Gemide traduction Portugais
3,409 traduction parallèle
Buraya bütün yolu gemide çalışarak gelmiş.
Chegou aqui a trabalhar num navio.
Gemide moraller nasıl Kaptan?
Como está o ânimo a bordo, Capitão?
Berger gemide mi?
O Berger está a bordo?
Binbaşı Sergenko, sizin de bu gemide olduğunuzun farkında değildim.
O comandante Sergenko, não sabia que estava na nave.
- Kahretsin. Hepsi aynı gemide miydi?
- e aparelhos de comunicação.
- Ve gemide.
Num barco.
O gemide olmam lazım.
Só preciso de entrar no barco.
Yalnız kalmak istiyorum. Ama gemide görüşürüz.
Mas vejo-te na festa.
- Gemide görüşürüz.
Vejo-te na festa do barco.
Hala gemide...
Ele ainda está na nave...
O gemide neler olup bitiyor?
O que é que será que está a acontecer naquela nave?
Gemide eve gitmek için taşları hiç kullanmamış tek kişi.
- que nunca usou as pedras. - Ele continua a recusar.
Bak bu gemide Wallace dışında herkes Yıldız Geçidi Komutanlığı'nın mensubu.
Olha... todos os outros nesta nave, com a excepção do Sr. Wallace, é membro do Comando do Stargate.
Demek istediğiniz gemide gerçek bir doktor olmasıysa bunda haklısınız.
Se diz que estaríamos melhor com um médico de verdade a bordo, tem razão.
Biz kesinlikle gerekir Tüm bu ile Gemide ekstra insanlar.
Não há dúvida de que nos vai fazer falta, com toda esta gente a bordo.
Biri gemide kalmak var.
Alguém tem que ficar a bordo.
En çok nitelikli insan gemide zaten.
As pessoas mais qualificadas já estão a bordo.
biz geri değilseniz yedi saat içinde, Seni almak istiyorum geri gemide herkes.
Se não voltarmos dentro de 7 horas, quero que todos voltem para a nave.
Onu gemide daha fazla tutamayız.
Esgotamos todas as nossas possibilidades médicas. Não a podemos manter a bordo.
Sen hiç o gemide bulunmadın.
Nunca estiveste numa daquelas naves.
Gemide geçirdiğim süre yalan yok, benim için zordu.
O tempo que tenho passado naquela nave... Não vou mentir, tem sido difícil.
Bu gemide herkes yararlıdır.
Toda a gente nesta nave é útil.
Gemide gerekli malzemelerimiz yok.
Não com o material que temos a bordo.
Peki. Bu çok zor olacaktır. Bu gemide o kadar insan yok.
- Será extremamente complicado, porque não há muita gente na nave.
Kan gruplarını inceledim. Bu gemide kanı Dr. Volker'la uyan 18 kişi var.
Verifiquei a compatibilidade entre grupos sanguíneos, e há dezoito pessoas a bordo da nave que são compatíveis com o Dr. Volker.
Gemide onunla akrabalığı olan kimse yok. Bu durumda en mükemmel uyumu bulamayız ama ameliyatı yapmamıza yetecek kadar yakın birini belki buluruz.
Não há ninguém na nave que seja parente dele, por isso não é possível obter uma compatibilidade máxima, mas esperamos encontrar alguém que seja suficientemente chegado para o transplante.
Bakın, ben de bu gemide.. ... kimseyi kaybetmek istemem ama organ nakli sadece bir değil iki kişinin yaşamını riske sokar.
Não quero perder mais ninguém nesta nave, coronel, mas o facto é que, um transplante não arrisca uma vida, mas sim duas.
Sadece bunu burada gemide nasıl yapacağımızın bir yolunu bulmamız gerek.
Só temos de a encontrar, e descobrir como o fazer aqui, na nave. Eu sei.
Gemide bu kadar insan varken bunlara ihtiyacımız olacak.
Não há dúvida de que nos vai fazer falta, com toda esta gente a bordo.
Demek istediğim, gemide başkalarının da olduğundan habersiz uzun saatler geçirdim.
Quero dizer, há alturas em que não me dou conta - que há outras pessoas a bordo. - Sim?
Kalkan gücünü tüm gemide azaltıyorsun.
Você está a diminuir a intensidade dos escudos por toda a nave. Sim, nada de preocupações.
Ondan sonra gemide olmayacaksak kimin umurunda?
Que interessa isso, se nem sequer cá estaremos?
Benim umurumda, Teğmen. Gemide kalmayı tercih edecek diğerleriyle birlikte.
Interessa-me a mim, tenente, bem como a todos os que quiserem ficar a bordo.
En azından bazıları bu gemide kalmanın ne kadar önemli olduğunu anlayacaktır.
Pelo menos alguns irão compreender a importância de ficarmos nesta nave.
Gemide birbirinin ardına patlamalar oldu.
Explosões por toda a nave, umas atrás das outras.
Yani ben gemide kalmak niyetindeyim.
Por isso, também eu estou disposto a ficar a bordo.
O kadar adam gemide kaldıysa neden tek kurtulan sensin?
Se ficaram a bordo essas pessoas todas, como é que você foi o único sobrevivente?
Sabah, Gannicus bilinmeyen bir diyara giden gemide olacak.
Pela manhã, Gannicus vai estar num navio rumo ao desconhecido.
senin için gemide bir bilet ayırdım.
Vou reservar um bilhete de barco para ti.
Sabah, Gannicus bilinmeyen bir diyara giden gemide olacak. Artık sizin elinizden uçacak.
De manhã, o Gannicus estará num barco navegando rumo a sítios desconhecidos, e para sempre fora do seu alcance.
Yakında üreme gemilerimiz için iniş alanları inşaası başlıyacak ve Tyler'ın gemide olmasıyla... Türler arası üremenin sonraki aşamasına geçebileceğiz.
Em breve, as zonas de aterragem para as nossas naves de procriação podem começar a ser construídas e com o Tyler a bordo, podemos iniciar a próxima fase de hibridação.
Gemide kalıyor.
Está na nave.
Gemide yaşayan insanlar.
O "Viva a Bordo".
- Gemide bunu bulmamızda bize yardımcı olabilecek birisi olmalı.
Deve haver alguém a bordo da nave que pode ajudar-nos a descobrir.
Gemide yaşayan insanlara işkence yapıldığını biliyorum.
Eu sei que os "Viva a Bordo" têm sido torturados.
Annemin neden gemide yaşam istediğini buldum.
Descobri porque é que a minha mãe precisa dos "Viva a Bordo".
Gemide görüşürüz.
Vejo-te no barco.
Bu gemide bulabileceğimiz arka bahçeye en yakın şey.
É o mais parecido com um quintal que encontraremos nesta nave.
Hook gemide değil.
O Gancho não está no barco.
Bebeklerini gemide doğuracaklarıyla ilgili birkaç anne adayıyla röportaj yapmıştım ve teknoloji ne kadar iyi olursa olsun buna, yani, doğum için hala çok acemiler.
sobre o parto humano.
Gemide.
- A bordo.