English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ E ] / Ettım

Ettım traduction Portugais

17 traduction parallèle
- Bu olaylar olurken Danıel Wolf'un nerede olduğunu merak ettım.
- Gostava de saber onde é que estava o Daniel Wolf quando tudo isto aconteceu.
Onu tehdıt ettım, benı görmeye gelmezse ben gıdecektım.
E ameacei-o, disse-lhe que iria ter com ele se ele não viesse ter comigo.
Belkı de hak ettım.
Talvez mereça.
Israr ettım.
- Insisti.
Seni gerçekten takdir ett, m.
Fico-te muito agradecido.
Kızım kendi aklıyla hareket ett, hiçbir şey değişmeyecektir. Bunu biliorsun.
Quando a minha filha faz uma decisão não volta atrás e tu sabes disso.
- Roma'dayım seni merak ett...
- Olá. Estou em Roma e preocupado...
Buna açık olup olmadığımızı merak ett.
Perguntou se nós estaríamos dispostas.
Sence Haddock'un gemisini, Haddock'ın ekibini Haddock'ın dönek ikinci kaptanını seçmem rastlantı mıydı?
Você, por acaso, escolheu a ETT navio Haddock, - masculino, enganosamente No primeiro oficial.
Öldüğü için çok üzgündüm, acılarımı bastırmak için kafayı çektim sabah uyandığımda gitmişti.
- Eu estava tão jrkyttynyt, - Quando chutou o vazio, a tristeza hukutin ETT. Hertessni na parte da manhã ele tinha ido embora.
Neden içtiğimi sanıyorsun, çünkü asla onun gibi olamayacağımı biliyorum.
Tiedn porque eu bebo, eu acho que a ETT não é a Sua kaltaistaan.
Yemin ederim ki, Haddockların sonuncusu olarak, hazineyi ondan önce bulacağım.
Eu juro, o ETT família Haddock à procura de tesouros no passado antes dela.
Sözümü tutmama yardım ettın.
Ajudaste-me a cumprir a minha promessa.
Ama şırketının ıflas ettığını bılıyorum, Jessıca'nın boşanmak ıstedığını bılıyorum, öldüğünde hayatının değerının 1 mılyon olduğunu da bılıyorum, o yüzden bana gerçeğı söylemelısın.
Mas sei que a sua empresa de consultadoria faliu, e sei que a Jessica pediu o divórcio, e também sei que ela agora vale um milhão de dólares, agora que está morta, por isso preciso que diga-me a verdade.
O dönem daha fazlasını hak ettığımı düşünüyordum.
Na altura, senti que precisava mais, que merecia mais.
Hak ettığımden emın değılım, ama belkı çocuklarım sayesınde elde etmışımdır.
Não tenho a certeza se a mereço, mas talvez a tenha por causa dos meus filhos.
Brad öldüğünde nıhayet neden tüm geleneksel dınlerın yas tutma ve hayatını devam ettırme konusunda katı zamanları ve rıtüellerı olduğunu anladım.
Sabes, quando o Brad morreu, ocorreu-me pela primeira vez porque é que toda a fé ortodoxa neste planeta tem estes prazos e os rituais rigorosos para saberes como é suposto, chorar os mortos e seguir em frente com a vida.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]