Ellcrys traduction Portugais
67 traduction parallèle
Her yeni yılın şafağında bu kutsal bahçede toplanır Ellcrys hikâyesini yeniden anlatırız.
Na madrugada de cada ano novo juntamo-nos neste jardim sagrado para voltar a contar a história da Ellcrys.
Ellcrys nöbet tutmak için yaratıldı.
A Ellcrys foi criada para se manter alerta.
Şimdi öne çıkın ellerinizi ağaca dayayın ve Ellcrys tarafından kabul görün.
Agora, um passo em frente, ponham as mãos na árvore e sejam aceites pela Ellcrys.
Ellcrys'in önünde bayıldın.
Desmaiaste em frente à Ellcrys.
Ellcrys hikâyesi sence doğru mu?
Achas que a história da Ellcrys é verdade?
Ellcrys bana seslendi.
A Ellcrys chamou-me.
Ellcrys'in ona seslendiğini söyledi ve ona gelecek görüleri gösterdiğini.
Ela disse que a Ellcrys a chamou e lhe mostrou uma visão do futuro.
Ellcrys hasta mı?
A Ellcrys está doente?
Ellcrys'in hasta olduğunu hiç hatırlamıyor musun?
Não te lembras de nenhuma situação em que a Ellcrys estivesse doente?
Ellcrys'in sembolik önemini anlıyorum baba ama ne de olsa sadece bir ağaç.
Entendo a importância simbólica da Ellcrys, pai, mas é só uma árvore.
Ellcrys, bir ağaçtan çok daha fazlasıdır.
A Ellcrys é mais do que apenas uma árvore.
Ellcrys tarafından çağırıldım.
A Ellcrys chamou-me.
Ellcrys ölüyor.
A Ellcrys está a morrer.
Ellcrys'in hikâyesini biliyorsun değil mi?
Conhece a história da Ellcrys, não conhece?
Beni koruyacak bir taş çemberi çağırıyorum ta ki lanetli Ellcrys'ten son yaprak düşene dek.
Convoco o círculo de pedras para me proteger até à última folha caída da amaldiçoada Ellcrys.
Seni acilen Ellcrys'e götürmeliyiz yoksa daha çok kişi ölecek.
Temos de levar-te à Ellcrys imediatamente, caso contrário muitos mais morrerão.
Ellcrys yüzünden mi?
Por causa da Ellcrys?
- Onu Ellcrys'e götürmelisin.
Tens de a levar à Ellcrys.
Elf Konseyi, kralın odasında toplandı çoğu da Ellcrys'e olanlar için hâlâ seni suçluyor.
O Conselho Elfo está na Câmara do Rei, a maioria deles ainda te culpa pelo que aconteceu à Ellcrys.
Bir dakika, Amberle neden doğruca Ellcrys'e gitmiyor?
Porque é que a Amberle não vai directamente à Ellcrys?
Elf Konseyi, Ellcrys sorununu tartışmak üzere çağrıldı.
O Conselho Elfo foi chamado para discutir a crise da Ellcrys.
Ellcrys bir tohum verecek.
A Ellcrys vai gerar uma semente.
Ancak ondan sonra geri dönebilir ve Ellcrys yeniden doğabilir.
Só então vai poder regressar e a Ellcrys vai poder renascer.
Amberle Elessedil Seçilmişlere ve Ellcrys'e karşı olan vazifelerine sırt çevirdin.
Amberle Elessedil, deu as costas aos Escolhidos e aos seus deveres à Ellcrys.
Yazmaya göre Ellcrys bu serüvene olan bağlılığından hoşnut olmalı.
De acordo com o Códice, a Ellcrys deve ficar satisfeita com o seu compromisso.
Yani Amberle imtihanı geçemezse Ellcrys onu öldürecek mi?
Se a Amberle falhar o teste, a Ellcrys irá matá-la?
Kahraman falan değilsin sen.
Não és uma heroína. A Ellcrys sabe a verdade.
Ellcrys tohumunu Kanateşi'ne taşıması için Amberle'yi seçti.
A Ellcrys escolheu a Amberle para levar a sua semente ao Fogossangue.
Ellcrys sözünü söyledi.
A Ellcrys pronunciou-se.
Ellcrys'in seni test etme yöntemiydi.
Uma forma da Ellcrys a testar.
O Ellcrys'e girmeden önce eğer onunla birlikte gitmezsem kötü bir şey olacağını söyledin.
Antes de ela entrar na Ellcrys, disseste que algo mau aconteceria, se eu não fosse.
Planım Ellcrys'i kurtarmak ve bu halledilene kadar huzur falan olmayacak.
O meu plano é salvar a Ellcrys e não haverá paz até isso acontecer.
Ellcrys beni uyarmaya çalışıyormuş oysa ben kaçtım.
A Ellcrys tentava avisar-me e eu fugi.
Ellcrys'e güvenmeye başlaman gerek aksi takdirde üçünüz Sığınak'a gitmeyi başaramazsınız.
Tens de começar a confiar na Ellcrys, caso contrário, vocês os três não chegarão ao Sepulcro.
Her ne kadar o hücrede çürüdüğünü görmeyi istesem de Ellcrys senin de serüvenin bir parçası olduğunu söylüyor.
Adoraria ver-te apodrecer naquela cela, mas a Ellcrys diz que fazes parte da demanda.
Ellcrys ne halttır yahu?
O que raio é uma Ellcrys?
Ellcrys'in tohumu Sığınak denen yere taşınmalı.
A semente da Ellcrys deve ser levada para um lugar chamado Sepulcro.
Ellcrys'e güvenmeye başlaman gerek. Aksi takdirde üçünüz Sığınak'a gitmeyi başaramazsınız.
Tens de começar a confiar na Ellcrys ou vocês os três não chegarão ao Sepulcro.
Lorin'i Ellcrys'e kadar yarışta alt edebilir miyim diye bakmak istedim.
Queria ver se conseguia ganhar ao Lorin até à Ellcrys.
Sen bir Seçilmişken Ellcrys seninle hiç konuştu mu?
Quando eras um Escolhido, alguma vez a Ellcrys falou contigo?
Ama bu serüven için Ellcrys onu seçmedi. Seni seçti.
Mas a Ellcrys não o escolheu para esta demanda, escolheu-te a ti.
Bizim sorumluluğumuz Ellcrys.
O nosso compromisso é com a Ellcrys.
Ellcrys'i koruyup gözeteceksiniz.
Vão guardar e proteger a Ellcrys.
Ellcrys ve prenses birbirlerine bağlı. Ama prensesin varlığını artık hissedemiyorum.
A Ellcrys e a princesa estão ligadas, mas já não sinto a sua presença.
Ellcrys, yüzbinlerce yıllıktır.
A Ellcrys tem centenas de milhares de anos.
Ellcrys'in tohumunun Sığınak denen bir yere taşınması şart.
A semente da Ellcrys tem de ser levada para um lugar chamado Sepulcro.
Ellcrys'i kurtarmakla görevliyim.
Estou numa missão para salvar a Ellcrys.
Shannara Günlükleri'nde daha önce... Ellcrys bir tohum verecek.
Anteriormente em As Crónicas de Shannara.
Ve o tohumun Sığınak denen bir yere taşınması şart.
A Ellcrys dará uma semente que terá de ser levada até um lugar chamado Sepulcro.
Olmaz, Ellcrys neredeyse yapraksız kaldı.
- Não! A Ellcrys está quase despida.
Ellcrys'in seni burada istemesinin sebebi bu.
A Ellcrys queria-te aqui.