Deke traduction Portugais
239 traduction parallèle
- Selam, Deke. Genç bayan kendini kesti.
- A senhora cortou-se.
- Merek etme, Deke.
Não te preocupes, Deke.
- İki bloody mary, Deke.
Dois Bloody Marys, Deke.
- Hala bloody mary'leri bekliyorum.
- Deke, estou à espera dos Bloody Marys?
Deke, bak, ben sadece teknelerimden birinin başına gelenleri anlatıyorum.
Deke, só estou a contar o que aconteceu a um dos meus barcos.
Deke Thornton.
Deke Thornton.
Deke Thornton?
Deke Thornton?
Deke için kusura bakma.
Desculpe-me por Deke.
En azından Deke için endişelenmemiz gerekmeyecek.
Ao menos não temos de nos preocupar com Deke.
Canın cehenneme Deke Thornton!
Para o inferno com esse Deke Thornton!
Hey JW. Görünüyor ki Deke Rogers nehirdeki teknesini çaldırdı ama yüzme havuzunda yeni bir tane var.
Parece que roubaram o barco que o Deke Rogers tinha no rio mas deixaram um novo na piscina.
Deke, burada ne arıyorsun?
Deke, o que estás a fazer aqui atrás?
Benden ne istiyorsun, Deke?
O que queres de mim, Deke?
İnsanlar büyür, Deke.
As pessoas crescem.
"Deke DaSilva, 4 Ağustos 1969 da askere alındı."
"Deke DaSilva, alistado no Exército, 4 de Agosto de 1969."
Haydi, Deke.
Vá lá, Deke.
Atla, Deke, Atla!
Salta, Deke.
Deke! Deke!
Deke.
- Yakala onu, Deke!
- Apanha-o, Deke.
- Deke...
- Deke...
O kadar farklı değiliz, Deke.
Nós não somos muito diferentes, Deke.
Deke, bilmelisin ki bizler kahraman değiliz, kurbanlarız.
Deke, tens de perceber nós não somos heróis, somos vítimas.
Bu daha iyi, çık dışarı, balonu çıkar Deke.
Assim é melhor. Agora, sai. Vai buscar o balão, Deke.
Kaplanlarda ilk olarak tutucuyu oynacak oyuncu, dört numara, Deke Davis.
O primeiro pelos Tigres, fazendo um pequena paragem o número quatro, Deke Davis. Que espantoso!
Adın ne dostum? Deke ve ben senin dostun değilim.
- Deke, e não sou teu amigo, sou teu chefe.
Sigaran var mı Deke?
Tens um cigarro, Deke?
Jase Tataro ile ilgili ne gördün Deke?
O que sabes de Jase Tataro, Deke?
Görüşürüz Deke.
Até mais, Deke.
Fairview Akıl Hastanesi'ndeki amcasını kontrol etmekte zorluk çektim.
Eu pessoalmente tive muitos problemas ao tirar o seu tio Deke do Hospital Fairview Mental.
- Amcası Deke Murdock.
- O tio Deke Murdock.
Bu maddeyi satan amcası Deke'ten nefret ediyor.
Não. Ele detesta o seu tio Deke que o usou para vender o produto.
Amcan Deke'i şehre getirmem gerekiyordu.
Tive de trazer o teu tio Deke para a cidade.
- Deke amca nasıl?
- Como está o meu tio Deke?
- Senin Deke amcan yok.
- Tu não tens nenhum tio Deke.
Deke, son 36 haftada... bu 62. adam oluyor.
Deke, foram 62 homens... nas últimas 36 semanas.
Sence de öyle değil mi Deke?
Não concordas, Deke?
Becer onları Deke!
Vai-te a eles, Deke!
- Cidden Deke'in peşinden mi gideceksin, adamım?
Vais procurar o Deke?
- İsa Aşkına!
- É o Deke.
Deke, Allah'ın cezası, kendini öldürteceksin.
Deke, vais morrer também. Fica abaixado
Deke, her şeyin iyi olacağını biliyorum.
Deke, eu sei que vai ficar tudo bem.
Deke?
Deke?
Seth, Deke, namlu konusu.
Seth, Deke, o cano.
İşte Deke Slayton.
Ali está o Deke Slayton.
Deke, Mercury 7 astronotlarından biri hanımlar ve beyler.
Deke é um dos astronautas da Mercury 7, senhoras e senhores.
Astronotların uçuş programlarını hazırlıyor biz de maaşımızın bir kısmını el altından Deke'e veriyoruz.
Atribui missões aos astronautas, e, claro, revertemos uma parte do nosso salário para ele.
Ben, Fra Mauro Tepeleri için eğitildim ve bu da uçuş doktorunun uydurması Deke!
Treinei para a Cratera Fra Mauro, e isso são tretas do médico, Deke!
Duke'la bir de ben konuşsam, olmaz mı?
E se eu falasse com o Deke?
Borcum nedir, Deke?
- Quanto te devo, Deke?
Sana ne olduğunu söyleyeyim Deke.
Eu digo-te quem és, Deke.
Bu Deke!
- Quem?