Görülüyor ki traduction Portugais
567 traduction parallèle
Açıkça görülüyor ki kararını vermişsin.
É evidente que já te decidiste.
Görülüyor ki...
Parece que...
Görülüyor ki bundan bilginiz yoktu.
Acredito que você não esteja a par.
Görülüyor ki ben haklıyım.
Parece que estou certo.
Öyle görülüyor ki yalnızca atlara karşı yufka yürekli değilsin.
Pensava que o seu único ponto fraco eram os cavalos.
Açık olarak görülüyor ki raporları şüphe...
É justamente esse ponto que a senhora citou... que eles colocam...
Şey, Görülüyor ki Bay Ackerman ile Biraz konuşmalıyım.
Bem, parece que o Sr. Ackerman e eu vamos ter uma pequena conversa. Certamente, senhor.
Açıkça görülüyor ki, bu tanık mahkemede gözle görmeğe ilişkin herhangi bir konuda ifade verebilecek bir durumda değildir.
É óbvio que ele é incompetente para testemunhar em qualquer assunto de natureza visual, num tribunal.
Açıkça görülüyor ki şehri daha fazla elinizde tutamayacaksınız.
Está claro que não está à altura de manter a ordem na cidade.
- Öyle görülüyor ki bu kuşu daha önce Missionary Ridge'de de duydum efendim.
Acho que já ouvi esse pássaro antes, senhor. Em Missionary Ridge.
Görülüyor ki, Sırplar bağımsızlık istiyor.
A Sérvia quer sua liberdade.
Bu davayla onlar ilgileniyor. Görülüyor ki bu hırsızların kendi avukatları var.
Foram designados estes dois para o caso, mas pelos vistos os assaltantes já têm um.
Görülüyor ki birkaç özel cip ulaşabildi ve bunlar da tuzağa düştüler.
Grande parte dos jipes especiais não chegou. Os que chegaram foram muito atingidos numa emboscada.
Genç usta, açıkça görülüyor ki sen iyi bir savaşçı olmak için doğmuşsun.
Mestre jovem, naturalmente nasces-te para ser um lutador.
Görülüyor ki çok iyi başarıyorsun bu işi!
Bem, esta fazendo um ótimo trabalho.
Görülüyor ki aynı fikirdeyiz Humphrey.
Parece que pensamos da mesma maneira, Humphrey.
Olaylar zincirini anımsamak imkansız, öyle görülüyor ki her şey
E quase impossível de contar a sequência dos acontecimentos.
Ama şu anki, bu son turnenizde görülüyor ki... 1200, 1500 kapasitelik yerler ayırtılmış.
Parece que desta vez, na actual digressão... actuam em locais com lugar para 1.200 ou 1.500 pessoas.
Bu, bugün olmayabilir. Görülüyor ki, bugün olmayacak. Yarın da olmayacak!
pode não ser hoje obviamente não vai ser hoje também não vai ser amanha
Dinle, açıkça görülüyor ki asla geri gelip işi bitirmeyecek.
Ouve, é óbvio que ele não vai voltar para acabar o trabalho.
Açıkca görülüyor ki, bu durum buradaki tek çalışan insanın suçu.
Obviamente, isto é culpa da única pessoa que trabalha aqui.
Görülüyor ki, henüz iyi bir seks yaşamamışsın. - İki kişi, lütfen.
Obviamente tu ainda não tiveste sexo espectacular.
Pekala, açıkça görülüyor ki bu parayı geri almanın tek yolu benim onu geri kazanmam.
Bem, estou a ver que a única forma de conseguir esse dinheiro é de eu voltar a ganhá-Io.
En iyisi olduğunu sanırdım ama açıkça görülüyor ki yanılmışım.
Pensei que ele era o melhor, mas parece, que estava enganado.
Görülüyor ki o seni seviyor sende onu.
Parece que ele gosta de si e você dele.
Kang, öyle görülüyor ki dünyalılar kazandı. Öyle mi?
Kang, parece que os terráqueos ganharam.
Bayan Vito, görülüyor ki aileniz bu konuda uzman.
A sua família é obviamente habilitada.
Bu şehri biliyorsun. Açıkça görülüyor ki, kendini de koruyabiliyorsun.
Você conhece a cidade e toma boa conta de si.
Görülüyor ki ikiyüzlülüğüm sınır tanımıyor.
Parece que a minha hipocrisia não tem limites.
Görülüyor ki yanılmışsınız.
Parece que estava enganado.
Profesör, mürettebatım araştırmaya devam edecek ama şu an için görülüyor ki bir mucizeyi gerçekleştirdiniz.
Folhetins de um inglês que esta morto há mais de quatro séculos. Espero deixar seus livros na estante, como estão.
Bu kasabada neler döndüğünü bilmiyorum ve açıkça görülüyor ki, kimsenin söylemeye niyeti yok.
Eu não sei que diabo aconteceu nesta cidade... e é obvio que ninguém aqui me vai contar.
Açıkça görülüyor ki, şirketimizin gelişimi için bu plan büyük fırsatlar sunuyor.
Obviamente este plano mostra oportunidades reais....... para o crescimento da nossa companhia.
Acıklı, üniversitede parlayan biriymiş, ve bilirsin ben her zaman cilanın altına bakarım ve burada da görülüyor ki o tamamen izole biriymiş.
E sempre achei que sob aquele verniz era um solitário. Era brilhante, na universidade. - Concordo.
Açıkça görülüyor ki büyük farklılıklar var fakat kilise ve sinema salonu arasında muazzam benzerlikler de görebiliyorum.
Não via um conflito entre a Igreja e o cinema, o sagrado e o profano.
Kramer beni buraya getirdi ama açıkça görülüyor ki ben asla bir şey yapamam.
O Kramer é que me convenceu a vir, mas, obviamente, era incapaz de fazer fosse o que fosse.
Açıkça görülüyor ki oldukça orantılı bir kişisin.
É obviamente um indivíduo muito bem constituído.
Görülüyor ki iyi netice aldık.
Está a reagir muito bem.
Öyle görülüyor ki, cinayet katil üzerinde yüklü bir psikolojik boşalma yaratıyor, ama gerçekleştirebildiği tek psikolojik boşalma, dışkılaması.
Parece que o assassínio provocou um escape psicológico no assassino, mas o único escape que conseguiu encontrar foi a defecação.
Öyle görülüyor ki, yolun tepesine park etmiş... ve onu buraya kadar sürüklemiş.
Parece que parou lá em cima, na estrada, e o empurrou pela colina.
Açıkça görülüyor ki o kimseyi öldüremedi.
Claro que não pode matar ninguém.
Açıkça görülüyor ki, sadakat bu odadaki kimse için birşey ifade etmiyor.
Há 10 milhões de dólares para os ganhadores... divididos em três partes.
- Görülüyor ki devrilmiş...
Parece que um camião está virado...
Görülüyor ki Efendi Aaron Lucario'yu asaya hapsettikten sonra buraya gelmiş
- Estou a ver... Depois de selar o Lucario no bastão, Sir Eren veio a esta câmara
Etrafta dolaşıp kendini o elbiseyle gösteriyor, önden o kadar kısa ki, diz kapakları görülüyor.
A exibir-se, a mostrar-se naquele vestido, é tão curto à frente que se vêem os joelhos.
Evet, tabi ki gördüm, pek çok defa... özellikle kızları uçuşa götürdüğümde, ki bunu hep yaparım... pek çok bacak görülüyor.
- Muitas vezes. Em especial quando levo moças a voar. Vejo montes de pernas.
Kraliçe Victoria çağındayız ki, bizzat Kraliçe Domuzcuk Suratlı bir yana, kadınlar ve çocuklar görülüyor ama duyulmuyor.
Não sabe que estamos no Vitorianismo, em que fora a Rainha Bacorinha, nem se dá pelas mulheres e pelas crianças?
Açıkça görülüyor ki, hafızama dandik bir çip takmışsın.
Óbviamente, substituiste um chip falso na minha memória.
Nasıl hasta bir toplumda yaşıyoruz ki, "hoş" kötü bir şey olarak görülüyor?
Em que raio de sociedade doentia vivemos, onde ser "bom tipo" é mau?
Açıkça görülüyor ki bunlar çözülmesi güç sorunlar. Çok dikkatli ilerlememiz gerekiyor.
Doutora, estamos preparados.
Açıkça görülüyor olmalı ki ikisi de değil.
É perfeitamente óbvio que não sou nenhum deles.