Görebiliyor musunuz traduction Portugais
252 traduction parallèle
Yatak odanızdan Bay Steele'in kapısını görebiliyor musunuz?
- Do quarto, vê a porta?
Bir şey görebiliyor musunuz?
Que é que vê?
Madem bunlar doğru değil tanık Christine Helm'in bilerek aksi ifade vermesi için bir sebep görebiliyor musunuz?
Conhece a razão pela qual Christine Helm teria dado o depoimento que deu... - se não fosse verdade?
İkinizi birlikte görebiliyor musunuz?
Não consegue ver isso?
Yüzbaşım, oradan bir şey görebiliyor musunuz?
Consegue ver algo daí?
- Bunu görebiliyor musunuz bilmiyorum ama - Thunderbird 2 bir çeşit makine indiriyor.
A Thunderbird 2 parece estar a descarregar uma máquina qualquer.
- Görebiliyor musunuz?
- Afirmativo. Estamos a ver.
Onu görebiliyor musunuz?
Conseguem vê-lo?
Görebiliyor musunuz?
Conseguem vê-lo?
17 Ekim gecesi dairenize gelen adamı şu anda mahkeme salonunda görebiliyor musunuz?
O homem que foi ao seu apartamento... na noite de 17 de outubro, pode vê-lo nesta sala do tribunal?
O'nu görebiliyor musunuz?
Você O vê?
Görebiliyor musunuz?
Vêem-nas?
Beni görebiliyor musunuz?
Pode ver-me?
Bir şey görebiliyor musunuz?
Conseguis ver alguma coisa?
Şimdi terası görebiliyor musunuz?
E agora, o senhor vê o terraço?
Görebiliyor musunuz?
consegue ver para ali?
Bunu görebiliyor musunuz?
Estão vendo isto?
- Bir şey görebiliyor musunuz?
- Vê alguma coisa? - Não.
Peki dudaklarını oynatmadığını görebiliyor musunuz bari?
como é que sabes que ele não mexe os lábios?
Yüzbaşı Blackadder'ı bu mahkeme salonunda görebiliyor musunuz?
Consegue identificar o Capitão Blackadder neste tribunal? !
Çocuklar siz bunda sinirlenecek bir şey görebiliyor musunuz?
Vocês vêem alguma razão para eu estar chateado?
Onları görebiliyor musunuz, efendim?
Consegue ver, sir?
Onu görebiliyor musunuz? Oh...
Viste?
Üç adım uzaktaki bu aynada yüzünüzdeki yarayı görebiliyor musunuz?
Consegue ver as lesões na sua cara, neste espelho a 90 cm de distância?
- Yaraları görebiliyor musunuz?
- Consegue ver estas lesões?
Görebiliyor musunuz?
Consegue ler?
- Sinagog, görebiliyor musunuz?
- A sinagoga deles, está a ver?
Onu görebiliyor musunuz?
Alguém consegue vê-lo?
Ama şimdi normal görebiliyor musunuz?
Mas, agora você normalmente?
"İnsanin gördüğü gibi görebiliyor musunuz sanki?"
"Ou vês tu como vê o homem?"
Ben olabilecek birini görebiliyor musunuz?
Vêem alguém que pudesse ser eu?
- Beni görebiliyor musunuz?
- Consegue ver-me?
- Neye benzediğini görebiliyor musunuz?
- Consegue ver como ele é?
- Kendi sonunuzu görebiliyor musunuz?
Consegue ver o seu próprio fim?
Fitili görebiliyor musunuz, efendim?
Consegue ver o detonador?
Görebiliyor musunuz onu?
Estão a vê-la?
Onu görebiliyor musunuz?
Estão a vê-la?
Siz de görebiliyor musunuz?
Pode vê-los também?
Bir şey görebiliyor musunuz?
Conseguem ver alguma coisa?
- Görebiliyor musunuz, efendim?
- Está a vê-los?
- Üçüncü bölgede görebiliyor musunuz onu?
- Vêem-no no sector três? - Não.
Siz görebiliyor musunuz?
Näo o vejo. Estäo a vê-lo?
- Bir şeyler görebiliyor musunuz?
- Pode perceber algo?
Bu adam, Modell'in sizinle ilgilenmesi için herhangi bir sebep görebiliyor musunuz?
Há algum motivo para este homem, o Modell, estar atrás de si?
Onu görebiliyor musunuz?
Consegue vê-lo?
Bir şey görebiliyor musunuz? Oh, evet.
Vê alguma coisa senhora?
Evlilik falan görebiliyor musunuz?
Talvez vê um casamento?
- Galiba keyfi kaçtı. - Görebiliyor musunuz?
- Isto deixou-o desorientado.
Beni görebiliyor musunuz?
Conseguem-me ver, certo?
Beni görebiliyor musunuz?
Vocês conseguem ver-me?
Beni görebiliyor musunuz?
Conseguimos.