English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ D ] / Durmayın

Durmayın traduction Portugais

1,044 traduction parallèle
Durmayın, çekin silahlarınızı!
Vá, saquem-nas, todos vocês!
Hadi, durmayın, hepiniz!
Vamos, continuem, todos vocês!
- Dolanıp durmayın, şüphe çekiyorsunuz!
Parem de andar furtivamente. Levanta suspeitas.
Burada durmayın.
Saiam do caminho.
- Hadi durmayın. Vurun bizi.
Va adiante, atire em nós
- Burada dikilip durmayın.
- Então não fique para aqui assim.
Gelin lütfen orada durmayın.
- Sentem-se. - O que me conta de bonito?
Sığır sürüsü gibi durmayın!
Não fiquem especados como gado engordado!
- Orada öylece durmayın!
- Não fique aí parado!
- Şimdi durmayın, efendim. Onları takip edin.
- Não se detenha. as siga.
Konuşan bir generalimiz var. "Acele edin, durmayın!"
O general só gosta de dar sentenças.
Bana sallayıp durmayın şunu!
Não sacudas isso em cima de mim!
Orada havlayıp durmayın!
Não fiquem aí a conversar!
Özür dileyip durmayın.
- Desculpe... Vive se desculpando.
- Durmayın! Devam edin!
Não pare!
Durmayın, hemen işe koyulun!
Rápido!
Durmayın orada öyle!
Não fiquem parados.
Orada öyle durmayın.
Nao fiquem ai me olhando.
Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar, laf kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar.
Ao orardes, não multipliqueis as palavras, como os pagãos... que julgam que não serão ouvidos à força das palavras.
Durmayın, haydi.
Pronto, moços, mexam-se.
Öyle durmayın artık.
Não olhe assim, agora.
Durmayın.
Não parem.
Hemşireler, orada boş boş durmayın.
Não fiquem para aí a olhar.
BöyIe karamsar durmayın. Başka yerde savaşıyor oImaktansa burada hasta oImak daha iyidir.
Neste momento é bem melhor estar doente aqui, que saudável noutro lugar.
Bir arada durmayın!
Voltem para dentro pelo amor de Deus!
Kafa ütüleyip durmayın! Gidin başımdan!
Não me chateiem!
Kapıda dikilip durmayın, üşüdüm.
Não fiquem à porta, tenho frio.
- Karşılaşmadık, ısrar edip durmayın.
Já lhe disse que não, não insista.
- Orada oturup durmayın.
- Vocês ficam aqui? .
Durmayın, gülün.
Riam-se à vontade!
Sarılıp durmayın.
Deixem-me. Acabou-se.
Tamam, hadi orada öyle durup ona bakıp durmayın.
Não fiquemos aqui olhando para ele.
Bana bakıp durmayın.
Não fiquem aí a olhar para mim.
Durmayın acele edin.
Ir para ajudar, rápido.
Orada bakıp durmayın! Sizi aylaklar!
Não fiques aí especado, preguiçoso!
Durmayın!
- Continuem!
- Böyle deyip durmayın. Öyle demedim.
Não era nada disso que queria dizer!
Tarayıp durmayın.
Sim, mas...
Hadi durmayın, doğru değil deyin.
Venha cá, Love Love. Venha cá!
Bakıp durmayın!
Não fiquem a olhar!
Öyleyse, arasanıza! Suratıma bakıp durmayın!
Procurem, não fiquem parados a olhar para mim!
Benden emir alana kadar durmayın.
Não façam nada sem eu dizer.
Üzerinde durmayın.
- Por favor, não se preocupe.
Orada öylece durmayın!
Não fique parado!
Orada durmayın, üstünüze- -
Não fique aí!
Siz de durmayın öyle üstünüzü değişin!
E vocês, depressa!
Haydi, durmayın!
Vamos, cortem o fio!
Fendall, beni kılıçla dürtüp durmayı bırakır mısın?
Fendall, pára de me picares com essa espada!
Pekâlâ, gevezelik edip durmayın.
Não fique aí a falar, Spock.
Bu yüzden "Florida Florida" deyip durmayı kes artık. Sıska kıçını kaldır, bana olan borcunu ödemek için biraz menejerlik yap.
Por isso, pare de falar na Flórida... e mexa esse traseiro miúdo, faça valer os $ 20 dólares... que está me devendo!
Odanın ortasında durmayın.
Não fiques no meio do quarto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]