Gris traduction Portugais
98 traduction parallèle
Bana kaba davranmayı bırak yoksa büyücü kadınıma... tüm piyanonu hokus pokus yaptırırım.
A parada sendo tão bochechuda comigo, ou eu conseguirei minha mulher de vodu para pôr gris gris por toda parte seu piano.
Gris, ben ve Bethany senin için harika bir hediye bulduk.
Eu e a Bethany conseguimos o presente perfeito para ti.
Hey Gris, eğer faydalı bir şey yapmıyorsan..... oturma odasından puromu getir bana.
Hey Gris, se não estás a fazer nada construtivo vai até a sala e trás-me os meus charutos.
Merhaba, Bay Gris...
Olá, Sr. Gris.
Ölüyorum, Bay Gris.
Estou a morrer, Sr. Gris.
Bay Gris.
Sr. Gris...
Bay Gris.
Sr. Gris?
Bay Gris sizi tekrar öldürmem gerekiyor.
Sr. Gris... Agora tenho de matá-lo de novo.
Bay Gris...
Sr. Gris...
Gris.
Gris.
Jesus Gris.
Jesus Gris.
Amanda Gris hakkında ne düşünüyorsunuz?
O que pensa da Amanda Gris?
Onun kadın olduğunu size kim söyledi?
Como sabe que a Amanda Gris é uma mulher?
Amanda Gris'ten nefret ederim.
- Detesto a Amanda Gris.
Amanda Gris'i sevenler için, genellikle lehte ve aleyhte makaleler yayınlarız.
Para fenómenos assim, costumamos publicar uma coluna contra, e outra a favor.
Al bakalım, yeni Amanda Gris.
- É o último livro da Amanda Gris.
Bu bir Amanda Gris romanı değil.
- E? O que nos enviaste não é um romance da Amanda Gris.
Tomas seni mahkemeye verirse, bütün dünya Amanda Gris'in sen olduğunu öğrenecek!
Não podes ir-te embora desta maneira, Leo. Se o Tomás te denunciar, todos saberão que és a Amanda Gris!
"Amanda Gris hakkında bildiğimiz tek şey... "... takma bir isimle yazıyor olduğudur. " Nasıl yazdığı hakkında çok fazla fikrimiz yok.
A única qualidade que vejo na Amanda Gris é a de se esconder por trás de um pseudónimo.
"... ve daktilolar arasında ayrım yapabilmişti. " Yoksa Amanda Gris sadece iyi bir daktilo mu?
Trumen Capote fazia a diferença entre escritores e dactilógrafos.
Buraya geldim, çünkü Amanda Gris hakkında bilgisi olan tek kişi sensin.
Vim ter contigo porque só posso falar sobre a Amanda Gris contigo.
"Amanda Gris Sadece Bir Daktilo mu?" " Yazan :
" Será que a Amanda Gris é boa dactilógrafa?
"Amanda Gris, Duygusal Romanların Alexandre Dumas'sı".
" Amanda Gris, o Alexandre Dumas do romance sentimental.
Yazmak ciddi bir iştir, hele ki Amanda Gris hakkında.
Estou muito gordo? Angel, escrever é algo muito sério, mesmo para a Amanda Gris.
Amanda Gris'in dediği gibi...
"Um abismo entre os dois", como diria Amanda Gris.
Evet, ve bana Amanda Gris gibi... "Sırrımın Çiçeği" dedin.
Sim, e entre outras coisas, revelaste "a flor do teu segredo", como diria Amanda Gris.
Amanda Gris serisine başladığımızdan beri, yazdığın en güzel romanlar.
É o melhor que escreveste desde há muito.
Bunu duyduğuma sevindim.
- É mesmo ao estilo da Amanda Gris! - Ainda bem.
Önemli olan şey, Amanda Gris'in geri dönüşü.
O que importa é que a Amanda Gris voltou.
Amanda Gris'in iki romanı ellerine geçmiş ama ne yazdım, ne de gönderdim.
Receberam dois romances novos da Amanda Gris, e garanto-te que não os escrevi nem os enviei.
İyi günler Bay Riss.
Adeus, Sr. Gris.
- Eminim her şeyi gayet iyi hallederiz Bay Riss.
Estou certa de que é corajoso, Sr. Gris.
Bay Riss.
Sr. Gris?
Gris, çölde ölen adamdan aldığım tükürükle ilgili ön test sonuçları geldi. - Ve?
Chris, tenho os resultados daquela amostra que retirei ao tipo do deserto.
Gidelim! Kahretsin, Gris.
- Raios, Grissom!
Bir bardak Pinot Gris şarabı bizi rahatlatır.
Uma taça de Pinot Grigio irá curar todos os seus males.
Griss, bir şeyi netleştirebilir miyim?
- Gris, pode esclarecer-me?
Tamam, Gris.
Cá está, Gris.
Hey, Gris... Sanırım seni yanılttığımız için özür dilerken ikimiz içinde konuşabilirim.
Gris, pedimos desculpa por o termos desiludido.
Gris
Gris...
Gris, Eyalet Polisi, 582'de Logan'ın arabasını görmüş.
Gris, uma brigada de trânsito viu o carro do Logan na 582.
Gris!
Griss!
Arayan Fromansky değilmiş, Gris.
- Não foi o Fromansky que ligou, Gris.
Merhaba Griss.
- Viva, Gris.
" Onun alanı kurgu...
Nem sequer sabemos se Amanda Gris é uma boa dactilógrafa.
Işıkları kapatır mısın Gris?
Pode apagar as luzes, Chris? Onde é que te meteram o selo?
Sen ne diyorsun Gris?
O que é que achas, Gris?
Eşleşme sesi gibi Hey Gris
- Têm uma correspondência.
Ne kadar zamandır ordasın?
- Gris, está aí há quanto tempo?
Hayrola Gris?
Tudo bem, Gris?
Sen hiç sıfır araba aldın mı, Gris?
Não vai comprar um carro novo, Gris?