Doğu avrupa traduction Portugais
306 traduction parallèle
Eğer onları örgütler yerine Gestapo'ya iletirse bu sadece yüzlerce insanın ölümü değil Doğu Avrupa'daki örgütlenmemizin de yıkımı anlamına gelir.
Se as entregar à Gestapo e não à Resistência significará não só a morte de milhares de pessoas, mas a destruição da nossa organização na Europa Oriental.
Ülkesinin gizli polis teşkilatı şefliği yanında Başsavcılık görevini de yürüten Josef Varsh Doğu Avrupa'nın en tehlikeli adamlarından biri.
Josef Varsh, promotor público e chefe da polícia secreta de seu país... é um dos homens mais perigosos da Europa Oriental.
Güvenlikleri sağlandı, Doğu Avrupa'nın kontrolünü aldılar. Ve faydalanabilecekleri bir fırsat doğdu. Doğu Avrupa'yı ekonomik olarak sömürmek.
Sobretudo segurança e o controlo da Europa de Leste, para além da oportunidade de explorá-la economicamente.
Ruslar Doğu Avrupa'yı elde etti. "
" Os Russos. Eles ficam com a Europa de Leste.
Savaşın, insanlar ve siyasal sistemler üzerindeki başlıca etkisi Doğu Avrupa'da bulunan ülkelerin başını ağrıtmıştır. Hemen tüm Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya ve o ülkeler.
As principais consequências da guerra sobre as pessoas e sistemas políticos, aconteceram nos países da Europa de Leste, sobretudo a Polónia, a Checoslováquia, Hungria, Roménia e esses países.
Ve şimdi de Eric Kriegler, geçen yılın Doğu Avrupa şampiyonu.
E agora Eric Kriegler, o campeão da Europa de Leste do ano passado.
Ona Doğu Avrupa Savunma Plânımızı gönderirsek kızı iade edeceğini söyledi.
Disse que devolvia a rapariga aos EUA em troca do nosso plano de defesa do leste europeu.
Ve en akılcı cevabı ise, esnek çalışma saatleri güzel manzara, renkli Doğu Avrupa'da tüm masrafları ödenmiş lüks yerlerde konaklamalar.
E a arranjar respostas, tais como horário flexível, belos cenários, férias pagas em coloridas estâncias de luxo da Europa de Leste.
Size Rus kardeşimizi takdim etmekten gurur duyarım Doğu Avrupa'nın en korkulan dövüş sanatçısı...
Gostaria de apresentá-los nosso irmão russo! Campeão ocidental de todo tipo de artes marciais :
Varşova Paktı, Sovyetler Birliği ile yedi Doğu Avrupa ülkesi tarafından imzalanmış bir anlaşmadır.
O Pacto de Varsóvia foi assinado pela União Soviética e pelos seus sete satélites do leste europeu.
O gece... biz Doğu Avrupa ulusal marşlarını çalışacağız.
Vamos ensaiar os hinos nacionais do Leste europeu.
Neyse, işte karşınızda Doğu Avrupa`nın favori kedi ve fare takımı Worker ve Parasite!
entao, aqui esta o principal programa de gato e rato da europa ocidental... trabalhador e o parasita!
Doğu Avrupa özellikle.
Na Europa de Leste, sobretudo.
Umarım Doğu Avrupa'ya bir şans verirsin.
Espero que dê uma oportunidade à Europa de Leste.
Alden'i arayıp doğu Avrupa'yı unutmasını söylemem için iznin.
Que me deixes telefonar ao Alden a dizer que esqueça a Europa de Leste.
Doğu Avrupa teklifini reddettiğimi bildirmek istiyorum.
Quis dizer-lhe que vou recusar a Europa de Leste.
Ücreti elbette daha az ama Doğu Avrupa'nın da öyle.
Irás ganhar menos, claro, mas é na Europa de Leste.
- Ekmek. Doğu Avrupa'daki efsaneler.
O pão, lendas em países do Leste Europeu.
ClA'in Gayri Resmi Ajanlar listesinin yarısını çaldı. Bu liste, Doğu Avrupa'daki tüm gizli ajanlarımızın kayıtlarını içeriyor.
Roubou metade de uma lista NOC da CIA, um registo dos nossos agentes infiltrados na Europa de Leste.
Eğer o liste çalınırsa, Doğu Avrupa ülkelerindeki ajanlarımızın adları parayı verene açık artırmayla satılacak.
Se esta lista sair para a rua, os nomes dos nossos agentes na Europa de Leste estarão à mercê de quem pagar melhor para os liquidar.
- Doğu Avrupa, güvenliksiz.
- Europa Central, sem segurança.
Sana aynı parayı veririm, ama şimdi sırf Doğu Avrupa'yı değil, tüm listeyi istiyorum.
Dar-lhe-ei a mesma coisa, mas quero a lista toda e não só a da Europa de Leste.
Bu tür bir iş Doğu Avrupa ülkelerinden, Rusya'nın dışından çıkmıştır.
Este trabalho costuma encontrar-se na Europa de Leste, na Rússia.
Asya üzerine Demir Perde inecek mi, Rusya ve Doğu Avrupa'ya indiği gibi?
lrá a Cortina de Ferro descer sobre a Àsia tal como aconteceu na Rússia e na Europa de Leste?
Bir zamanlar, Doğu Avrupa'da küçücük bir köy vardı, bir yahudi köyü.
Era uma vez numa pequena Shtetl, uma pequena aldeia Judaica no Leste da Europa.
Naziler Doğu Avrupa'ya harekete hazırlanırken Himmler kaderini keşfetmek üzere olduğunu düşünüyordu :
Enquanto os Nazis se preparavam para marchar sobre a Europa de Leste, Himmler acreditava que estava a caminho de realizar o seu destino kármico.
Muhtemelen Doğu Avrupa'dan.
Provavelmente da Europa de Leste.
Şu anda Doğu Avrupa'dan gelenler için kontenjan dolmuş durumda.
A quota dos países do Leste europeu já foi preenchida.
Sanat eseri olduğunu kabul etmek gerek. Bir italyan yapımıyla eşit düzeyde değil. Ama bir doğu avrupa işçiliği için fena sayılmaz.
Não é tão bom quanto o italiano... mas, para o Leste Europeu, está razoável.
Doğu Avrupa'da bu arabayı 110, 120 bin dolara satabilirsin.
Na Europa de Leste vende-se este carro por 110, 120 mil dólares.
Ölü gömme törenleri Doğu Avrupa'da son derece ciddidir.
Os direitos funerários são levados muito a sério na Europa de Leste.
Otuzlu yaşlarda iki beyaz, erkek şüpheli arıyoruz. Doğu Avrupa ülkesi vatandaşı olduklarına inanıyoruz.
Procuramos dois suspeitos de raça branca, na ordem dos trinta anos, que pensamos ser naturais da Europa Oriental.
Biri Afrika'da, biri Doğu Avrupa'da ikisinin de burada Amerika'da olduğunu biliyoruz.
Um está em África, outro na Europa de Leste e sabemos de dois aqui nos Estados Unidos da América.
Tezimi Doğu Avrupa folk müziği üzerine yaptım.
Minha tese foi sobre música folclórica do Leste Europeu.
Daha önceki hareket tarzları, Yugoslavya, Romanya, Bulgaristan gibi Doğu Avrupa ülkelerindeki kadınlara batıda hizmetçilik, bakıcılık işleri önermekmiş.
O seu primeiro método, era oferecer a mulheres de países do leste da Europa como, Jugoslávia, Roménia ou Bulgária, trabalhos no Ocidente, como criadas ou amas...
Strazburg muhabirimiz Gilles Dupa şu an Doğu Avrupa'da.
De volta ao nosso correspondente, Gilles Dupa.
Benim tahminim, Doğu Avrupa dışından.
Eu acho que, deve ter vindo do Leste Europeu.
Doğu Avrupa'dan Pasifiğe kadar en büyük suç şebekesini yönetiyorum.
Dirijo o maior sindicato criminal da Europa do Leste à Orla Pacífica.
Doğu Avrupa'daki en güzel Bizans Kilisesi'dir.
Uma das Iglesias bizantinas mais bonitas da Europa Oriental.
Aile ağacımla ilgili başka yerlere vardım. Doğu Avrupa ile ilişkiliyim. Kısaca hemen köşede bir yerlerde.
Refiz a minha árvore genealógica e descobri que tenho parentes da Europa de Leste que vivem a dois passos daqui!
Avrupa'nın istilası planını son haline getirmek üzere Orta Doğu'daki... muadilleriyle buluşmak için dün gece yola çıkmıştı.
Ontem à noite foi encontrar-se com os seus congéneres no Médio Oriente, para finalizar os planos de invasão da Europa.
Avrupa ve Doğu Amerika'da kibar bir uygarlık yaşanıyordu.
A civilização requintada chegara à Europa e ao Leste dos EUA.
1920 yılında Doğu'da bazı sıradışı deneyimler edinmiş... tanınmayan bir kişi Avrupa'da ortaya çıktı.
Em 1920, apareceu na Europa um homem desconhecido... Que tinha vivido experiências extraordinárias no Oriente. Seu nome era :
Hollanda Doğu Hint ticaret şirketi Avrupa'nın nadir ve değerli mallarını Dünya'nın uzak köşelerine taşıyıp satan devletin çok yönlü bir ticaret organıydı...
A Companhia Holandesa das Índias Orientais, uma empresa que associava fundos privados com capitais do Estado, enviava os seus barcos a longínquas regiões do globo, para aí adquirir mercadorias raras, que revendia depois na Europa com grandes lucros.
Doğu Avrupa, 1904
Leste de Europa, 1904
Doğu Avrupa.
Europa do Leste.
Birlikte bu resimlerin gerçekleri ve..... belkide en dolgun eski Doğu-Avrupa sanatları koleksiyonu da.
E a melhor colecção dos grandes mestres da Europa de Leste.
Bütün feIsefeIer, Doğu feIsefesi... ... Avrupa feIsefesi.
A filosofia oriental, a europeia...
Amerika ve Rusya 50 yıl boyunca Avrupa birliğine, Doğu'ya ve Batı'ya, istediklerini yaptırdı, ama bizler hala oyuncağı veya şekeri olmayan çocuk muamelesi görmekteyiz.
Mais de 50 anos da América e da Rússia a imporem a sua vontade à comunidade europeia, a oriente e a ocidente, e ainda nos tratam como miúdos mas sem os brinquedos nem o bombom de boa noite.
Avrupa'dan, Güney Amerika'dan ve Orta Doğu'dan kaçak esrar.
Marijuana vinda da Europa, América do Sul e Médio Oriente.
Avrupa ve Doğu Kıyı'daki özel okullardaymış.
Deu aulas na Europa e na Costa Este.