Derhal traduction Portugais
8,120 traduction parallèle
Derhal, Dr. Burry.
É para já, Dr. Burry.
Derhal, Lordum.
É para já, meu senhor.
Yani yeminini yerine getirmek istersen derhal tekneden ayrılmanı öneririm.
Portanto, se queres cumprir esse teu voto, sugiro que abandones o barco imediatamente.
Derhal kasabaya dönmeli ve o terzi kadına bize üç güzel elbisesi yapmasını söylemelisin.
Tens de regressar imediatamente à vila e dizer à costureira que nos faça três vestidos de baile.
Derhal!
Agora!
Derhal bir gardiyanı bağlayın bana!
Põe um guarda na linha neste mesmo instante.
Derhal başlıyoruz.
Começamos imediatamente.
Derhal indirin silahlarınızı!
Entreguem as armas, agora!
Bu kapıyı derhal aç!
Abre já esta porta!
Derhal buraya gel.
Chega aqui. Depressa!
Derhal o evi Hellfire'la vurmalıyız.
Temos que por um Hellfire no telhado agora mesmo.
- Derhal.
- Agora mesmo.
Derhal saldırın.
Dispare agora.
Derhal saldırın.
Procedam agora.
Size ulaşmak için herhangi bir girişimde bulunursa, derhal bizi arayın.
Se ele fizer alguma tentativa de contactá-la, chame-nos imediatamente.
Minyonlar insanı derhal sevdiler ve ona ellerinden geldiğince yardımcı oldular.
Os Mínimos gostaram logo do homem e ajudaram-no o melhor que puderam.
- Şimdi mi gideceğiz tatile? - Derhal gidelim!
- Queres discutir isso agora?
Ona verdiğim yeni bilgilerin ışığında 00 programının derhal sonlandırılmasına karar verdi.
E à luz das novas informações que lhe dei, ele decidiu encerrar de imediato o programa "00".
Bunun anlamı burada kalıyorum demek, şimdi onu burdan derhal götür!
Significa que vou ficar agora, tira-a daqui!
Derhal görev yerlerinize gidin.
Apresentem-se nos vossos postos de imediato.
- Derhal.
Feito.
Cristy, derhal banyoya.
Cristy, mete-te num banho quente.
Derhal aşağı iniyoruz.
Nós vamos descer agora.
Derhal uzaklaştırılmalı.
Com demissão imediata.
Derhal destek gerekiyor!
Necessários reforços imediatos!
- Derhal bölüğüme rapor vereceksin.
Apresenta-te de imediato à minha divisão.
Neden kocam, yani belediye başkanı bu durumdan derhal haberdar edilmedi?
Porque não informaram o meu marido, o mayor, imediatamente?
Testler pozitif çıkarsa, aile finansal desteğini derhal geri çekecek.
Se um teste der positivo, a família retira o seu financiamento do restaurante imediatamente.
Derhal bir sosyal hizmet uzmanı getirin!
Preciso de uma assistente social, já!
Derhal acil müdahale arabası getirin!
Preciso de um carro aqui, já!
- Derhal efendim.
É para já.
James King, binadan çık ve derhal teslim ol.
James King, saia do edifício e renda-se imediatamente.
Derhal çek git buradan.
Tens dois segundos para bazar.
Bu işi derhal bitirmelisin.
Tens de acabar já com isto.
Bence derhal bana, seni hapiste korumam için neler yapabileceğini kanıtlamalısın.
Acho bem que me digas o que vais fazer para que eu queira proteger-te.
Derhal getiriyorum.
Vou já buscar.
Derhal uçuyoruz Kassarı almaya.
Vamos para Shek O. Vamos apanhar o Kassar
Kenara çekilin bayım, derhal.
Afaste-se, senhor. Agora!
Derhal!
Não!
İndir silahını! Derhal!
Larguem as armas.
- Derhal silahlarınızı indirin!
Larguem as armas, agora!
- Derhal.
Já.
Pekala, birimlere sizi derhal getirmeleri için haber vereceğiz.
Vamos enviar agentes para vos recolherem de imediato.
Derhal buraya gel!
Volta aqui!
Bu bardan derhal çıkmam gerekiyor!
Preciso de sair deste bar o mais depressa possível!
Bana kalsa derhal eve gitmiştik ama Miami'ye dönmem gerekiyor.
Se a decisão fosse minha, iríamos para casa, mas tenho de voltar para Miami.
Ama siz çalışanlar bu greve derhal bir son vermelisiniz yoksa fabrikayı kapatacağım ve hepiniz işsiz kalacaksınız.
Mas vocês têm de interromper a ocupação imediatamente, senão, encerro a fábrica. E vocês ficarão sem trabalho.
Acil durumlarda, kurtarma ekipleri derhal devreye...
- Está nos nossos contratos. Numa situação de emergência, os mergulhadores são transferidos para uma unidade...
Sana, derhal Çan'a dönmeni emrediyorum.
Não tens autorização para estar na água. Estou a ordenar-te que regresses imediatamente ao Sino.
Derhal onun atölyesini görmek istiyorum. - Arabalara binin, hemen.
- Gostava de ir já ao estúdio dela.
- Neyin peşinde olduğunu bilmiyorum ama her neyse durması gerek derhal. - Efendim?
Sim?