mil dólares, mas devias tratar do Dane esta noite.
Yeter, bunu ona Dane yaptırdı.
Deixa, o Dane obrigou-o a dizer aquilo.
Dane'in üstüne atalım.
Vamos culpar o Dane.
Polisler Dane'i her şıkta haklayacaklar.
A Polícia não se importa com o motivo para prender o Dane.
- Bunu Dane mi yaptı diyeceksin?
- Vais dizer que foi o Dane?
Dane ilişkimizi öğrenecek diye korkuyordu.
Ele tinha medo que o Dane descobrisse que estávamos juntos.
Bunu Dane'in üstüne atamayız.
Não podemos culpar o Dane por isto.
Çünkü Dane zaten öldü.
Porque o Dane já está morto, do outro lado da cidade.
Ne yapmak istersem yaparım. "
Dane-se! Farei o que quiser!
Boşver onları.
Mas e daí? Dane-se esse lugar.
Yüce İsa, Dane!
Raio, Dane!
Burası iki, Dane öldü.
Daqui Two. Dane está morto.
" Boşver.
" Que se dane.
Ne geveliyorum ki!
Que se dane!
Simpson, Aptal hissediyorum, bu ne biçim çimen?
Simpson, eu sinto-me ridículo, mas que se dane...
İki kelime alabilirsin :
Terá duas : dane-se.
Pekala, sadece birkaç kelime.
Aqui estão umas palavras : dane-se.
Kimin umurunda Sadece sen hazır ol.
- Dane-se. Fique pronto.
Kahretsin.
Que se dane!
- Hikayenin canı cehenneme.
Evening Post. - Que se dane o texto.
Meyer Lansky'nin de, Las Vegas'ın da Flamingo'nun da canı cehenneme!
Que se dane o Meyer Lansky, Las Vegas e o Flamingo!
Dane onu savunuyor ama sanırım sen haklıydın.
O Dane está a arranjar desculpas, mas acho que tinhas razão.
- Eddie Dane öldü.
- Eddie Dane foi-se.
- Yan duvar.
- Dane.
Dane?
Dane?
- Mmm, herneyse.
- Que se dane.