Erasmus traduction Portugais
69 traduction parallèle
- Erasmus Hall.
- Erasmus Hall.
Erasmus, uyan.
Erasmus, acorde.
Erasmus'un gelmesini istediğini nereden bilecektim?
Como poderia saber que querias o Erasmus aqui?
Daha fazlasını isteyecek olursan sadece beni sıkmayı başarmış olursun ben de Erasmus'u terk ettiğim gibi seni de terkederim.
E se insistes em algo mais... só provocarás o meu aborrecimento... e aí, deixar-te ei, como fiz com o Erasmus.
Neden Bedlo'nun Erasmus'un evinde resmimi göreceğinden o kadar emindin?
Como tinhas a certeza que o Bedlo veria... um retrato meu na casa do Erasmus?
Erasmus'u burada istiyordun madem bu onu buraya getirmek için pek de kesin bir yol değildi.
Se querias aqui o Erasmus... não foi uma maneira um pouco rebuscada de o cá trazer?
Ama Erasmus, inan bana sana yaptığımdan dolayı tüm kalbimle pişmanım.
Mas, Erasmus, creia-me... com todo o meu coração, arrependo-me de tudo o que lhe fiz.
Bravo, Erasmus.
Bravo, Erasmus.
Erasmus, hâlâ eskisi kadar sıkıcısın.
Erasmus, continuas o mesmo chato de sempre.
Erasmus, hayatım!
Erasmus, querido!
Erasmus, ne oldu?
Erasmus, o que foi?
Hayır, Erasmus, anlamıyorsun!
Não, Erasmus, não estás a compreender!
Erasmus!
Erasmus!
- Bekle biraz.
– Espere um minuto, Erasmus
Erasmus... Gemim nerede?
O "Erasmus"... onde está o meu navio?
Gemim Erasmus` la onu alt edip batırabilirim.
Com o "Erasmus", o meu navio. Podia afundá-lo.
Erasmus'a karşı oynadığımız maçtan sonraki soyunma odası gibi kokuyordu.
Tresandava como os vestiários, logo após o jogo contra os Erasmus.
Erasmus'da çocukken... Karen'a benzeyen bir öğretmenim bile yoktu.
Quando eu era puto na Erasmus, não tinha nenhuma professora parecida com a Karen.
- Sakatlar Derneği'nden misiniz?
São do centro de reabilitação de Saint Erasmus?
- Annem St. Erasmus'ta.
- A mãe está internada.
Ona ERASMUS deniyor.
Chama-se ERASMUS.
Erasmus'un kim olduğunu merak ediyorsun.
Estão a pensar quem é o Erasmus.
- Günaydın, Erasmus formu için gelmiştim.
Bom dia. É por causa de um formulário para o ERASMUS.
Evet, Erasmus dosyası için lise mezunu olmalısın. Çok basit.
Para um processo de ERASMUS, para uma pós-graduação, é fácil.
- Erasmus mu? - Evet.
ERASMUS?
Kendin göreceksin Erasmus.
Quando vens fazer ERASMUS tens de te cuidar.
Biz, Katalanca bilmeyen 15 Erasmus öğrencisiyiz, Katalanca anlamıyoruz.
Nós somos 15 estudantes ERASMUS que não falam catalão.
Erasmus mu? Evet.
ERASMUS?
Erasmus'a nasıl rastladım bilmiyorum.
A caminho do Mare Magnum, vi a Wendy com o americano dela, e não sei como, dei de caras com o Erasmus.
- Erasmus? - Evet?
- Erasmus?
Erasmus?
Erasmus?
Erasmus mu? Evet, neden?
ERASMUS?
Erasmus isminde birini tanıyor musun?
Conhece um homem chamado Erasmus?
Erasmus bir gangster.
Erasmus é um gângster.
Ve Erasmus gibi herifler.
E homens como o Erasmus.
Erasmus.
Erasmus.
Erasmus'la konuşmama izin ver.
Deixe-me falar com Erasmus.
Tom Erasmus Flanagan.
Tom Erasmus Flanagan.
Flanagan, Thomas Erasmus.
Flanagan, Thomas Erasmus.
Sadece kayıt için, siz Tom Erasmus Flanagan mısınız?
Para que fique registado, você é o Tom Erasmus Flanagan?
Babam bir Erasmus'tu, onun babası da.
O meu pai era um Erasmus, o pai antes dele também.
Ben, Yunanistan'da yabancı öğrenciyken- -
Quando fiz Erasmus na Grécia...
Yunanistan'da yabancı öğrenciydim.
Era uma aluna de Erasmus na Grécia.
Dostum Erasmus'un dediğine göre, Almanya'da hızla yayılıyormuş.
O meu amigo Erasmo diz-me que na Alemanha se está a espalhar como um incêndio florestal.
Erasmus'un arkadaşısın ve İngiltere'deki en büyük hümanist sensin.
O amigo de Erasmo, o maior humanista de toda a Inglaterra.
Tamam, Parker, sen - - Sen öğrenci değişim programındasın.
Ok... Parker, és... uma estudante de erasmus.
Ben öğrenci değişim programıyla geldim, Adın ne?
Sou uma estudante de erasmus, e como é que se chama?
Lanet olsun, Rasmus.
Que inferno, Erasmus.
Size Erasmus'un "Yuhanna İncili" baskısının çevirisini göstermek istedim.
Queria mostrar-vos a minha tradução do "Evangelho de S. João" de Erasmo.
Erasmus'u görüyorum.
Eu vejo o Erasmus.
Erasmus şöyle yazmış ;
Erasmus escreveu :