Evlâdım traduction Portugais
91 traduction parallèle
Hâlâ biraz çatlaksın evlâdım.
Sempre se arriscando.
- Hayır demeye cesaretin olsun, evlâdım.
- Tenha coagem, meu filho, para dizer não.
Tam olarak nasıl hissettiğini biliyorum, evlâdım.
meu filho. Mas nada de emoções.
Quentin, yavaş ol evlâdım!
- Estás louco. - Não me dói.
- Evlâdım kurtar beni.
Filho liberta-me.
Masalarınızda oturup, mantığı olmayan teoriler uyduruyorsunuz. Evlâdım...
Vocês sentam-se nas mesas a elaborar teorias... baseados em quê?
- Sağol, canım evlâdım.
- Obrigado jovem.
- Sağol, canım evlâdım.
- Obrigado.
Oh, sağol, canım evlâdım.
- Obrigado seu simpático. Devo-te um favor.
Tanrı seni kutsasın evlâdım.
Abençoada sejas, criança.
Elbette evlâdım.
Claro que pode, querido.
Dikleşmeye başladı biraz, benim için bayağı yüksek, evlâdım.
Está a tornar-se um pouco íngreme. Um bocado alto para mim, miúdo.
Hayrına en iyisi olsun, evlâdım.
- E que tenhas muita sorte, filho.
Sorun nedir, evlâdım?
O que foi, filho?
Bu benim yeni evlâdım.
Este é meu novo filho.
Benim evlâdım, benim kızım bize ihanet etti.
Um dos meus filhos, a minha filha, nos traiu.
Onu geri getiren olarak, bu şerefe sen nail olacaksın evlâdım.
Foste tu meu filho, que a trouxeste de volta, terás esta honra.
Beni gururlandırdın evlâdım.
Orgulho-me de ti, meu filho.
- Evlâdım, zavallı evlâdım.
- Meu filho. Meu pobre filho.
Şu tanımadığımız yabancı Yanki aksanı da nerden geldi evlâdım ağzına?
Que sotaque ianque estranho é este a sair da tua boca, filho?
Evet, çünkü ben iyi bir evlâdım.
Sim, porque sou um bom filho.
Bunun için çok üzgünüm, seni seviyorum evlâdım.
Sinto muito por isto, Lawrence. Eu amo-te, meu rapaz.
Daima ona kendi evlâdımmış gibi baktım.
Sempre a tratei como se fosse minha filha.
Üzülmeni istemem, evlâdım, ama sen yine de hazırlıklı ol.
Eu não quero que fiques chateada, menina, mas... deixa-me avisar-te...
Neden kaçıp gittin, evlâdım?
Porque fugiste, menina?
O benim tek evlâdım. Bakması için kızın bana bıraktı.
Ele é meu único filho, e deixou-me a filha para eu criar.
Auda... Auda evlâdım, gel buraya.
Auda, meu querido, venha aqui.
Anlayacağın üzere evlâdım bu odada gördüğün her şey ya kanla ya da sevgiyle kazanılmıştır.
Deves saber, meu filho, que tudo o que vês, nesta sala foi ganho com sangue ou amor.
Evlâdım bir erkeğin hayatındaki en büyük hediye aşktır.
Sabes, meu filho, o maior presente na vida de um homem, é o amor.
Neşelen evlâdım.
Ânimo, meu rapaz.
- Tabiî, evlâdım.
- Claro.
Kendini beğenmek, kralım, kendini küçümsemekten evlâdır.
O amor-próprio não é um pecado tão abominável quanto a negligência.
Ve ona, hanım evlâdı demenizi istemiyorum.
Não quero que voltem a chamar-lhe maricas.
Göstermem anlatmamdan daha iyi olur hanım evlâdı.
Sou melhor em actos do que em palavras, pá.
Ayağa kalk hanım evlâdı!
Levanta-te menina. Bates mal?
Ben, senin talan ettiğin toprakların kayıp evlâdıyım.
Sou o filho perdido da terra que pilhaste.
Başkalarına hanım evlâdı diyenler, aslında geyliklerini gizleyenlerdir.
Quem acusa os outros de serem gay, muitas vezes, está a encobrir a sua própria homossexualidade latente.
Bu değiştiğini göstermez ki. Hanım evlâdı olduğu gösterir.
Não quer dizer que mudaste, quer dizer que és maricas.
Kabul etsene, hanım evlâdı.
Aceitem a aposta, seus covardes.
Bir kere de bilmediğim bir şeyi söylesen dişimi kıracağım, orospunun evlâdı.
Diz-me uma coisa que eu não saiba.
Evlâdım dehşettir.
O meu filho é um espectáculo.
- Hanım evlâdı.
- Bebé do caraças.
"Bu çocuğu hanım evlâdı yapmaya mı çalışıyorsun?"
O que ele queria? Transformar o garoto em uma menininha?
- Hanım evlâdı olmayı bırak.
Para de ser um mariquinhas.
- Oğlum, evlâdım kayboldu.
O meu filho desapareceu.
Evlâdım.
Meu filho...
- İpleri eline almalısın, hanım evlâdı.
- Você deveria estar na onda.
Hadi, hanım evlâdı olma.
Oh, vamos, não sejas maricas.
Başka bir evrene gidip benim olmayan bir evlâdı aldım.
Atravessei para outro universo e tirei um filho que não me pertencia.
Başka bir dünyaya gidip bana ait olmayan bir evlâdı aldım.
Passei para o outro universo e trouxe um filho que não era meu.
Başka bir evrene geçip bana ait olmayan bir evlâdı aldım.
Atravessei para outro universo e trouxe um filho que não era meu.