Gibbs traduction Portugais
4,123 traduction parallèle
Gibbs, laboratuara gelebilir misin?
Gibbs, pode vir no laboratório?
Gibbs eskiden eğlenceli biriydi.
Trabalho. Trabalho. O Gibbs era mais divertido.
Gibbs, sadece iki haftam kaldı.
Só me estão a faltar duas semanas, Gibbs.
Gibbs, Biz neyle karşı karşıyayız?
- Com o que é que lidamos?
Gibbs, asıl hedef ne?
Gibbs, qual é o objectivo final dele? Não sei.
Yani, Gibbs, mükemmel içgüdün doğruymuş.
Gibbs, o teu instinto de ouro tinha razão.
Ne desem bilemiyorum.
Não sei o que dizer. - Gibbs, sabias disto?
Radar seviyesinin altında uçuyorsa, uçağı bulmanın bir yolu var.
Há uma maneira de encontrar o avião se estiver a voar abaixo do radar. Redes sociais, Gibbs.
Ben, NCIS Özel Ajanı Gibbs.
Aqui é o Agente Especial Gibbs do NCIS.
Ajan Gibbs.
O Agente Gibbs.
Geçen haftadan beri Gibbs'in başımıza sardığı üçüncü kişi.
És a terceira pessoa na última semana que Gibbs faz acompanhar-nos.
Gibbs ilk değerlendirmeyi yapıyor.
O Gibbs está a realizar a análise preliminar.
Dinle, bizi rahatsız ettiğini Gibbs'in öğrenmesine izin veremeyiz.
Não podemos deixar Gibbs saber que ela nos incomoda.
Gibbs, bu Elina.
Gibbs, esta é a Elina.
Gibbs'in bu adama cehennemi yaşatması için sabırsızlanıyorum.
Mal posso esperar para o Gibbs acabar com este tipo.
Gibbs, şüpheliyle benim konuşmamı istiyor.
O Gibbs quer que fale com o suspeito.
Siz, Ajan Gibbs olmalısınız.
Deve ser o Agente Gibbs.
Ajan Gibbs, çatışma kurallarımız tarafından bu tip durumlara herhangi bir desteğe izin vermeyi yasakladık.
Agente Gibbs, estamos proibidos de receber qualquer reforço nestas situações.
Eğer onlardan birini vurursam, Gibbs ölür.
Se atirar num, o Gibbs morre.
Ajan Gibbs, yaptığı şeyle epey bir risk aldı.
O Agente Gibbs arriscou-se com o que fez.
Neden Gibbs'in yaptığını düşündün?
Porque é que acha que o Gibbs fez aquilo?
Bana zaten Wells'in bilgisayarına o olmadan giremeyeceğimi söylemişti, Gibbs. Abby...
Ela disse-me que não posso aceder ao laptop sem ela perto, Gibbs.
Ama burada yapacak tonla işim var, Gibbs. Yani biraz sırasını beklemesi gerekecek.
Mas tenho muito trabalho, ela vai ter de esperar a vez dela.
Kişisel sebepler yüzünden ağırdan almıyorum, Gibbs.
Não estou a demorar por razões pessoais.
Bu bilgisayar buraya geldiğinden beri bana biraz şüpheli göründü, Gibbs.
Este computador é suspeito desde que chegou aqui.
Bu bilgisayar bir yalancı, Gibbs.
Este computador é uma mentira.
Gibbs, gidip onu almamızı istiyor.
O Gibbs quer que a vamos buscar.
Gibbs'e söyleyemezsin.
Não digas ao Gibbs.
- Gibbs, Gibbs, Gibbs, Gibbs!
- Gibbs, Gibbs, Gibbs!
Kötü şans, Gibbs.
Um mau agouro, Gibbs.
Sahte Altstar'lar. Gibbs.
Altstars falsificados, Gibbs.
Beni korkutuyorsunuz, Ajan Gibbs.
Você assusta-me, Agente Gibbs.
Gibbs, merhaba, kapıyı çalacaktım ama bundan nefret ettiğini biliyorum ama bu gerçekten önemli ve önemliyse seni çıkarmanın sorun olmadığını farz ediyorum ve bu gerçekten önemli.
Gibbs, olá. Ia bater, mas sei que odeias isso, mas é importante. E assumi que se fosse importante, não haveria problema.
Ekibin çok fazla değişmediğini görmek güzel, Gibbs.
É bom ver que a equipa não mudou muito, Gibbs.
Gibbs'i kandırıyorum. Asırlar boyu üstün bir başarı olabilir.
Passar por cima do Gibbs, seria o feito de todos os tempos.
Evet, Gibbs.
Sim, é o Gibbs. O quê?
Bu, uzun bir zaman önceydi, Gibbs.
Isso foi há muito tempo, Gibbs.
Gündemimdeki konular, sizin maaş derecenizin ötesindeler, Ajan Gibbs.
- Esses são assuntos da minha agenda que estão acima do seu nível, Agente Gibbs.
Bölgemi işaretlemek için burada değilim, Ajan Gibbs.
Não estou aqui para marcar o meu território, Agente Gibbs.
Bir şey söyle, Gibbs.
Diz-me alguma coisa, Gibbs.
Gibbs, kendi denizcimi kaybettim.
Gibbs, perdi o meu Fuzileiro.
Daima sadık, Gibbs.
Semper fi, Gibbs.
- Jackson Gibbs babanız mı oluyor? - Evet. - Evet.
- Jackson Gibbs é o seu pai?
Ölmüş olması pek sorun değil de Gibbs'in onun cenazesini alacak olması büyük bir sorun.
Não foi nada muito sério, mas o Gibbs teve de ir buscá-lo.
Burada yalnızca ikimiz varız, ve Gibbs birkaç saat içinde dönecek.
Somos só nós e o Gibbs voltar dentro de poucas horas.
Hey Tony, Gibbs'ten haber var mı?
Olá, Tony. Tens notícias do Gibbs?
Kutuda ne olduğunu sorabilir miyim? - Gibbs.
- Posso saber o que há na caixa?
Ne zaman bilgisayarıma yakın olsa, söylediği lafları gelecek nesiller için kaydediyorum, şimdi bütün hepsini bu taşınabilir ve şık kutuda topladım.
- Gibbs. Sempre que ele chega perto do computador, gravo as frases dele para a posteridade, e agora tenho-as gravadas nesta elegante caixa portátil.
Gibbs, senin bundan haberin var mı?
- Sim.
Sosyal iletişim ağı, Gibbs.
Twitter.
Ajan Gibbs.
Agente Gibbs.