English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Dua ediyor

Dua ediyor traduction Portugais

297 traduction parallèle
- Çocuklar da dua ediyor. - Teşekkür ederim efendim.
As crianças também lhe agradecerão no futuro.
Fyodor Kolychev bile uzakta Solovyet Manastırında dua ediyor.
Fedor Kolychev está rezando em Solovki. Só me restas tu.
Solovyets manastırında bizim için dua ediyor.
Roga por nós no distante mosteiro de Solovki.
Çiftlikteki herkes sizin için dua ediyor. İyileşip tekrar eski neşenize... Tamam, Ken.
Apenas queria dizer que tanto eu... como os rapazes rezámos muito...
Bessie izinli olduğu her pazar günü kiliseye gidip... ona ödediğim maaşı kazanamayacak kadar yaşlanmamak için dua ediyor.
Por isso a Bessie vai é missa todos os domingos... e reza a Deus para nunca envelhecer o suficiente para deixar de ganhar salário.
Herkes, tehlikede olan canlar için dua ediyor.
Todos rezam pelas almas dos que estão em perigo.
Apaçiler bütün beyazların ölmesi için dua ediyor.
Os Apaches oram para que todos os brancos morram.
O büyük salonda tanrısına dua ediyor.
Ele está no Grande Salão, a rezar ao seu Deus único.
Ne tatlı dua ediyor.
" Ela pediu com tanto jeitinho,
Kendisi hiç durmadan Richmond'ın iyiliği için dua ediyor.
Que reza sem cessar pelo bem de Richmond
Çocuklar her akşam eve dönmen için dua ediyor.
Os rapazes rezam todas as noites para que voltes para casa.
İnsanlarım dua ediyor, rahatsız ediyorsunuz.
Estão perturbando as preces do meu povo.
Halkım takımını Mesala'ya karşı zafere koşturacak biri için dua ediyor.
Judá Ben-Hur, o meu povo anseia por um homem que nos leve à vitória sobre Messala!
Kadınlar çılgına dönmüş dua ediyor, ağlıyor, isyan çıkarmaktan söz ediyorlarmış.
Diz que as mulheres estão enlouquecendo... rezando, chorando, falando sobre rebeliões.
Perde kalkarken dua ediyor olacağım.
Vou rezar quando o pano subir.
Kölelerin bir tanrısı olduğunu hayal ediyor... ve dua ediyorum.
Imagino um deus para os escravos... e rezo.
Ne için dua ediyor?
por que reza?
Oğlum Raymond inzivaya çekildi. Olanları anlayabilmek ve dayanabilmek için dua ediyor.
O meu filho Raymond está em retiro, implorando por força e compreensão para tentar prosseguir seja como for.
Dua ediyor.
Ela está a rezar.
Kızkardeşi ve öldürülen babası Aristo için dua ediyor.
Pela irmä e pelo pai assassinado, Aristo.
Tutacak başka balıklarım var. Burada bir ihtiyaç olduğunu düşünüyor ve dua ediyor.
Mas, sabe, eu tenho outras coisas a fazer.
Kara günlerinde insanlar bir kurtarıcının gelmesi için dua ediyor.
Em tempos difíceis, o povo reza para um libertador.
sana sahip olmak için dua ediyor olacaktım.
mas para possuir-te.
Ölenlerin ardından sürekli dua ediyor ama kimse ona para vermiyor.
Passa a vida a rezar missas pelos mortos e ninguém paga.
Onlar yüzünden Meksikalılarım bağımsızlık için dua ediyor.
Puseram-me os meus mexicanos a preguiçar, a exigir independência.
Dua ediyor ; ama tıpkı bir köylü gibi küfrediyor.
Reza de joelhos, mas pragueja como um serviçal.
Ondan kalanları toprağına, babamıza emanet ediyor ve ona ebedi yaşam lütfetmen için dua ediyoruz.
Enviámos os seus restos à terra, Santo Pai... Rezamos para que o guardes seguro na vida eterna.
Julia'nın psikolojisi kötü tabii annesi de durmadan dua ediyor.
Júlia está histérica, claro, e a mãe não pára de rezar.
Dua ediyor.
Está a rezar.
Rocky Balboa dua ediyor.
Rocky Balboa reza no seu canto.
Şu anda dua ediyor. Birazdan onu görebilirsin.
Ele está a rezar, neste momento.
Tüm Amerikalıların gözü, kulağı, burnu ve gırtlağı sende, hepsi umutla dua ediyor o gemiyi tek parça halinde indirmen için.
Os americanos têm os olhos, ouvidos, narizes e gargantas postos em vós, cada um rezando e com a esperança que você consiga aterrar essa nave intacta.
Bütün Hindistan'da halk, orucu bitirmen için dua ediyor.
As pessoas em toda a Índia oram por que acabes de jejuar.
Bunun için dua ediyor.
Está rezando por isso.
Siz bayanlar, bizim ruhumuz için de dua ediyor musunuz?
Vocês também rezam pelas nossas almas?
Babam dua ediyor, annem ise ağlıyor.
O meu velho está a rezar e a minha velha a chorar.
- Yerlilerin arkadaş canlısı olması için Swarma dua ediyor.
Swarma reza para que estes nativos sejam amigáveis.
Sheila, dileğinin gerçekleşmesi... ve İngiltere'ye gelebilmen için çok dua ediyor.
A Sheila vai dizer-lhe "uma prece muito boa", para que se realize o seu desejo de vir a Inglaterra.
- Arkadaşlarım senin için dua ediyor.
As minha amigas estão a torcer por ti.
Pek dindar biri değilimdir, bilirsiniz, ama şu andan itibaren, Kabil'i öldürüp, Samson'u susturduğu için geceleri Tanrı'ya dua ediyor,... inzivadan çıkıp ikinizin icabına bakmasını niyaz ediyorum!
Agora, não sou um homem religioso, como sabem, mas de agora em diante, vou rezar todas as noites ao Deus que matou Caim e esmagou Sansão, para que saia da reforma e volte ao activo praticando em vocês dois!
Bilmek isterdim acaba sen evinde olduğun gibi hâlâ dua ediyor musun?
Estava a pensar... Continuas a rezar, como fazias em casa?
Yemekten önce dua ediyor muyuz?
Nós rezamos antes das refeições.
Şu anda kan veriliyor. Bir rahip başkan için dua ediyor.
Transfusões de sangue foram feitas e um padre deu-lhe a Extrema Unção.
Endişelenecek bir şey yok. Her işe çıktığımda benim için dua ediyor.
Não é muito perigoso, mas é provável que me dedique umas rezas, não?
Bunlar sadece çalışıp dua ediyor.
Elas só trabalham e rezam.
- Tanrım, dua ediyor.
Ela está a rezar.
Foss dua ediyor.
O Soldado Foss não se quer preparar.
Şu anda dua ediyor.
Agora está a rezar.
- Dua ediyor.
- Está a rezar.
Biz evde dua etmeyiz. Onlar neden ediyor.
Nós não damos graças em casa.
O adam dua mı ediyor?
Aquele homem está a rezar?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]