Gelmissin traduction Portugais
1,317 traduction parallèle
Anne! Erken gelmişsin.
Chegas-te mais cedo.
Gördüğüm kadarıyla kendine gelmişsin bile
- Vejo que te recompuseste.
- Gelmişsin.
Vieste.
Gelmişsin.
Vieste.
Erken gelmişsin.
Vieste cedo.
Gelmişsin.
- Está tudo bem?
İlk meteor yağmurundan önce buraya gelmişsin. Hayır.
Esteve cá antes da primeira chuva de meteoros.
- Gelmişsin.
- Estás em casa.
Ama buraya kadar gelmişsin, Jasper. Yani doğruyu bilmek istiyorsun, değil mi?
Se veio até cá, Jasper, é porque queria saber, certo?
Bence şu anki vücut şekline çok güzel bir şekilde gelmişsin.
Acho que teu corpo cresceu muito bem.
Geri gelmişsin.
Voltou.
Çok tatlısın, yine de buraya gelmişsin fakat ben Dena'yla birlikte geldim.
Foste um querido por vires à mesma, mas eu convidei a Dena.
Hank, gelmişsin.
- Mia. - Hank, vieste... - Sim.
Ne demek "gelmişsin"?
Vieste...
Öyleyse doğru yere gelmişsin.
Vieste ao sítio certo.
Gerçekten de konuşmak için gelmişsin.
Você veio mesmo para conversar.
Gelmişsin.
Conseguiste!
Ellerinle sorunlarının üstesinden gelmişsin.
O quê? Tu... superaste o teu problema das mãos.
Tüh, gelmişsin.
Chatice, já cá estás.
- Erken gelmişsin.
Chegaste cedo. Bem...
Aman Tanrım, gelmişsin! - Hey!
Meu Deus, estás aqui!
Haberleri duyduktan sonra sana ulaşmaya çalıştım ama sen gelmişsin bile!
Ouvi sobre as tuas noticias e tentei contactar-te, mas agora estás aqui!
Biraz erken gelmişsin Wendy.
Vem um pouco cedo, Wendy.
Eh, dünyaya yanlış gelmişsin bebek, ördek olsaydın!
Estás na espécie errada, amor. Mais vale seres um pato.
Hoş gelmişsin oğlum. Hoş geldin.
Bem-vindo.
- Habersiz gelmişsin.
- Desertaste do navio?
- Merhaba, erken gelmişsin.
Ei, você chegou cedo.
Gelmişsin.
Cá estás!
- Erken gelmişsin.
Chegaste cedo.
Gelmişsin
Vieste.
Doğru yere gelmişsin.
Vieste ao local certo.
- Gelmişsin.
- Já chegaste.
Baba, eve erken gelmişsin.
Ei, pai, chegaste a casa cedo.
Geri gelmişsin.
Ei, voltaste.
Yanlış yere gelmişsin.
Vieste ao sitio errado... Não quero magoar a minha mão contigo.
Çok iyi yerlere gelmişsin.
Cuidaste bem de ti.
- Erken gelmişsin.
- Você está adiantado, não é?
yeni teknolojiyi tanıtmak amacıyla konferansa gelmişsin... kusurlar ekliyor ve gerçekte bildiğimizden daha az şey biliyormuşuz gibi yapıyorsun?
Vir a essas conferências apresentar novas tecnologias e, na verdade,... adicionar falhas e fingir que sabemos menos do que realmente sabemos?
Sadece aşka gelmişsin.
Nao, estás confusa.
Buraya bayağı bir kalabalık gelmişsin!
Você trouxe uma multidão!
Seni lanet olasıca, erken gelmişsin.
Vieste antes da hora, cabrão.
Sonunda Planet'a gelmişsin.
Finalmente conseguimos trazer-te ao The Planet.
Ne hale gelmişsin.
Vê no que te tornaste.
İş aramak için uzak yerden gelmişsin.
Veio longe à procura de emprego.
Anlaşılan masal anlatıp gelmişsin.
Mas parece que foste manso.
Evinden çok uzaklara, büyük bir şehre gelmişsin. Birkaç kadeh bir şey içiyorsun. Derken fıstığın teki yanına yaklaşıyor, için kıpır kıpır oluyor.
Está longe de casa, bebe uns copos, uma mulher sexy mete-se consigo...
Nelson, Hisarımıza yardıma gelmişsin!
Nelson, vieste ajudar numa hora de dificuldade!
Ayıboğan, beni kurtarmaya gelmişsin.
Estrangulador? Vieste salvar-me.
Noel Baba'nın Küçük Yardımcısı sen de gelmişsin.
Ajudante do Pai Natal? Também vieste.
Açıkça, bazı cevapları öğrenmek için gelmişsin.
É evidente que vieste à procura de alguma resposta.
Buraya bir enfeksiyonla gelmişsin.
Chegou cá com uma infeção.
gelmişsin 38
gelmiş 30
gelmiyorsun 22
gelmiyor musun 122
gelmiyor 63
gelmiyorum 79
gelmiyor musunuz 16
gelmiyor mu 21
gelmiyorlar 18
gelmiş 30
gelmiyorsun 22
gelmiyor musun 122
gelmiyor 63
gelmiyorum 79
gelmiyor musunuz 16
gelmiyor mu 21
gelmiyorlar 18