Dediler ki traduction Portugais
430 traduction parallèle
Dediler ki...
Elas disseram...
Dediler ki, bana nasıl gözcülük yapılacağını gösterecekmişsin.
Disseram-me que me querias mostrar como fazer vigia.
Doktorlar bize dediler ki :
O médico disse, aos meus pais primeiro, é claro :
Rio'da Carmen'i söylüyordum ve duyup dediler ki ;
Estava cantando no Rio, me ouviram e me disseram :
Daha ne olduğu tanımlanamamış bir şeyi yaratmaya çalışmak gülünç. Dediler ki ; karşı casusluk sözlükte bile yok.
Julgaram absurdo.
Sonra profesörle Washington'lu meslektaşları benimle temas kurup... Phillip hakkında korkunç şeyler anlattılar ve bana dediler ki... onunla ilişkim olduğu için devletin gözünde "çok değerli" biriymişim.
Depois, o Professor e os seus colegas de Washington aproximaram-se de mim que o meu relacionamento com ele me faz "um valor único" para eles.
Dediler ki :
- Eles falaram :
Hep dediler ki, "Michael Corleone şunu yaptı" "Michael Corleone bunu yaptı".
Eles diziam que Michael Corleone fez isto e aquilo.
Dediler ki bu adam, Bay Lowe... Karısını ölü bile getirseler parayı ödeyeceğini söylediler.
Dizem que o tal Sr. Lowe... está disposto a pagar, mesmo que lhe entreguem a mulher morta.
Bana dediler ki ölüm...
Disseram-me que a morte não é...
Dediler ki biz çok pahalıymışız!
Hão dito que nós custamos muito.
Dün tam tuvaletteyken dediler ki "Hey, Johnny..."
Ontem, no bengaleiro, até gritavam : "Eh, Johnny"...
Dediler ki Gettysburg'da öldü. Little Round Top civarında.
Dizem que ele caiu em Gettysburg, num lugar chamado Little Round Top.
Gelmeden önce bana dediler ki bataklık insanlarının benekli derileri ve perdeli ayakları vardır.
Antes de vir, disseram-me que o povo do pântano tinha a barriga às pintas e os dedos dos pés unidos.
Dediler ki, istedikleri sadece...
Eles disseram-me que querem...
Bana dediler ki...
Eles disseram-me...
Evet. Bilirsin, bana dediler ki... Tanrı'ya inanmayan birine karşı nasıl bakarsın?
Me disseram... que vocês não acreditam em Deus.
Bana dediler ki... bugün herkesi öldür.
Disseram-me... para matar toda a gente hoje.
Ve tanrılar ona göründüler ve dediler ki...
E os deuses apareceram para ele, dizendo estas palavras...
Dediler ki, o, "Müjdelenme" sırasında melek kelamından şüpheye düşmüştür.
Disseram também que, na hora da Anunciação, Ela duvidou das palavras do Anjo.
Dediler ki...
Disseram...
Daha çevirmeyi bitirmeden dediler ki...
Nem acabei de discar e eles disseram...
- Ama dediler ki...
- Mas eles disseram... - Eles?
Dediler ki, eğer Aleksis elini keserse, orayı çok sıkı bağlayıp bir süre sonra kanamayı durdurabilecekler.
Se Alexis cortar a mão, é só amarrar com força que o sangramento logo pára.
Dediler ki, herhangi küçük bir çarpma bile iç kanamaya yol açabilir.
Uma pancada pode fazê-lo sangrar por dentro.
Dediler ki, "Patronunuz biraz hercai."
Disseram, "O seu patrão é incerto."
Az önce araştırmak için orada idim, ve bana dediler ki...
Acabei de ligar para lá para confirmar, e disseram-me...
Bana dediler ki : "Onu öldür ya da satın al"
Disseram-me : "Mata-o ou compra-o".
Dediler ki Führer'in şahsi orkestrasıymış.
Dizem que é a banda pessoal do Führer.
Dediler ki'Bu filme harcadığımız her bir doların karşılığını filmde görüyoruz.'
Disseram "Cada dólar que gastámos no filme está no ecrã."
Ve dönüp dağlara ve kayalara dediler ki, "Üzerimize düşüp bizi şu an tahtta oturan hükümdarın varlığından kurtarın."
E diziam às montanhas e aos rochedos : Caí sobre nós escondei-nos da face d'Aquele que está no trono, e da ira do Cordeiro.
Dediler ki... - "Sana ne oldu Tanrı aşkına?"
'Pelo amor de Deus, que te aconteceu?
MTA bunu reddetti ve dediler ki, hayır, eğer oraya köpek koyarsak, köpekler üçüncü raya kadar gidebilir.
O MTA rejeitou e eles disseram, " não, se colocamos um cachorro nos vagões, o cachorro poderia pisar no terceiro trilho.
Bize dediler ki, şey...
E eles disseram...
Dediler ki Mike Don.
Eles falaram em Mike Don... Olha.
Dediler ki kafamdaki metal parçası yeterince büyük değilmiş.
Dizem que a chapa que tenho na cabeça não é grande o suficiente.
Onlar... dediler ki...
Eles... eles disseram...
Beni kenara çektiler ve dediler ki, "Mick, böyle böyle."
Puxaram-me para o lado e disseram-me : "olha, Mick, a coisa é assim...".
Bana dediler ki sen benim yaşayan tek akrabamsın ve söylemek zorundayım ki büyük hayalkırıklığı içindeyim.
És o meu único parente vivo e tenho de dizer, estou muito desiludido.
Bana, dediler ki...
Eles... Eles... Eles disseram disseram-me...
Dediler ki... - "Dan öldü", "Hayır, hayır" dedim ben.
Disseram "O Dan morreu", mas eu disse "Não, não".
- Çünkü dediler ki depo soygunlarından Carlino sorumluymuş ve sen ona yardım ediyormuşsun.
- Porque eles disseram que o Carlino era o responsável pelos assaltos ao armazém e que o pai o ajudava.
Dediler ki : " Sen bir savaş suçlususun ve seni, bir ağaca asmaları için Macaristan'a geri göndereceğiz.
Eles dizem, você é um criminoso de guerra e mandam-no de volta à Hungria. e enforcam-no numa árvore.
Bize dediler ki :
Eles dizer nós :
Xisa ve küçük Xiri koşup dediler ki : "Biz de gelebilir miyiz?"
Xisa e o pequeno Xiri correram e disseram, "Podemos ir também?"
Dediler ki, " Bir Xtravaganza olmak istersen bizim için bir baloda yürümelisin.
E disseram, " Se queres ser uma Xtravaganza, tens de desfilar por nós num baile.
Dediler ki, fren kampanasının valfı kesinlikle gevşetilmiş.
Na oficina disseram que a válvula dos travões foi afrouxada.
Ve dediler ki eğer onlara Laura'yı vermezsem bana onu da öldürteceklerdi.
E disseram que se eu não entregasse a Laura me obrigariam a matá-la também.
Dediler ki Tanrımız göndermiş yağmuru
# They tell me my God # Went and sent the rain
Bir değerin var ki, onu övdüler Hamlet'e, üstüne yok dediler.
Diziam que eras um talento brilhante.
Dediler ki ;
Dizem-me que és Den da Terra.