Dongs traduction Portugais
40 traduction parallèle
Ding-dang-dongs do-re-mis ve ha-cha-chas gibi çeşitler var.
Bem, tem as que fazem ding-dang-dong, as dó-ré-mi e as ha-cha-chas.
Ding Dong'ların mı var, dostum?
Tens Ding Dongs, pá?
Kurabiyelerimi kim aldı?
Quem me tirou os Ding Dongs?
- Kurabiyelerim yerinde yok.
- Tinha aqui Ding Dongs. Desapareceram.
Kurabiyeymiş Ne, çocuk bahçesinde misin?
Ding Dongs. Estás na creche?
Yani kurabiyelerime ihtiyacım var ve sen onları aldın.
Ou seja, preciso dos meus Ding Dongs e tu tiraste-mos.
Çünkü geceyi senin değerli kurabiyelerin olmadan geçiremem.
Porque não sobrevivo uma noite sem os teus Ding Dongs.
- Kurabiyelerimi almış.
- Tirou-me os Ding Dongs.
Yapma evlat, ver kurabiyelerini.
Vá lá, filho, devolve-lhe os Ding Dongs.
Akıllıca seçmem lazım, ding dong mu peynirli çubuklar mı?
Tenho de escolher bem. Ding Dongs ou Cheese Sticks?
Ding dongs mu yoksa peynirli çubuk haricinde.
Excepto os Ding Dongs ou Cheese Sticks.
Peynirli çubuk umrumda değil, ding dong umrumda değil.
Não me interessam os Cheese Sticks nem os Ding Dongs.
Peynirli çubuk, ding dongdan nefret ederim.
Cheese Sticks. Odeio os Ding Dongs.
Onun tek yaptığı çokomel yiyip, Jeopardy seyretmek!
Ela só sabe comer Ding Dongs, e ver o Jeopardy!
Ne istersin, Top kek mi, peynirli kraker mi?
Então, o que vai ser, Ding Dongs ou palitos de queijo?
Bence bu şarap tatlıyla iyi gider, o yüzden top kek.
Isto é um vinho para sobremesa, vou pelos Ding Dongs, claro.
Uygun bir fırsat biliyorum ama sadece yardakçılar için.
Bem há uma oportunidade, mas só é possível para "Dongs".
Bizim yardakçı dediğimiz, Amerikalıların eğitim üyesi asistanı dediği şeydir.
"Dongs" são o que vocês, americanos chamam assistentes de ensino.
Yarı zamanlı büfe- - krakerler, Top kekler, bir kavanoz jel balıklar.
- É um pequeno buffet. Pretzels, Ding Dongs e salgados. Muita variedade.
Bana o vanilyalı keklerden birkaç tane getirebilir misin, hayatım?
Pode arranjar-me uns Ding Dongs, querida?
Sanki hava kuvvetlerine adama vanilyalı kek götüreyim diye katıldım.
Entrei na Força Aérea para trazer Ding Dongs ao homem.
Ding Dongs mu or Twinkies mi?
Ding Dongs ou Twinkies?
Ding Dongs.
Ding Dongs.
Peki ayçekirdeklerini neden kakaolu kekin içine koymuyorsun?
Já agora porque não põem sementes de girassol nos Ding Dongs?
Yarının "Ding-Dong" ları bana nasıl bugün yardım edebilir?
Como é que me vão ajudar hoje dois Ding Dongs amanhã?
Sen olmasan, benim gibi insanlar tatsız tuzsuz şeyler pişirmek zorunda kalırdı.
Sem a tua pastelaria, pessoas como eu seriam forçadas a voltar aos becos, oferecer Ho-hos, e Ding dongs.
Önlerine domuz derisi ya da gofret filan atmak gibi?
Atiro-lhes uns torresmos ou uns Ding Dongs?
Şef Johnson hiç Ding Dongs * var mı diye sordu?
A Chefe Johnson perguntou-me se eu tinha algum chocolate.
O bazı zor günlerde Ding Dongs yerdi, ve geri döndüğünde, tükenmişti.
Às vezes, ela come chocolate em dias mais difíceis, e depois quando ela voltou, tinham acabado.
Ding Dongs ların tükenmesi her zaman zordur..
É sempre difícil ficar sem chocolate.
İki kutu bisküvi bir paket Cheetos ve bir paket glütensiz meyveli müsli.
Dois bolos Ding Dongs... Saco de Cheetos... E uma caixa de cereais de frutas sem glúten.
Ne kadar açarsan o kadar bahşiş alırsın. - Ding Dongs!
Mais pele, mais peles.
- Ding-Dong buldum!
Ding-Dongs!
Maggie, Ding-Dong!
Maggie, Ding-Dongs!
Ding Dong?
Ding Dongs?
- Pekala Pringles, Nachos- -
Tudo bem, Pringles, Nachos. E não te esqueças dos Ding-Dongs.
- Ding Dongs almayı da unutma.
Não me esqueço...
Affedersiniz.
Bem, acho que vamos levar... os nossos milhões de Dongs a outro lado.
Süpermiş!
Ding dongs pavorosos!
Ding-Dong!
Ding-Dongs!