Feminist traduction Portugais
250 traduction parallèle
Nedir bu, içeride feminist hareket mi var?
O que é isto, movimento de libertação das mulheres?
Yirmi yıl önce feminist hareketin en genç lideriydi.
Há 20 anos, ela foi a mais jovem líder do movimento feminista.
Senden iyi feminist olur Alfie.
Darias um bom advogado, Alfie.
Başrollerde, kadınların mutfaktan çıkmaması gerektiğini düşünen komiserinden sürekli fırça yiyen alkolik, huysuz ama sevecen bir üsteğmen ve feminist görüşlü genç, güzel ve cıvıl cıvıl bir kadın polis var.
As personagens principais incluem um Delegado amargo mas com bom coração, que está sempre a ser repreendido pelo Comissário, um detective esperto e duro, que bebe demais, e acha que lugar da mulher é na cozinha e uma brilhante jovem polícia feminista, que luta pelos direitos das mulheres. Estamos fartos de mulheres polícias.
Ama biz feminist olduğumuz için karım pazar günleri dışarı çıkabilir.
E como nós somos feministas, pode dar uma volta ao Domingo.
Alt katta oturan bir arkadaşı var. Margaret. Feminist türden.
Ela tem uma amiga no andar de baixo, a Margaret, você sabe, liberação feminina.
Evet, feminist harekette oldukça aktiftir.
Pois, ela é muito activa no movimento feminista.
İlk feminist cenaze merasimi olacak.
Vai ser o primeiro funeral comemorativo feminista.
- Sadece bir avukat değil. Ayrıca Sierra Club, UNICEF'lede bağlantılı,..... ve samimi bir feminist.
Ele é membro do Sierra Club, da UNICEF, e é um feminista sincero.
Bu lanet bir feminist, annelik taktiği olmalı!
Tu ainda fazes de mãezinha feminina parvalhona.
Feminist Ransom konuşma süresini 6 dakika aşmış durumda.
Ransom, a feminista, já está com 6 minutos a mais.
Flint'in feminist radyo programının arkasındaki isim ve sunucuydu.
Tem sido a fundadora e animadora de um programa de rádio feminista em Flint.
Yakın zamanda feminist şiir kitabı yayımladı.
Acaba de publicar um livro de poesia feminista.
Ben daha çok liberal, feminist şiirlere ilgi duyan tiplerdenim.
Sou do tipo politicamente ambientalista, feminista, leitora de poesia.
Bu kendi kariyerini kendisi yöneten bir kadın için feminist bir başarı mıdır?
É um direito feminista que as mulheres alcançaram e devem manter O controle sobre a sua própria carreira?
Burası feminist bültenlerini yazdırdığı yer.
Aqui é onde ela imprime a sua carta semanal para a revista feminista.
Kovulacağım, bir feminist kampında devriye olmak zorunda kalacağım.
O resto da minha vida vou passar como prisionero num campo feminista!
Başkan, feminist seçmenlerin gözüne girsin diye buradasınız.
Vocês existem para o Presidente parecer bem perante os eleitores.
Ben feminist oyları için buradaysam, sen hangi kesimi temsil ediyorsun?
Se eu sou os votos femininos, você que classe social representa?
Ateşli feminist!
- Queimadora de sutiãs!
Feminist.
uma feminista.
O Moğolistanlı feminist gibilerden hiç hoşlanmam. Tamam!
Não como a feminista mongol que tu me arranjaste.
Şimdi de feminist mi oldun?
De repente és a Helen Redy!
Neden bu ailedeki tek feminist hep ben oluyorum?
Serei eu o único feminista nesta família?
Şimdi AlDS oldun. Feminist bir bilinçaltı geliştirdin. Bunun anlamı her neyse.
Mas agora só encontra SIDA e gente com idéias feministas, ou o que coño seja.
Tüm sabah boyunca "Bayan Çıplak Feminist Pageant" burada
Durante toda a manhã, a primeira edição do concurso
Bence bu bir feminist sorunu. Beyler?
É uma questão feminista.
- Feminist sorunu, bence de.
- Uma questão feminista? la por aí.
Ne sanıyorsun, onun evden çıkmaya çalışan bir feminist olduğunu mu?
Julgas o quê? Que é alguma feminista doida por sair de casa?
Sakın o feminist boklarından olduğumu zannetme ama...
Olha... não aches que sou feminista ou coisa do género
Gittikçe büyüyen bir feminist ordusu eşitlik talebiyle... ülkeyi boydan boya katediyordu.
Um crescente exército de feministas marchava pelo país exigindo igualdade.
Bundan feminist olduğunuz sonucunu çıkarıyorum.
Presumo que seja feminista.
Yağlar feminist bir konudur, David.
A gordura, David, é uma luta feminista.
Kendimi hep öncü bir feminist olarak düşündüm.
Sempre me considerei uma pioneira feminista.
Yeniden yazılması gerekiyor ama feminist bir içeriği olabilir.
Precisa ser reescrito, mas há espaço para papéis feministas.
Onu kötü, feminist fikirlerinle boğdun.
Faze-lo dançar ao som da tua música feminista.
Nesin sen, feminist mi?
És algum feminista?
Post-feminist.
É um desafio. Marcas uma posição.
"Tayland yemeği, feminist yazıları ve bağımsız Rock müziği yapan öfkeli kız müzikleri."
Comida tailandesa, prosa feminista e música de miúdas furiosas da persuasão do rock independente.
Feminist kaltaklar aksini iddia edebilir ama onlar hiçbir şey bilmiyorlar.
As feministas podem dizer o contrário, mas não sabem nada.
Bu feminist olay yüzünden düşerim.
Adoro atitudes feministas.
Kızım da burası için feminist laflar ediyor. Kadınları "metalaştırıyormuş".
A minha filha vem-me com comentários feministas sobre este lugar, de como ele "objectiva as mulheres".
Bana bu post-feminist, art-school saçmalıkları sökmez, ayçiçeği eğer gerçek ismin buysa tabi, tamam mı?
Não me venhas com essas merdas pós-feministas, escola de artes, girassóis, se esse é o nome que tu dás, está bem?
Annenin feminist grubundan, o da erkeklerden nefret ediyor.
Ela faz parte do grupo feminista da tua mãe. Ela também odeia homens.
Senin aptal feminist saçmalıklarının zamanı değil.
Isto não é altura para estupidez feminista.
Donna, annen şu feminist toplantıları olana kadar çok iyiydi ve sonra düşünmeye başladı.
Donna, a tua mãe estava bem até conhecer aquelas feministas... e começar a pensar.
Bu bir iddia değil. Sadece feminist dönemin bir kalıntısı.
Isto não é nenhum tema, apenas uma repercussão pós-feminista.
Bildiğiniz gibi pek çok kişi Amerika Güzellik Yarışmasını, eski ve anti feminist olarak nitelendiriyor.
Como todos sabem, há muitos que consideram que a Cerimónia da Miss Estados Unidos ser desactualizada e anti-feminista.
Feminist olduğumu.
Que sou feminista!
Feminist nedir?
O que é uma feminista?
- Sen feminist misin?
- És feminista?