Downing traduction Portugais
159 traduction parallèle
Albert Hall'daki toplantıdan sonra onları başbakana atmak için Downing Caddesi'ne gideceğiz.
Apos a reuniao no Albert Hall, iremos a rua Downing atirar coisas no primeiro-ministro.
Baylar, duyacağınız bu kaset Downing Sokağı 10 numaraya geldi.
Meus senhores, a gravação que vão ouvir foi recebida hoje no nº10 de Downing Street.
- 10 Numaradan sizinle bağlantıda kalacağız.
- Contactarei convosco de Downing St.
Bürokrasi camiası ve Muhafazakar Parti'de hemen herkes kendisinden çekinirdi.
Toda a gente, no nº10 de Downing Street e em Whitehall, membros do Cabinet e em muitos setores do partido conservador, receavam Churchill.
Al Downing atıcı tümseğinde, solaklar bölümünde.
No monte, encontra-se o canhoto Al Downing.
Binbaşı Downing!
Major Downing!
Downing!
Downing!
Downing Sokağından biraz önce yapılan açıklama ile...
A declaração agora enviada da Rua Downing, condena aquilo que qualifica de :
Başbakanlık konutundan daha önce yapılan bir açıklama ile hükümetin... barışçıl bir çözüme ulaşılacağı konusunda iyimser olduğu söylendi.
Uma declaração vinda anteriormente da Rua Downing, dizia que o Governo crê que está para breve, uma resolução pacífica para este conflito.
Hükümet toplantı yapacakmış.
Vai haver uma reunião em Downing Street.
10 Numara, Downing Caddesi. Birkaç saniye önce Başbakan Collingridge Buckingham Sarayı'na doğru yola çıktı. Güvenilir kaynaklardan alınan teyit edilmemiş bilgilere göre istifasını Kraliçe'ye sunmak üzere.
No número 10 de Downing Street, há apenas uns segundos, o primeiro-ministro saiu na direção do Palácio de Buckingham, onde, segundo relatos não confirmados de fontes geralmente fiáveis, está prestes a entregar a sua demissão a Sua Majestade, a Rainha,
Ben Prestatin Powell, Downing Caddesi'nden...
Foi Prestatyn Powell, 10 Downing Street, relatando...
Downing Caddesinde kim var?
- Está alguém em Downing Street?
Bir terslik olmazsa hafta sonunda 10 Downing Caddesi'nde olacağız.
Se tudo correr bem, estamos em Downing Street no final da semana.
Onlardan üç dört tane var.
Há três ou quatro disponíveis em Downing Street.
Eğer kitap okumak için Steven Downing varsa, geriye mücadele edecek bir şey kalmadı..
Se consegui que o Steven Downing lesse um livro, acabou tudo. Não restam desafios.
94D696, Downing, 98M922, Masters,
94D696, Downing ; 98M922, Masters ;
İngiliz hükümetini arayıp protesto notu çıkarmalarını mı isteyeceğim?
Falo para Downing Street e peço-lhes para redigirem uma nota de protesto?
Downing Sokağından gelen bir talimat ulaştı elime ve Başbakan Londraderry isyanı yüzünden küplere binmiş.
Tive um'briefing'da Downing Street. O Primeiro ministro está farto desta rebelião de Londonderry. Entramos?
Rahip John Downing ve Rahip Jack Hurlbert, papaz evinin üst katında kilitli kalmışlardı.
Os dois sacerdotes, o Pai John Downing e o Pai Jack Hurlbert, ficaram apanhados no piso superior da reitoria.
Askeri Birim, Dış İşleri Bakanlığı, Basın ve pek çok üstlerimiz grubun varlığından bihaber.
Isto quer dizer que deputados, Negócio Estrangeiros, a maior parte de Downing Street e a imprensa não sabem, repito - não sabem, da existência do grupo.
- Başımızdakiler mi?
Downing Street?
- Baştakilerden destur almalıyız.
Ele é um Ministro. Precisamos de autorização de Downing Street.
- Sokayım baştakilere.
Que se lixe Downing Street.
Sebep biz de baştakiler de değilse, O zaman...
Por isso, se não fomos nós e não foi Downing Street, foi...
Bu olay da oradakini andırıyor.
Ou pior! Esse é o receio dos enfatiados em Downing Street.
"Saat sabah 4 sularında Başbakan'ın evini korumakla görevlendirilen polisler burası çok komik, Downing Sokak'ta taksilerden çıkan egzotik kostümlü gençleri görünce şaşkınlığa uğradılar."
"Por volta das 4h, os polícias de guarda à residência... do Primeiro-ministro ficaram surpreendidos ao testemunhar..." Isto não é o máximo? "... a chegada de vários táxis à Downing Street, de onde emergiu uma multidão alegre mascarada. "
Agatha'nın Downing Street'teki olayını yazmak tam da Vanburgh'ün tarzı.
É típico do Vanburgh apanhar a história da Agatha, na Downing Street.
Downing Sokağı 10 numarada, başbakan sabah toplantısının ortasındaydı 93 00 : 06 : 55,600 - - 00 : 07 : 00,500 - Fikir anketinin sonuçları geldi mi? - Evet, işte buradalar başbakan.
No 10 de Downing Street, o Primeiro-Ministro está a ter a sua reunião matinal.
Downing sokağı, 10 numaradaki kabin odasından sesleniyorum.
Estou a falar-lhes de uma cabine no N ° 10 da rua Downing.
Downing Street'den işlettikleri bir şebekeleri var.
Jordan Maxwell Historiador americano, 1993 que se podem obter em qualquer livraria,
Ve bu seçkin, kabul edilmiş hür masonların Dük caddesi 10 numarada kendine ait karargahı vardır. Ve bazıları buranın downing caddesi 10 numara ile yeraltında gizli bir geçitle bağlandığını iddia ediyor.
Foi fundada em 1887 pelo Maçon William Wynn Westcott, que afirmava ter decifrado um texto codificado de alquimia que continha rituais de iniciação de uma ordem oculta alemã, chamada Die Goldene Dammerung.
- Sence nereye? Başbakanlık binasına.
Downing Street.
- 10 nolu Başbakanlık binasına mı? - İşte oraya!
- Downing Street, no 10?
Başbakan, Başbakanlık binasını terk etmişti, arabasıyla gitmişti.
O PM deixou Downing Street, foi afastado.
Başbakanlık binasından henüz bilgi gelmedi.
Ainda não há quaisquer informações do interior de Downing Street,
Başbakanlık binasından henüz bilgi gelmedi. Buna rağmen hala yeni gelenler var.
Ainda não há quaisquer informações do interior de Downing Street, mas podemos assistir a novas chegadas.
Başbakanlıkta kendisinin ısrarıyla herkes laubali, senli benli olacakmış.
Espera-se que o ambiente em Downing Street seja muito informal... Todos se tratando pelos seus primeiros nomes... por insistência do Primeiro-Ministro.
Başbakanlıktan bir son dakika eklemesi yapıldı.
Tem um apêndice de última hora vinda de Downing Street.
Bayan Downing nerede?
Onde está Mrs. Downing?
Delphine Downing'i kutuda bulduktan sonra Janette Long'u bulmak artık zor değildi.
Quando encontrámos Delphine Downing morta no celeiro, não foi difícil encontrar Janette Long.
Downing ve Medina'ya ulaş.
Contacte o Downing e o Medina.
Bir kereliğine. Downing Street'e uğrayacağım.
Vou ligar para Downing Street.
Ryan Downing davasıyla ilgili bir gelişme oldu. - Downing mi?
Temos uma ocorrência no caso Ryan Downing.
- Silah Bölüğü Başçavuşu.
Downing? Primeiro Sargento de Armas.
En büyük hasarı Başçavuş Downing almış.
O primeiro sargento Downing recebeu o maior flagelo.
Yazılar silinmiş ama fişin boyutu Başçavuş Downing'in bankasının kullandığı fişlerle aynı.
Bem, isso era um recibo ATM. a tinta desapareceu, mas as dimensões são iguais às usadas pelo banco usado pelo sargento Downing.
Demek ki Downing en az iki silahla vurulmuş.
Que indica que foi morto por, ao menos, duas armas não encontradas.
Silah Başçavuş Ryan Downing'e ait.
A arma está registrada em nome do Primeiro Sargento Ryan Downing.
- Başçavuşla birlikte çıkan üç ceset- -
Os três corpos encontrados junto ao Primeiro Sargento Downing foram...
Başbakanlık binası içindeler.
Estão mesmo aqui em Downing Street.