Dersin traduction Portugais
26,619 traduction parallèle
Sorun çözücüler cümlelerine "Ne dersin." diye başlarlar.
Os que solucionam iniciam frases com "Que tal?".
Peki ya tüm engellere dikkat çekmeyi bırakıp biraz çözüm üretmeye ne dersin, becerikli?
E se parares de apontar todos os obstáculos e começares a dar algumas ideias, sabichão?
Ne dersin?
O que é que achas?
Ve cesaretin için cesur arkadaşım yeni evini 224 Harmony Caddesinde yapmaya ne dersin?
E, pela tua coragem, meu audaz amigo, gostarias de te estabelecer na casa no 224 em Harmony Lane?
Öyle mi dersin?
Achas?
Biraz eğlenmeye ne dersin?
Que tal divertirmo-nos um pouco? Vamos?
Labirentin merkezine neredeyse ulaştık, ne dersin?
Estamos quase lá, não estamos? O centro do labirinto.
Morris Parkı'na bir ziyarete daha ne dersin?
O que acha de voltar a Morris Park?
- Şu ana ne dersin?
- E que tal agora?
Öyle mi dersin?
Achas mesmo?
Sürüyü azaltmaya ne dersin?
O que é que achas se diminuirmos o rebanho?
Ne dersin Baylor?
O que é que dizes, Baylor?
Yarına ne dersin?
- Que tal amanhã?
- Bana yeni bir tezgahtar lazım, ne dersin?
Preciso de um novo empregado de mercearia. O que achas?
Avans dersin.
Chama-lhe um adiantamento.
Los Angeles'ta gezip bir jüri üyesi aramaya ne dersin?
Bem quanto é que você gostaria de conduzir por Los Angeles e procurar um jurado?
İlk dersin kaçta? - Saat 10'da.
- Que horas é sua primeira aula?
Şuraya ne dersin?
Que tal aqui?
Sen, ben, Linus ve Cameron bu akşam dışarı çıkıp biraz kafa dağıtalım, ne dersin?
Que tal tu, eu, o Linus, e o Cameron sairmos esta noite e descontrair um pouco?
Yarın bir ara The Incredinle Hulk'ın 102. sayısı elimde olucak desem ne dersin?
O que dizias se eu te contasse que em algum momento amanhã, vou ter uma cópia do Incrível Hulk nº102?
Sully O'Dare ile Andrew Peterson'a ne dersin, belki biri...
E o Sully O'Dare ou o Andrew Peterson? Um deles...
Biraz tatlandırmaya ne dersin?
Que tal adoçar isto com algo?
Aslında verandaya çıkıp biraz güneşlenmeye ne dersin?
Que tal que eu ia até à varanda e olhar para o sol?
"Korkağın" K'sine ne dersin?
E se começar com "C" de "covarde"?
Londra Havaalanı'na ismini vermeye ne dersin?
Mudar o nome do aeroporto de Londres?
Akşam yemeğine ne dersin?
E um jantar?
Önce hangisinin peşine düşelim Major, ne dersin?
Então, de qual é que devíamos ir atrás primeiro, Major?
Kör randevuya ne dersin?
O que você acha de um encontro às cegas?
- Bilişsel sorguya hazır mı dersin?
Achas que ela aguenta um interrogatório cognitivo?
Bu kurumda birlikte çalıştığın herkesin ismini verirsen uyuşturucu ve silah suçundan hapse girmeni sağlarım. Ne dersin?
dá-me o nome de todas as pessoas que trabalham na sua empresa de baby-sitting e eu trato de tudo para que seja preso por tráfico de armas e droga.
Güney Dakota'ya ne dersin?
O que achas do Dakota do Sul?
Ne dersin, tatlı bezelyem?
O que se passa, querida?
Dışarısı biraz soğuk, ne dersin?
Um pouco frio cá fora esta noite, querida?
Yarın yemek yemeğe ne dersin?
E amanhã, jantamos?
Yoga eğitmeni beynine ne dersin?
Que me dizes a um cérebro de um instrutor de ioga?
Morgdan bir beyin aşırmayı denemeye ne dersin?
E que tal vermos se conseguimos roubar um cérebro da morgue?
O zaman, açık yeşile ne dersin?
Nesse caso, que tal um verde-claro?
Yarınki toplantımızı Hudson'daki Odatta'da yapmaya ne dersin diye soracaktım.
Quer mudar a reunião de amanhã para o Odette, no Hudson?
Öyle mi dersin?
Achas que sim?
Rossi. Orada ne oluyor dersin?
Rossi.
Buna ne dersin, cehenneme kadar yolun var, senin ruhunu biliyorum ben.
Que tal isso? Vai-te foder, Donald! Eu sei quem tu és.
Tam olarak öyle sayılmaz ancak sonunda intikamını almaya ne dersin?
Ainda não, mas... o que me dizes... a teres finalmente a tua oportunidade de vingança?
Bir anlaşma yapmaya ne dersin?
O que me dizes a... fazermos um acordo?
Beni işe götürmeye ne dersin?
E se me deres boleia até ao trabalho para eu continuar?
Güzeller güzeli kızın tekine senaryosunda yardım ettiğini öğrenince ne düşünecek dersin?
O que pensas que ela diria sobre ajudares uma linda rapariga com o seu guião?
Belki de orada biriyle buluştu, ne dersin?
Pode ter recebido a pessoa lá.
- Buna ne dersin?
Está bem. Isso é muito simpático.
- Yani ne dersin?
KIRSTEN :
Yeni, ne dersin?
Então o que dizes?
Buna ne dersin?
que te parece?
- Öyle mi dersin?
- Acha?