Farkında mısın traduction Portugais
4,501 traduction parallèle
Bahsettiğim şeyin sen de farkında mısın?
É o que me mantém vivo, o trabalho. Mantém-me atento.
Peki Hatlestad, ilerleyen zamanlarda bu numaranın çok aranacağının farkında mısın?
Hatlestad, o Kripos vai usar mais esse número...
- Neye bulaştığınızın farkında mısınız?
Sabem no que se estão a meter?
Deli gibi konuştuğunun farkında mısın?
Já ouviste as doidices que dizes? "Afazeres"?
Aslında bu salyangozlara ne kadar eziyet edeceğimin farkında mısın?
Sabes que vou ter de moer estas lesmas?
Arkanda bıraktığın dağınıklığın farkında mısın, Addison?
Percebeu a confusão que deixou para trás, Addison?
Kendini utandırıyorsun, farkında mısın?
Sabes que estás a envergonhar-te, não sabes?
Ne yaptığının farkında mısın?
Sabes o que fizeste?
Bugün İsa'nın doğduğunun farkında mısınız?
Lembram-se que Cristo nasceu hoje?
Bunun ne kadar büyük bir şey olabileceğininin farkında mısın Fishlegs?
Sabes o quão importante isto pode ser, Fishlegs?
Onu kurtarmaya çalışmanın intihar etmekle aynı olduğunun farkında mısın?
Não vês que a tentativa de a resgatar é suicídio? Só estou a falar...
Alan, burada en iyi yerin senin olduğunun farkında mısın?
Alan, percebes que estás no camarote?
Farkında mısınız, bu bir radyo programı değil.
Importam-se? Isto não é um programa de estrada de rádio.
- Bilmiyorum farkında mısın?
- Não sei se tens noção disso.
Kok'ı şu anda halka sunsak ne olacağının farkında mısınız?
Você imagina o que poderia acontecer se lançasse-mos a "kok" para o publico em geral, agora?
Ne yaptığının farkında mısın?
Sabes o que acabaste de fazer?
-... bir suç olduğunun farkında mısınız?
- é um crime grave?
Bu ne demek, farkında mısın?
- Sabes o que isto significa?
- Ne kadar dikkat çektiğinin farkında mısın?
Sabes a atenção que isso atrai?
Farkında mısın?
Sabias isso?
Kurum aleyhine dava açabileceğinin... farkında mısın?
Estás ciente que há um caso pendente na justiça contra a instituição?
Farkında mısın, ne kadar güzel ve ne kadar... Kadınsı mı demek istiyorsun?
Sabes, pareces tão bonita e tão...
Ne dediğinin farkında mısın?
Do que é que estás a falar?
Farkında mısın bunun?
Tens consciência disso?
- Bay Varney, Narcotik Dağılım Yasasının 101 B12 kanuna göre bütün kayıtların ruhsatlı tesiste tutulmalısının gerekliliğinin farkında mısınız?
- e falamos disso nessa altura? - Sr. Varney, tem noção que o código federal 101 B12 do Acto de Distribuição de Narcóticos diz que todos os livros devem ser mantidos na instalação licenciada?
Bayım, bunun dört uçuş olduğunun farkında mısınız?
Deu-se conta que são quatro voos?
Ne kadar çılgınca bir şey söylediğinin farkında mısın?
Percebes como isto parece de loucos?
Pekala, şu an ne dediğinin farkında mısın?
Sabes o que estás a dizer?
Temel politik gündemini önüne gelenle yatma olarak seçmiş milyonlarca erkekten bahsettiğinizin farkında mısınız? - Bununla nasıl baş edersiniz?
Percebe que está a falar de milhões de homens que escolheram a promiscuidade como a sua principal questão política?
Ne kadar iğrenç olduğunu gösterdiğinin farkında mısın?
Sabes isso me diz o quanto tu és doente!
Tanrı Aşkına Joshua, neye karıştığının farkında mısın?
Pelo amor de Deus, Joshua, tens a noção de onde estás a meter-se?
- Bird'ü şımartıyorsun, farkında mısın?
- Estás a habitual mal o Bird, sabias?
Hayatının içine baştan aşağı nasıl sıçabileceğimizin farkında mısın?
Apercebe-se do quanto lhe podemos lixar a vida?
Yumruk yaptığının farkında mısın.
Sabias que fechaste o punho?
Onun özel durumunun farkında mısın?
Conhece o estado dela?
Fedakarlar'ın grub sistemini zayıflattığının uyumsuzlara yardım ederek kanunları çiğnediğinin farkında mısın?
Sabes que os Abnegados enfraquece o sistema de facções e quebra as regras, ao albergar Divergentes?
- Neyi imzaladığının farkında mısın?
Compreende o que assinou?
Onlar biliyor, farkında mısın?
Eles sabem.
Peki, Londra'dan 950 kilometre uzakta Avrupa'yı zorbaca yutmak isteyen Hitler adında iğrenç küçük bir adam olduğunun farkında mısınız?
Bem, dá-se conta que a 965 km. De Londres este pequeno homem feio chamado Hitler que quer afundar a Europa em tirania?
- Ne dediğinin farkında mısın sen?
Do que estás a falar? Foi sim!
Hay ben şimdi sizin... Şu anda nerede olduğumuzun farkında mısınız?
Estou prestes a dar uma abada aos dois.
Yaptığın şeyin iğrenç olduğunun farkında mısın?
Nem percebes que o que fazes é absolutamente nojento?
Senin o sikik oyunun yüzünden kaç adam kaybettik farkında mısın?
Sabes quantos homens perdemos só para fazeres a porra do teu jogo?
Bunun ne kadar küçük düşürücü olduğunun farkında mısın?
Não percebes como é humilhante?
Ne kadar pahalı olacağının farkında mısın?
Imaginas o dinheiro que vai ser gasto?
Elinin altındaki kadının değerinin farkında mısın?
Numa missão de reconhecimento.
Müsaadenizle, kemikleri temizlerken, sağ ön bilekte ve el tarağında kısmen kaynamış ufak kırıkların farkına vardım.
Se me permitem, quando estava a limpar os ossos notei fracturas cominutivas parcialmente remodeladas nos carpos e metacarpos anteriores direitos.
Bilirsin, adamın teki sevgili arıyorum diye ilan verir... ilanı karısı cevaplar... ve ruh eşi oldukları ama farkında olmadıkları ortaya çıkar. Sonra da pelerin giyip mi, bir burunda mı ne sevişiyorlar.
Sim, sabe, um tipo publica um anúncio à procura de uma amante... e, então, a mulher responde... e resulta que eles são almas gémeas e nem sequer sabiam... e acabam a fazer amor em cabos, ou num cabo.
Üç kabile arasında yetenekli olan sensin bunun farkında değiller. Olacaklara hazır mısın. Kutsal kapıya olanları izlemeye?
Sabe que és o guerreiro mais competente, mas usa-te como guardião do portão.
Yolumuza engeller çıktığının farkındayım. Bazılarınız yolculuk sırasında beni seve seve alaşağı ederdi.
Sei que a estrada não tem sido exactamente tranquila, e qualquer de vós, ter-me-ia expulso do vosso carro, com todo o prazer.
Bunun ne kadar tuhaf olduğunun farkında mısın?
Não entendes como isto é estranho?