Digital traduction Portugais
2,450 traduction parallèle
Ve bunu onarmak için iç lastiği yamaman gerekiyor ki bu arkanda parmak izi bırakmana sebep olabilir.
E para reparar os furos ia ter de remendar o pneu e podia deixar uma digital.
İşini yap ve bana iyi bir parmak izi çıkar.
Faz a sua magia e consegue-me uma boa digital.
İç lastikteki yamadan harika bir üç boyutlu plastik baskı çıkardım.
Então, tenho uma bela, digital tri-dimensional do remendo do pneu.
Çalıntı olabilecek bisikletteki parmak izi,.. ... arama emri için yeterli değil.
A digital numa bicicleta que pode ser roubada não basta para um mandado.
Madem 1980 yılından kalma bir casusla karşı karşıyayız o hâlde ihtiyacımız olan dijital çağ öncesi bilgiyi bize bulabilecek birine gideceğim.
Se estamos a lidar com um espião dos anos 80, conheço alguém que pode fornecer-nos o tipo de informação pré-digital que precisamos.
Parmak izi çıkıyor mu?
- Conseguiste alguma impressão digital?
Dijital olarak.
- No sentido digital.
Aynen öyle, yüzünü tuttuğunda da arkasında bir parmak izi bırakmış.
Exacto, e quando o fez, gentilmente deixou uma digital.
Bu hikaye, Elektriği şehirleri aydınlatmak için kullanmış, Denizlerin ve gökyüzünün ötesine iletişimi taşımış Modern indüstriye dijital devrimi getirmiş olağanüstü dehaların hikayesidir.
É uma estória de gênios excêntricos que usaram a eletricidade para iluminar nossas cidades para se comunicar pelo mar e pelo ar para criar a indústria moderna e que nos proporcionou a revolução digital
Defterde farklı bir parmak izi bulmuş.
Ele conseguiu uma digital do livro.
Söylediğim gibi, bu yüzden ben de kurbanın parmak izini alacaktım. Fakat parmak uçları zımparalanmış gibi. Kimliğini belirlemek için başka bir yol bulacağız.
Como dizia, estou a tentar obter a impressão digital dele, mas parece que todas as suas digitais foram lixadas, vamos ter de encontrar outra forma de o identificar.
Jan... Bu senin parmak izlerin.
Jan, é a sua digital.
Wyatt'ın vurulduğu yerde bulduğumuz mermi kovanında parmak izi bulduk.
Então? A cápsula no esconderijo tinha uma digital.
İnsanların çizgi romanları internetten indirmek yerine buraya gelmesi çok şaşırtıcı bir şey.
É impressionante como as pessoas continuam a vir às lojas de banda desenhada, em vez de fazerem o download da versão digital.
Şişenin üzerinde bulduğum sağ el parmak izi AFIS'de eşleşti.
Tenho uma correspondência no AFIS para uma impressão digital da garrafa
Parmak izinden bahsediyorsun, değil mi?
Estás a falar sobre a digital, não é?
Sonuçta, bunu icat ettim hareket algılayan dijital görüntü teknolojisi.
Isto é, inventei esta tecnologia de vídeo digital de captura de movimento.
Dijital ortama geçmelisiniz.
Ao menos devias optar pela via digital.
Ama adamın cebinde bir dijital kayıt cihazı varmış.
Mas o morto tinha um gravador digital no bolso.
Romana'ya zaten bir örneği gönderildi.
Já enviei uma impressão digital para a Romana.
Tabii hepsi dijital olacak ki, tanıtım için vaktinde hazır olsun.
Toda digital, claro, para poder estar pronta a tempo do lançamento.
Ve parmak izim, Selina Kyle sayesinde.
E a minha impressão digital, graças à Selina Kyle.
Görünüşe göre ileriye dönük yüklü hisse satışı yapmışsın ve parmak izi onaylı.
Parece que fez várias opções de venda no mercado de futuros, através da impressão digital.
Kolyesinde senin parmak izin var.
A tua impressão digital está no colar dela.
Ne parmak izi, ne isim, ne de kredi kartı var.
Nenhuma impressão digital, sem nome, sem cartões de crédito.
Dijital değil mi, salak!
É digital, seu imbecil.
Şimdi, bu üst düzey dijital bir pH ölçer.
Isto é um medidor digital de pH topo de gama.
Ama şimdi, GovLeaks.org adlı sitenin yardımıyla o gün kaydedilen tüm dijital bilgi ele geçirildi.
Mas agora, com a ajuda de um website chamado govleaks.org, toda a informação digital que foi gravada naquele dia foi reunida.
Tüm dijital bilgiye el konulmuştu.
Toda a informação digital que estava confiscada.
Bu Denise Button'ın kamerasıydı.
Esta foi Denise com a câmera digital.
Şimdi korsanıda çıkar.
Fomos bem enganados com digital.
Dijital, değil mi?
- Digital, certo?
Lensi sabit sonsuza odaklı orta mesafeli dijital bir kamera. Sonsuza odaklı 50 mm lensi olan geleneksel analog bir kamera. Ve bir hızlı polaroid kamera, o da sonsuza odaklı.
Uma digital de médio alcance com uma lente focada no infinito, uma analógica convencional com a lente de 50 mm focada no infinito e uma Polaroid, também focada no infinito.
Silver'ın dijital kamerayla olan denemeleri pozitif sonuçlar doğurmadı.
As tentativas com a câmara digital não produziram resultados positivos.
Bu ise dijital.
Esta merda é digital.
Kısmi bir parmak izi. Pek iyi değil, ama sanırım...
Um bocado de uma digital, mas acho que...
Parmak izine baktım.
Eu... investiguei aquela digital.
Evlat, parmak izi bıraktın.
Rapaz, deixaste uma impressão digital.
Parmak izi buldular.
Eles encontraram a impressão digital.
Buradan sonrasını ben hallederim.
Uma impressão digital, como prometido.
Diital dünya. Nook? iPad?
Com a era digital e isso?
Çünkü kulübün banyosundaki bir tiner kutusunun üzerinde parmak izi buldular.
Porque encontraram uma impressão digital numa lata de diluente numa casa de banho da discoteca.
Bu parmak izi, yeşil kart başvurusu için verdiğin parmak izi ile uyuşuyor.
A impressão digital condiz com o seu dedo indicador.
Avukat bey, kusura bakmayın ama parmak izi kanıtını makul buluyorum.
Doutor, lamento, vou declarar a impressão digital admissível.
Onlar için parmak izi, bir altın kadar değerli.
Vêem uma impressão digital e têm uma certeza.
Gerçek şu ki, bazı davalarda parmak izinden kimlik tespiti yapmak, bilim olduğu kadar sanat da.
A verdade é que, em alguns casos, identificar uma impressão digital é tanto arte como ciência.
Yanmış olan bir tiner kutusu üzerinde, belirgin olmayan tek bir parmak izi parçası bulunuyor ve başından beri polisin tek şüphelisi olan adamın parmak iziyle eşleşiyor.
Que uma única impressão digital latente parcial encontrada numa lata de diluente, que correspondia ao homem de quem a Polícia suspeitava.
Üzerinde hiç parmak izi yoktu.
Nenhuma impressão digital.
- Bu imkânsız.
Encontrámos a sua digital na cápsula deixada pelo atirador. - É impossível.
- Bir tür parmak izi okuyucu gibi gözüküyor.
- Parece uma espécie de leitor digital.
E.B. Tiller dün gece öldürüldü. Suç mahallinde Sylvane'in parmak izleri bulundu.
Encontrámos a impressão digital do Sylvane no local do crime.