Geç kalmayın traduction Portugais
123 traduction parallèle
- Geç kalmayın. - Treni kaçırmamalıyım.
- Preciso pegar o trem.
Bu gece akşam yemeğine geç kalmayın, Bay Tritt.
Não se atrase para a ceia, Sr. Tritt.
20 dakika sonra ön tarafta buluşacağız, sakın geç kalmayın.
Não se atrasem. Estaremos lá. Sem falta.
Sakın geç kalmayın.
Não chegues tarde.
"... fabrikanın kapısına gelin, ve sakın geç kalmayın! "
" às 10h do dia 1 de Outubro, não se atrase!
Geç kalmayın.
Não tão atrasadas.
- Akşam yemeğine geç kalmayın.
- Näo se atrasem para o jantar.
Gece yarısı. Tersanede. Geç kalmayın.
Meia-noite no estaleiro, não se atrasem.
İlk gösteri dokuzda, geç kalmayın.
A primeira actuação é às nove.
Geç kalmayın yemek neredeyse hazır.
Pensei que tinha ficado esclarecido na entrevista.
Hiçbir şekilde egzersiz dersinize geç kalmayın siz sakın!
De modo algum se pode atrasar para a sua aula para manter a linha.
Çok geç kalmayın tamam mı?
Não volteis muito tarde, amanhã não é domingo.
Yarın akşam, San Shui Lokantasında, geç kalmayın.
Amanhã á noite, No Restaurante San Shui, e não se atresem.
Geç kalmayın.
Tentem não se atrasar.
Geç kalmayın.
Oh! Volta cedo.
Sakın geç kalmayın.
Não se atrasem.
Ama geç kalmayın.
Divirtam-se, mas não cheguem atrasados.
Geç kalmayın.
Não se atrasem!
İş kulübüne geç kalmayın!
Não cheguem atrasados ao Centro de Emprego.
Yarın sabah 07 : 30'da antrenman var. Geç kalmayın.
Treino amanhã de manhã, às 7 : 30 h. Não se atrasem.
Bir dakika bile geç kalmayın.
Não se atrasem um único minuto.
Geç kalmayın.
Não se demorem.
Bir daha, bu kadar geç kalmayın.
Da próxima vez, não fiques até tarde.
Bir daha ki sefer bu kadar geç kalmayın, anlaşıIdı mı?
- Sim, vivemos para a servir. - Como sempre.
Ve geç kalmayın.
E não se atrasem.
Geç kalmayın. Bayrak bile tasarlamış.
Ela desenhou a bandeira.
Geç kalmayın. Böyle dedi.
Isso foi o que ele disse.
- Geç kalmayın.
- Não se demorem.
Geç kalmayın.
Não se atrase.
Tamam, saat sekizde, geç kalmayın.
- Muito bem, 20 : 00. Não se atrasem.
Çocuklar, geç kalmayın.
Meninos, não se distraiam com as horas.
geç kalmayın.
não se atrasem.
Geç kalmayın.
Não cheguem atrasados.
Fazla geç kalmayın erken uyuyun.
Não fiques acordada até tarde. Descansa.
Geç kalmayın.
- Este caso acabou.
Geç kalmayın.
- Mas não leve muito tempo.
Bu geceye kadar, geç kalmayın..
Até esta noite, não chegue tarde.
Geç kalmayın.
Não cheguem tarde.
Geç kalmayın.
Não se atrasem.
Geç kalmayın!
Não se atrasem!
Geç kalmayın. "Mekiğimiz" mi?
O nosso vaivém?
Okula geç kalmayın. Sizi seviyoruz.
Não se atrasem para a escola.
Geç kalmayın...
Não volte tarde...
Çok geç kalmayın.
Não demore muito.
Çok geç kalmayın, yemeğiniz soğur sonra.
Não se demore, o seu jantar arrefece.
Geç kalmayın.
Não te atrases.
- Lütfen geç kalmayın.
E, hum...
Lütfen geç kalmayın.
Seja pontual, por favor.
Sakın geç kalmayın.
Não se esqueçam dos vossos cadernos
- Geç saate kadar kalmayın olur mu?
- Não fiques de pé até tarde.
Geç kalmayın, yoksa yer kalmaz.
Não se atrasem ou ficam sem lugar.