Greatest traduction Portugais
30 traduction parallèle
Al Jolson " ın En Sevilen Parçaları.
Al Jolson's Greatest Hits. - Querida.
# And sing, sing your greatest song
* E cante, cante yourgreatest canção
Ancak mevzu bahis koşullarda "Donnie ve Marie Osmond" un "Greatest Hits" albümü de en büyük hata olabilir.
Mas os "Sucessos deDonnie e Marie Osmonds" é um grande erro.
Tiny Tim, The Chipmunks'Greatest Hits, A Castrato Christmas.
Tiny Tim, os Chipmunks'Greatest Hits, uma cancao de natal.
"Boxing's Greatest Weigh-Ins" ve "Yentl."
- Boxing's Greatest Weigh-Ins e Yentl.
Şarkılarından birini seçmek çok zor. "Greatest Love of All" yazılan en güçlü şarkısı. Kendini korumak ve asil olmakla ilgili bir parça.
É difícil escolher uma favorita, entre tantas boas faixas, mas The Greatest Love of All é uma das mais fortes canções escritas... acerca da auto-estima e dignidade.
Kuzuların sessizliği ile Greatest Story Ever Told karışımı bir şey.
O Silêncio dos Inocentes com A Maior História de Todos os Tempos.
Bana Beach Boys'un en iyi hitlerini borçlusun.
Vais ter de me comprar outro "The Beach Boys Greatest Hits".
Bu arada Vini Reilly için..... bir Greatest Hits düşünebilirsin.
Vini Reilly, a propósito... merece há tempos um relançamento. Pensa numa colectânea.
Anne Murray'in Greatest Hits albümünü almadılar mı?
Não quiseram o Greatest Hits da Anne Murray?
Nina, Neil Diamond'ı severdi.
Ela nem me deu o Greatest Hits. A Nina amava o Neil Diamond.
Bak, Bay Saltine, sana senin küçük sarışını nasıl korkutacağını söylemem, o yüzden neden s * ktirip gitmiyorsun ve... ve işimi yapmama izin vermiyorsun?
Está a chegar O cantor mais cool de Jabba the Hutt! com ele o rock'n'roll nunca morrerá! Apresentando "Max Reebo's Greatest Hits" incluindo :
Winter in Antarctica, and the greatest seasonal change on our planet is underway.
Inverno na Antártida, e a maior mudança sazonal no nosso planeta está em curso.
Whitney Houston'dan "The Greatest Love of All"... ( En Büyük Aşk ) şarkısını söyleyecektim.
Eu ia cantar a música "The Greatest Love of All" da Whitney Houston.
"En Büyük Aşk" bile.
Nem sequer do "The Greatest Love of All".
Bu Cd?
Deez Marquez greatest hits?
This he said to me the greatest thing you'll ever learn is just to love and be loved in return
# Foi o que ele me disse... # A coisa mais importante que se aprende na vida, é amar.... # e ser amado Versão PT :
Çeviri :
Credo. How I Met Your Mother S04E02 "World's Greatest Burger"
Son olarak Madonna'nın Greatest Hits albümünün kapak çalışmalarını gerçekleştirdi.
Brainwash. Recentemente, criou a capa do álbum de Greatest Hits de Madonna.
Hırsızlar Prensi öteki World's Greatest Athlete. Onu izlemiştim.
- contra "O Maior Atleta do Mundo".
Ama bu gece "Weird Al" Yankovic'in "En İyiler Albümü" nü dinleyip Apocalypse Now'ı izleyeceğiz.
Vamos fazer o mesmo mas com "Weird Al" Yankovic's Greatest Hits e o Apocalypse Now.
Çıldırmış ve annesinin Johnny Mathis Greatest Hits plağını kırmış ve tabii cezalandırıldı, bu yüzden pijama partime gelemiyor.
Então ela fez birra e partiu o álbum Greatest Hits do Johnny Mathis e ficou de castigo, por isso agora não pode ir à festa em minha casa.
Neal Caffrey's greatest con!
O maior ludíbrio do Neal Caffrey!
Tüm zamanların en hızlı koşan savunma oyuncusu
Jim Brown,'The Greatest Running Back Of All Time "
The Greatest filmini izlemiştik. Ve sonra Muhammed Ali gelmişti. O gerçekten hayatımdaki enteresan anlardan biriydi.
Vimos os filme The Greatest e depois entrou o Muhammad Ali, e foi um momento muito interessante na minha vida.
"The Carpenters'Greatest Hits."
"The Carpenters', Greatest Hits."
Şimdiyse güneş parlıyor, çiçekler açmış ve dünyanın en iyi ekibiyle çalışıyorum. And i work with the greatest team in the world.
Agora o sol brilha, as flores florescem, e trabalho com a melhor equipa do mundo.
More importantly, this book is one of the greatest love stories of all time.
Mais importante, este livro é uma das maiores histórias de amor de sempre.
- Tam olarak hangi şarkı uyardı? - "The Greatest Day of Your Life"
E para a festa de finalistas?
# Hayatımın en güzel... # #... bir buçuk haftasıydı. #
# It was the greatest week and a half... #