Fashion traduction Portugais
138 traduction parallèle
Alo, Moda Evi mi?
Estou, Fashion House?
Arkadaşlarla buluşacaktım ama kalabilir.
Bem, ia ter com umas amigas ao Fashion Center, mas pode ficar para outra altura.
Beverly Hills Moda Merkezinde alış veriş yapıyor.
Ela anda a fazer compras no Fashion Center, em Beverly Hills.
Bayan Henderson, Moda Merkezinden aratın.
Menina Henderson, mande chamá-la no Fashion Center.
Neyse, New York Moda Haftası'ydı. Kızı İzlanda'ya götürdüm.
Daí, ia acontecer um desfile fashion em Nova Iorque e... a levei-a para passear na ilha.
Ve gece kulübü performansımda modaya uygun olarak... ölen gösterişli hayranlarım.
A todos os fãs que morreram de forma tão fashion... e elegante em minha atuação no nightclub.
Bu zarf Del Amo Fashion Centre'da bir kadına verilecek.
Cobaia entregará o dinheiro num... Saco da seccão de moda do Del Amo.
Moda kurbanlığını mı, taklit moda'yı mı tercih edersin?
Preferes "fashion victim" ou "conjunto-y desafiado?"
Bu zarf Del Amo Fashion Centre'da bir kadına verilecek.
A pessoa em causa esconderá o dinheiro num saco... do Del Amo Fashion Center para efeitos de passagem.
Del Amo Fashion Centre çantası.
Saco do Del Amo Fashion Center.
Moda yardımı için yarı-maraton koşusu yaptı.
Correu a meia maratona pelo Fashion Aid.
Şimdide karşınızda "Amigo Moda" dergisinin editörü Brenda ve yanında UCA başkanı Bay Johny Garrison!
Por favor, dêem um caloroso aplauso ao nosso anfitrião editor da revista Cheer Fashion, Brandi Tattersol e ao presidente da UCA, Johnny Garrison.
Peter, bu heteroseksüel moda tasarımcısı Calvin Klein.
Peter, este é o conhecido fashion designer heterosexual, Calvin Klein.
Moda enstitüsünde, ilk yılım boyunca yaptığımız şu küçük deneyi deneyelim.
Vamos tentar uma pequena experiência que fizemos durante o meu primeiro ano no Fashion Institute.
Although his work is mildly out of fashion at this time,? I would like you to consider? his exploration of this theme.?
Embora o seu trabalho esteja um pouco fora de moda, vejam como é que ele explorou este tema.
- Moda Haftası'nda beni kaç defileye sürüklemiştin?
Quantos desfiles me fez ver durante a Fashion Week? - Oito.
Meadow, Moda Enstitüsü'ne gitmemi söyledi.
A Meadow acha que devo ir para o Fashion Institute.
Fashion Week'in çadırları üzerinden esen...
" surgindo através das tendas da Moda Semanal,
İstersen... moda müzakeresi gibi birşey yapabiliriz.
Se quiseres... Nós poderíamos fazer alguma coisa mais fashion.
Son kısım da açacağı Fashion Lady ile filan alakalıydı.
Qualquer coisa de irem arrancar um ovo, ou uma merda assim.
- Fashion Lady?
Arrancar um ovo?
Sizin, onların muhteşem mağazalarının ve... Fashion Island'ın desteği olmasa bunların hiçbirini başaramazdık. Pekala!
Nada disto seria possível sem o vosso apoio e o apoio da Fashion Island e todas as suas lojas fantásticas.
İntihar Modası.
Suicídio fashion.
Tekrar moda olacaklar.
Vão ficar fashion.
Bu demir teçhizat.
Estou "fashion".
Palyaço modası.
Palhaço fashion.
PALYAÇO MODASI ÇOK TUTTU
Fashion de palhaço sai em grande.
Bugün moda yelpazesini tanıtmak için kendi partisini veriyormuş.
Ele estava hoje a ter a sua própria festa para apresentar a sua nova linha fashion.
Moda Merkezindeki güvenlik... az önce şüphelinizin resimlerini yolladı.
O Segurança do Fashion Center... mandou umas fotos do suspeito.
Moda Merkezi Madeline'ı altı değişik kamera ile görüntülemiş.
O Fashion Center gravou a Madeline em seis câmaras diferentes.
Fashion Adası'nda arabanı park ediyorlar.
As lojas têm alguém que estaciona por nós.
- Bu çok kalitesiz olmadan ucuz, moda bişey ama aynı zamanda cool ve relax..
É barato sem ser "prout-prout", é fashion, mas continua a ser cool e relaxante...
Bu şık kostüm hakkında ne düşünüyorsun?
Que é que achas deste fato fashion?
Peki şu an hangi tarz müzik moda?
Então, que tal uma música fashion, agora mesmo?
Kusurlu elbiseler var burda.
Esta loja é out fashion
Fashion'nın harika işçileri.
Nigel. Óptimos guardiães da moda.
Yani, Wilhelmina'nın beni bu kadar etkilemesine izin vermemeliydim.
No "Fashion TV"?
Siz gaylerin modayla ( fashion ) ne alıp veremediği var?
Qual é o problema que vocês homossexuais têm com moda?
Evet, büro her zaman moda anlayışıyla tanınır.
Sim, o Departamento sempre foi conhecido pelo seu sentido fashion.
Fashion Buzz'ı izliyorsunuz, bu bir saat içinde leylak rengi neden çöpte, çizgililer neden demode, Naomi kiminle nerede, öğreneceksiniz.
Estas são as notícias da moda e estão fresquinhas! Contamos porque o roxo é mau, porque as riscas estão na moda e porque é que a Naomi enlouqueceu.
Sen tıpkı moda ikonu gibisin.
Tu és tão... Tu és tão Fashion.
Bu reklamda ki elbise, Mükemmel Günün Gelinlik Salonu Fashion Square'ın bitişiğinde. Tamam, bakarız.
Ok, bébé, a Mãe vai buscar-te num minuto, ok?
Sürekli benimle Fashion Square'da buluşmak istediğini söyleyip duruyor.
Não é que estejamos junto a linhas eléctricas. Não sei.
Aşk konusunda da o popüler adama yenileceğim.
Olhar para o mundo que perdi para o meu colega e ver que perdi o meu amor para uma pessoa mais fashion...
Biliyorsun, geçen hafta moda gecesinde kavga ettiğimiz zaman sen haklıydın.
Sabes, quando nós discutimos na Fashion's Night Out, tinhas razão.
Eve gitmem lazım. * Gok's Fashion Fix'i kaçırmak istemiyorum.
Tenho de ir, não quero perder a "Gok's Fashion Fix".
Geçtiğimiz yıl New York Moda Haftasında başarısız bulunan moda tasarımcısı Victory Ford ise kıl payı listeye girmeyi başardı ve listenin sonunda.
No fundo da lista, encontra-se a criadora de moda Victory Ford, mas por margem mínima, após ter tropeçado na Fashion Week.
Fashion TV değil bu.
Não é moda na televisão, meu!
Tanıyor musun?
Fashion designer, pasha, Maecenas.
O Fashion TV gibi, sense Fashion TV'nin tersi neyse osun işte. Anlatabiliyor muyum?
Estão a entender-me?
Peki şu an hangi tarz müzik moda?
Então, que tal uma música fashion, agora?