Danışma traduction Portugais
445 traduction parallèle
Danışma, bana 28 Court Caddesi no. 301'in telefonunu verin.
Informações? O número do apartamento 301, do Nº.28 de Court Street?
Danışma, bu otelde başka bir Frank Flannagan var mı?
Há outro Frank Flannagan nesse hotel?
Danışma.
Informaçöes.
Lütfen bekleme salonundaki danışma masasına geliniz.
Por favor ligue para o centro de comunicações do atrio.
Grup terapisi başlatabiliriz diye düşündüm ve gerekirse kişisel danışma seansları.
Podíamos introduzir terapia de grupo e aconselhamento individual, sempre que necessário.
İngiliz tren soygunu için danışma ücretimiz : £ 250,000.
Cobrança da nossa consultoria ao assalto do comboio britânico : £ 250,000.
En acil bir şekilde danışma kulübesinin önünde buluşalım lütfen.
Dirija-se ao balcão das informações.
Marilyn Cohen, her neredeyseniz Greg sizi danışma kulübesinde bekliyor, çünkü sizinle evlenmek istiyor da!
Marilyn Cohen, onde quer que esteja, Marilyn Cohen... encontre-se com o Greg no balcão das informações Porque ele quer casar-se consigo.
Richard Moss ve Barbara, bizimle danışma kulübesinin önünde buluşun.
Richard e Barbara, encontrem-se na recepção.
Ücretsiz danışma yapıyorsa, bir noktayı daha belirtmiştir umarım.
Já que lhe deu tantos conselhos grátis, espero que lhe tenha dito outra coisa.
Gelen yolcu salonu... lütfen kuzey holündeki danışma masasına rapor verin.
O passageiro Hall... Apresente-se no balcão de Informações na ala norte, por favor.
Basın paketi almamış olanlar danışma aracından temin edebilirler.
Quem nâo tiver um kit de imprensa pode recolhê-lo nas informações.
Gelen uçakların tarifesi danışma tarafından postalanıyor.
O horário da chegada de voos está afixada na cabine de informação.
Detaylı bilgili danışma ofisinden alabilirsiniz, orada...
Informação mais detalhada poderá ser obtida no balcão de informações no...
Diş Danışma Kurulu'na ne dersiniz?
Que tal o Comité Fiscalizador de Clínicas Dentárias?
Danışma bankına lütfen.
... American Airlines.
Aramaya çalıştım, ama danışma numaranızı vermedi.
Tentei telefonar, mas as informaçöes não dão o seu número.
Bay Peter Neal, danışma masasına lütfen.
Sr. Peter Neal à secretária de informações.
Bir avukata ihtiyacım olacak.Danışma ücreti 20.0000 dolar yeter mi?
Preciso de um advogado. $ 20.000 chegam como honorário?
Watson, danışma odanda bir sigara içebilir miyim?
Watson, importa-se que fume um cigarro no seu consultório?
Aman yarabbi, bir an danışma odamdaki bütün adamları, sana benzetiyorum sandım.
Deus do Céu! Logo você, aqui no meu consultório,
Alnımda "Danışma" mı yazıyor benim?
E que tal olharem bem para a minha testa? Estão a ver algum letreiro a dizer "informações"?
Samurai Danışma Kitabı.
Auto-ajuda Samurai.
Evlilik ile ilgili danışma.
Consultar em "casamento".
Peki, ya şu "Heavy Metal danışma hattı" na ait üç sayfalık şehirler arası faturaya ne demeli?
E estas três páginas de chamadas para a Linha do Heavy Metal?
Hayatım, hiçkimse "ayakkabı danışma hattın" ı arayacak kadar salak değildir.
Querido, não há gente assim estúpida para telefonar para uma linha sobre calçado.
Kariyer danışma seanslarının hepsini kaçırdın.
Perdeste todas as sessões de estudo vocacional.
Küba ordusu ve bir danışma ekibi getirmişler.
Eles trouxeram armas cubanas e equipas de conselheiros.
Sürüngenin sahibi, danışma masasına başvursun.
Pede-se ao dono do réptil que se dirija à recepção.
Patty yetişkinler danışma yönetim kurulu, Uzay Mutantları 5'i görüp görmediğimi sordu.
Já ouvi dizer que é complicado... Patty... a Associação de Pais convidaram-me para ver "Os Mutantes do Espaço" amanhã à noite.
Menville Evlilik Danışma Kliniği. Menville Kadın Çalışmaları Merkezi. Ve tabii ki, Ernest'in AA bölümü ölümünden uzun zaman sonra bile sürecek.
O Consultório Conjugal Menville o Centro Menville para o Estudo das Mulheres e, claro está, a delegação de Alcoólicos Anónimos viverá após a sua morte.
Danışma, seni burada bulabileceğimi söyledi.
O recepcionista disse que te encontraria aqui.
Bilimsel danışma kurulumuzun başkanı ve Berkeley'de teorik fiziğin Sidney Leavitt profesörü Dr. Bernard Wachs.
Tenho o prazer de apresentar o presidente do conselho científico e o professor Sidney Leavitt de Física Teórica em Berkeley, o Dr. Bernard Wachs.
Kan bankaları için FDA Danışma kurulunun düşüncesi tüm bunlar için kanıtların sonuç olarak çıkartıldığıdır.
Os conselheiros da FDA pensam que não há provas conclusivas.
Şimdi danışma hattımıza dönelim.
A pessoa que se senta ao nosso lado no cinema quando existem 50 lugares livres. Agora vamos voltar ás nossas chamadas.
Hastanın alt belinde keskin bir ağrı var ve cerrahi danışma istemedin mi?
Uma doente sente uma dor aguda e não se aconselhou com um cirurgião?
Kramer, yarışma için benim özel danışmanım olmayı kabul eder misin?
Kramer! Aceitarias ser meu consultor pessoal para o concurso?
Tarifini Meyve Kokteyli Danışma Kurulu'ndan aldık.
Arranjámos a receita na Associação conselheira de Ponche.
İyi de danışma kurulu bize neden kötü tavsiye versin ki?
Porque é que a associação nos ía dar maus conselhos?
Sanırım tüm paramı Yumurta Danışma Konseyi'ne bırakacağım.
Terei de deixar todo o dinheiro ao Conselho Consultivo do Ovo.
Tasarı onaylandı, haziran ayında inşaata başlanacak ve dünyaca ünlü Borges ve Folkman gibi doktorları danışma kuruluna aldık.
O design foi aprovado, marcámos a data de construção para Junho... e recrutámos médicos de renome mundial, como o Borges e o Folkman... para o conselho.
Kendinizi danışma olarak adlandırmamalısınız!
Não deviam chamar-se "lnformações"!
- Danışma.
- Recepção?
- Danışma Kuruluyla halledin.
- Fale com o nosso representante legal.
Danışma Kurulu?
Representante Legal?
Çok değerli bir arkadaşımız olan Cynthia Swann'un anısına vakfedilen - bu merkezde, vermeyi tasarladığımız hizmetler : danışma, aile terapisi ve tabii en önemlisi de tecavüzü engelleme.
Este centro é dedicado à memória da nossa amiga Cynthia Swann. Planeamos oferecer conselhos, terapêutica familiar e, evidentemente, intervenção contra abusos.
Merhaba, şehir danışma masası mı?
É da "Secretária da Cidade"?
Çatışma sona erdiğinde, 3.000 Japon'dan yalnızca 17'si teslim oldu.
Quando tudo acabou, de 3 mil japoneses apenas 17 se renderam.
Kapıdan çekil... ve gece de sakın girmeye çalışma.
- Sai já daqui! E não tentes entrar aqui hoje.
Güney Avrupa'dan gelen bazı ailelerin birbirleriyle çatışma içinde oldukları doğru ama organize suç denilen şey, hayal ürünü, beyefendi.
Há algumas famílias de imigrantes vindas, sobretudo do sul da Europa, que entram em conflito, mas o crime organizado não existe.
Shikoku'dan gelen üç Büyüğün gözetimi altında inanılmaz derecede zorlu çalışma programına başladılar.
Sobe a direcção dos três anciões de Shiloku, eles levaram a cabo um treino extenuante.