Gencim traduction Portugais
399 traduction parallèle
Daha gencim!
Sou jovem!
- Bunu söylemek için erken. Daha gencim.
É muito cedo para o dizer, sou jovem.
Dul olamayacak kadar gencim.
Sou muito nova para ser viúva.
İyi de sen yaşlısın, ben daha gencim.
Claro, tu és velho, eu sou novo.
Say ki ben on yıl daha gencim ve sen David'e aşık değilsin.
Supõe que eu era dez anos mais novo, e não estavas apaixonada pelo David.
Bu tür işler için biraz gencim.
Sou ainda novo para isso.
Ama ben ölmek için çok gencim.
Mas muito jovem para morrer.
- Ama ben çok gencim. - Yaşını kimse umursamaz.
Nada de piedade por seres jovem.
Senin için çok gencim.
- Sou demasiado jovem para ti.
Bayağı gencim. Niye ki?
- Não sei, mas sou jovem.
Daha çok gencim.
É terrível, sou demasiado jovem!
Gencim, zenginim, sağlıklıyım üstelik yakışıklıyım.
Sou jovem, rico, saudável e bem-parecido.
Ben çok gencim. David çok fakir.
Sou muito jovem, David é muito pobre.
Ama ben gencim ve çok güzelim, sadece canımın istediğini yaparım.
Mas eu sou nova e muito bela e faço apenas o que quero.
- Gencim, sağlıklıyım, aptal değilim.
- Sou jovem, saudável, não sou tão estúpido... - Você é maravilhoso!
Şimdi bana söyleyeceğini umuyorum 'Çünkü bilmek için çok çok gencim
Gostaria muito que me explicassem... pois sou jovem demais para perceber ".
- Ben daha gencim.
- Sou mais jovem.
Ben sana göre çok gencim.
Porque sou incerto.
Daha çok gencim Harry bebeğim.
Eu sou muito jovem para morrer, Harry.
Ölmek için çok gencim.
Eu sou muito jovem para morrer.
Ben belki gencim ama çabuk öğrenirim.
Posso ser jovem mas aprendo depressa.
Ama gencim, güçlüyüm, öfkeliyim.
Mas sou jovem, forte e corajoso.
- Çok gencim.
Mas sou demasiado jovem, Sr. Vandergelder.
Gencim. Yönetimi ben alacağım.
Sou jovem, assumo a direcção.
Çöpçatan, çöpçatan, hala çok gencim biliyorsun...
Casamenteira, casamenteira Você sabe que ainda sou Bastante jovem
Kuşkusuz, ben Sarah Bernhardt'ı göremeyecek kadar gencim...
- Eu estava tão nervosa.
Gencim, sağlıklıyım, iyi bir işim var.
Sou jovem, saudável e tenho um bom emprego.
Ben tabuta girmek için çok gencim.
Bem, sou novo demais para um caixão de madeira.
Hala gencim ama yine de, kimi zaman bana ömrümün sonbaharına gelmişim gibi geliyor.
Sou jovem, mas, por vezes, pareço estar já no Outono da vida.
Bunu kabul edemem. Daha çok gencim.
Eu tenho que viver, ainda sou jovem...
Ben gencim, daha yaşlanmadım anne.
Vives aqui, mas não registo as tuas idas e vindas.
- Bu çocukların çoğundan daha gencim.
Sou mais jovem que a maioria destes miúdos.
Ben bir terbiyeciyim ve daha da gencim, anladın mı?
Eu sou um treinador mais jovem, certo?
Hala gencim.
Ainda sou novo.
Ölmek için çok gencim.
Sou muito jovem para morrer.
Çok gencim.
Eu sou muito jovem.
Gencim, çok zekiyim.
Sou jovem, sou muito inteligente.
Ben de bir dahi gencim.
Eu também sou um prodígio.
- Çünkü gencim, güzelim...
- Porque eu ser jovem e solteiro...
Üniversite için daha çok gencim
Sou muito novo Para me matricular
Hala kıçını tekmeleyecek kadar gencim.
Ainda vou a tempo de te dar uma lição.
- Sizi temin ederim ki daha çok gencim.
- Sou muito jovem garanto-lhe.
Hayır, ben gencim!
Não, sou muito novo!
- Hala kıçını tekmeleyecek kadar gencim.
- O suficiente para dar cabo de ti.
- Biliyorsun, ben, fakir bir Çinli gencim.
- Sou um chinês pobre, sabias?
Ölmek için daha çok gencim!
Sou demasiado novo para morrer!
Hala gencim, yarın yaşlı bir adam haline gelmek istemiyorum.
Ainda sou jovem, não quero ser velho amanhã.
Gençim.
Sou jovem.
Gece daha yeni başlıyor, ben de gencim ve kanım kaynıyor.
Vou levá-la para a roulotte.
Ama ben daha birine bağlanmak için çok gencim...
O Toni foi ver-me.
Ölmek için çok gencim!
Não me machuque, sou jovem demais para morrer!