Erkekler traduction Portugais
9,787 traduction parallèle
- Çekilin kenara erkekler!
- Saiam da frente, homens!
Bu işe başladığımda, bir kadının asla erkekler kadar iyi banka soyamayacağı söylenirdi!
Quando comecei, diziam que uma mulher nunca roubaria um banco como um homem!
Erkekler kollarına atlıyor olmalı.
Deves ter homens aos teus pés.
Erkekler eğlenirken bizde verimli oluruz diye düşündüm.
Enquanto os rapazes se divertem, podemos ser produtivas.
Öğün atlayan, stresli ve kas tonusu düşük olan... 40 yaş üstü erkekler bayılma nöbetleri geçirebilir.
Os homens acima dos 40 podem desmaiar, se falharem refeições e tiverem muito stress e pouca tonificação muscular.
Erkekler neden iş gezisine çıkar?
Porque é que os homens fazem viagens de negócios?
Eski zamanlarda bile, geleneksel olarak... erkekler mağaradan sivri bir sopayla falan çıkarmış.
Tradicionalmente, nos tempos antigos, os tipos saíam das cavernas com um pau afiado ou assim.
Ama sadece gerçek erkekler için.
Só para homens a sério, duros.
Erkekler geride kalmasa da, o kadar teşvik edilmedi.
E julgo que os rapazes ficaram, não para trás, mas menos incentivados.
Eyvah. Nasıl oldu da sadece bir nesilde erkekler Jack Nicholson ve Harrison Ford gibiler yerine...
Como é que numa geração, os homens passaram de tipos como o Jack Nicholson e o Harrison Ford para...
- İnsan mı yoksa genç erkekler mi?
Pessoas? Ou rapazes?
- İnsanlardan kimisi genç erkekler olacaktır.
Algumas das pessoas serão rapazes.
Erkekler tuvaleti bok dolu.
A casa de banho dos homens está cheia de merda.
Erkekler konusunda zevkin çok kötü kızım.
Tens péssimo gosto para homens, miúda.
Bazı erkekler, güzel bir kızı alır ve onu dünyanın kalanından saklar.
Há rapazes que pegam Numa miúda bela E a escondem do resto do mundo
Son mektup, Oklahoma civarındaki Bert Nolan Erkekler Evi'nden geldi.
A última carta veio de uma casa de acolhimento algures no Oklahoma.
Burası erkekler oteli.
O hostel é só para homens.
Erkekler erkek, kızlar da kız olacak.
Onde rapazes agem como rapazes. E as raparigas como raparigas.
Ellerini yıkama çünkü erkekler tuvaletten sonra ellerini yıkamazlar.
Não laves as mãos, porque os homens não as lavam depois de irem à casa de banho.
Erkekler sevgisiz de yaşayabilirler.
Homens... podem sobreviver sem amor.
Pipili kız diye bir şey olmaz, Johnny! Memeli erkekler olur.
Não há miúdas com pilas, só gajos com mamas!
- Seksi erkekler, biliyorum. - Hayır "seksi erkekler" değil.
Rapazes engraçados, estou a ver.
Hayatında gördüğün en seksi erkekler!
Não são rapazes engraçados. São gajos lindos como nunca viste!
Ama benim sınıfımda erkekler falan da var.
Mas há rapazes nas minhas aulas e isso.
Erkekler onları öldürür.
"para poderem gostar dos homens."
Geri zekâlı erkekler asla yavrularla birlikte kalmaz.
Seu burro. O macho nunca fica com as crias.
Kadınlar erkekleri terk etmez, erkekler bizi terk ederler.
As mulheres não rejeitam homens. Os homens é que nos rejeitam.
Güzel olduğunuzu söyleyen bazı erkekler olmalı.
Deve haver um homem que lhe diga que é linda.
Bayanlar ve baylar erkekler ve kızlar aksiyon için hazır mısınız?
Senhoras e senhores, meninos e meninas, estão prontos para a acção?
Erkekler sever bunu.
Os homens adoram.
Ah, erkekler.
Rapazes.
Bazen " Erkekler, şimdi dışarı çıkın.
Às vezes dizia : " Homens, saiam agora.
Ben de "Erkekler bana bakabiliyor, ben neden onlara bakamıyorum?" derim.
E eu disse : "Se eles podem olhar para mim, porque não posso olhar para eles?"
Çocuklarımız üzerinde tüm yasal haklara, erkekler sahip.
São os homens quem têm todos os direitos legais sobre os nossos filhos.
Ekonomik varlığımızı erkekler kontrol ediyor.
São os homens quem controlam a nossa existência econômica.
Kadın haklarına destek veren erkekler grubunun resmi üyesi.
Membro efectivo da Liga dos Homens.
Erkekler ise 19 şilin alıyor. Üçte bir daha fazla mesai yapıyoruz.
Para um homem são 19, e trabalhamos um terço a mais de horas.
Bunu isteyen erkekler.
Isto é o que o Homem quer.
Bilirsin, Güneş Tanrısı, Ölüm Tanrısı Savaş Tanrısı. Erkekler.
O Deus do Sol, o Deus dos Mortos, o Deus da Guerra.
Pekala, bak. Bir kere Hispanik erkekler var tabii.
Primeiro, há os hispânicos, obviamente.
Kahrolası İrlandalı erkekler.
Malditos irlandeses, meu.
Yarın, tüm bekar erkekler hazır ve beni dışarıda beklemek istiyorum.
Amanhã quero que todos os homens solteiros estejam prontos e esperem por mim lá fora.
Sevgili köylüler, Şimdi, ben size sessizlik bir an almaya davet Bizim ilk öğretmen, Mustafa Kemal Atatürk'ün anısına, hayatlarını verdi bizim erkekler ülkemizi savunmak için Ve toprağa olan tüm ders yürütücüsü.
Caros aldeões, convido-vos agora a fazerem um momento de silêncio para honrar a memória do 1º professor, Mustafa Kemal Atatürk, aos nossos homens que deram as suas vidas para defender o nosso país, e todos os professores em eterno descanso.
Diğer erkekler hakkında endişelenmeli miyim?
Tenho de me preocupar que andes com outros?
Erkekler arasında öğle yemeği yiyorlar.
- Estão a fazer um almoço de rapazes.
- Erkekler ve kadınlar arkadaş olamaz.
Homem e mulher não podem ser amigos.
Erkekler Kimmie'yi sever.
Os rapazes amam a Kimmie.
Ben lisedeyken erkekler peşimi bırakmazdı.
Quando eu andava no liceu, os rapazes não me largavam.
- Çocuklardan biri erkekler tuvaletinde suların taştığını söyledi.
Disseram que havia água a correr na casa de banho dos rapazes. Está bem.
Erkekler kadınlara sürekli tampon alır, çocuklar.
Os homens passam a vida a comprar tampões às mulheres, malta.
Erkekler hep seni soruyor Carol.
Eles estão sempre a perguntar por ti, Carol.