Ellen traduction Portugais
3,690 traduction parallèle
- Ellen nasıl başarmış peki?
Como é que a Ellen o fez?
Peter. Ellen'ı öldüreni bulmak için tek şansım Sam.
Peter, o Sam é a minha melhor oportunidade de descobrir quem matou a Ellen.
Ellen gibi cesaretli bir kadın için uygun olanın bu olduğunu düşündüm.
Achei que era apropriado para uma mulher de grande força de espírito como a Ellen.
Umarım Ellen'ı kimin ve neden öldürdüğü de yazıyordur.
Com alguma sorte pode dizer-nos quem matou a Ellen e porquê.
Ellen Parker adındaki bir kadının dosyası.
Um ficheiro sobre uma mulher chamada Ellen Parker.
Ellen Parker ne olacak?
E a Ellen Parker?
Ellen'ı kimin öldürdüğünü bulmanın yanında nedir ki?
Comparado com descobrir quem matou a Ellen?
Ellen!
Ellen!
Kathryn Hill, Ellen'ın Tanık Koruma Programı'na girmeden önceki adıydı.
Kathryn Hill era o nome da Ellen antes de ir para o Programa de Testemunhas.
30 yıl önce Ellen polislerden, eğer birbirimizi bir daha göremeyecek olursak bunu bana vermelerini istemiş.
Há 30 anos, a Ellen pediu aos Marshall para me darem isto se nunca mais nos víssemos.
Ellen'ın son nefesinde ona güvenmem gerektiğini söylediğini biliyorum.
Sei que com o seu último suspiro, a Ellen disse-me que podia confiar nele.
Neal, Ellen'dan benim yerime Sam ile izlemeyi tercih ettiği 30 yıllık bir kaset aldı.
Está bem, o Neal recebeu uma caixa Betamax com 30 anos da Ellen. Preferiu ver com o Sam do que comigo.
- Peter, Ellen'ı kim öldürdü?
- Peter, quem matou a Ellen?
Bu her ne ise, Ellen bütün dünyanın görmesini isteseydi 5.
Seja o que for, se a Ellen queria que todos o vissem, ela teria dado ao canal 5.
Ellen'ın sana sen 3 yaşındayken göstermek istediği şeyi görmeye hazır mısın?
Estás pronto para ver o que a Ellen queria mostrar-te quando tinhas 3 anos?
White Collar'da daha önce... 30 yıl önce Ellen polislerden, eğer birbirimizi bir daha göremeyecek olursak...
Anteriormente em White Collar. Há 30 anos, a Ellen pediu aos Marshall para me darem isto se nunca mais nos víssemos.
Bu yanında büyüdüğüm Ellen.
Esta é a Ellen com o qual cresci.
Ellen'ın madalyonundaki anahtara ihtiyacımız var.
Precisamos daquela chave no medalhão da Ellen.
Ellen'ın öldürülmesi, bu...
O assassínio da Ellen, é...
Ellen babamın Tanık Koruma Programı'na girmeden önce... -... bir anlaşma yaptığını söylemişti.
A Ellen disse que o meu pai fez um acordo antes de entrar para a Programa.
- Bak, becerilerinle Ellen'ın katillerini bulmama yardım edebilirsin.
- Escuta. Com o teu talento, podes ajudar-me a encontrar os assassinos da Ellen.
Seninle bir anlaşma yapalım. Ellen'ın katillerini bulur bulmaz sana baban hakkında bildiklerimi anlatacağım.
E faço um acordo contigo... assim que o fizermos, dir-te-ei tudo o que sei sobre o teu pai.
Ellen'ın sana gönderdiği- - Evet, biliyorum.
- Com a Ellen a enviar-te aquela...
- Ona izin verirsen Ellen'ın katilini bulacaktır.
Ele vai encontrar o assassino se o deixares.
- Hâlâ Ellen'i kimin öldürdüğünü bilmiyorum.
- Ainda não sei quem matou a Ellen.
Ellen'ı senin yüzünden buldular.
Encontraram a Ellen por tua causa.
- Babam gittiği zaman bana Ellen baktı.
Quando o meu pai saiu de casa, a Ellen cuidou de mim.
Ellen'ın Tanık Koruma Programı'ndan önceki adı mı?
O nome da Ellen antes do Programa de Testemunhas?
- Babanı deviren adam ve Ellen'ı öldürten adam.
Os homens que o abateram, os homens que assassinaram a Ellen...
Ellen'ın ismi nasıl sızdı sanıyorsun?
Como achas que o nome da Ellen foi vazado?
Ellen'ın 30 yıl önce yozlaşmış polisler hakkında topladığı kanıtlardan başlayarak.
Começa com as provas que a Ellen recolheu em polícias corruptos há 30 anos.
Babam ve Ellen hakkındaki gerçeği öğrenmem gerek.
Preciso da verdade acerca da Ellen e do meu pai.
- Ellen'ın ölümünün zamanlamasını düşünüyorum.
Tenho andado a pensar na altura da morte da Ellen.
Ellen'ın kanıtlarını bensiz bulabileceğini düşünüyorsan... -... yanılıyorsun.
Se achas que consegue encontrar as provas da Ellen sem mim... estás errado.
Ellen Tanık Koruma Programı için tekrar ortadan kaybolmadan önce babamı bulmamda bana yardım etmeyi kabul etti.
A Ellen concordou em ajudar-me a pesquisar o meu pai antes que desapareça outra vez para o Programa de Testemunhas.
Ellen'ı da senin yüzünden buldular.
Encontraram a Ellen por tua causa. - Neal.
Ellen'ın videoda gösterdiği kanıt kutusunu istiyor.
Quer a caixa de provas que a Ellen mostrou no vídeo.
Ellen'ın kanıtlarının bende olduğunu sanıyordu.
Ele pensou que eu tinha as provas da Ellen.
Ellen'ın katilini neredeyse yakalıyorduk.
Quase apanhámos o assassino da Ellen.
Ellen videoda cinayetten sonra babamın devlet lehine tanıklık ettiğini söylemişti.
No vídeo, a Ellen diz que o meu pai entregou provas ao estado depois do assassinato.
- Eğer öyleyse Ellen'ı öldüren o olabilir.
Se está, deve ser ele que matou a Ellen.
Ellen ve Sam'in topladığı deliller yozlaşmış polislerin Flynnler'den maaş aldığını gösteriyordu.
A Ellen e o Sam juntaram provas que mostravam haver polícias corruptos nas folhas de pagamento dos Flynns.
Ellen bir sürü pislik ve pek çok yozlaşmış polis bulduğunu söylemişti.
A Ellen disse que encontrou muitos podres de muitos polícias corruptos.
Sue Ellen.
Sue Ellen.
Sue Ellen...
Sue Ellen...
Barnes ile birlikte bir şeyle ilgileniyorlar Sue Ellen atlamadan önce bunun tam olarak ne olduğunu bilmek istiyorum.
Ele e o Barnes estão a preparar, e quero saber o que é, antes que a Sue Ellen descubra.
Benim işim, suçluya ya da masuma karar vermek değil, Sue Ellen.
O meu trabalho não é decidir culpado ou inocente, Sue Ellen.
Onunla buluştum çünkü Ellen'la bağlantısı olan tek kişi o.
Eu disse que não lhe mostraria a gravação. Encontrei-me com ele por ser a única pessoa com ligação à Ellen.
- Ellen'ın cenazesinden beri mi?
- O funeral da Ellen.
- Bize Ellen'ı kimin- -
- Podes ajudar a encontrar o assassino...
Sue Ellen, ne oldu?
Sue Ellen, o que se passou?