Gülerler traduction Portugais
90 traduction parallèle
Eğer evlenirsen sana bakıp gülerler.
Se casares, é contigo que todos vão gozar.
Çok gülerler.
Vão rir.
Ara sıra insanlar bana gülerler.
Às vezes, as pessoas riem de mim.
Eveet! 6 metre atladığında gülüyorlarsa 12 metre atladığında iki katı gülerler. - Evet.
Se eles se riem quando ele salta de seis metros, rirão duas vezes mais se ele saltar de doze metros.
Eğer onlar sana karşı her türlü iğrenç ve kötü numaralarını kullanırken sen kalkıp onlara oyunun kurallarını tavsiye edersen sana bir taraflarıyla gülerler.
Se você quer usar as regras do jogo, enquanto eles usam... todos os golpes sujos contra você, vão rir de você!
- Ama Moğollar bize gülerler.
- Os Mongóis irão rir-se de nós.
Çalışmaları gerektiğinde çalışır, içlerinden gelirse gülerler... ve insanlara hürmet etmezler.
Trabalham porque é necessário, sorriem quando sentem que devem sorrir... e não são submissos.
Tabii, gülerler, ağlarlar.
Claro, eles riem, choram.
Gülerler bize.
Vão rir-se de nós.
- Bu aksam gülerler yarin tweet atarlar.
Esta noite, riram-se. Amanhã, mandam tweets.
Onlara gül dediğinde gülerler.
Dizemos-lhes para rirem e riem.
Adımın Scott Mary olduğunu söylersem, bana gülerler.
Ririam todos de mim se dissesse que o meu nome é Scott Mary.
Burada bunu yapana gülerler ve sokaktan atarlar.
Quem quer que o fizesse seria ridicularizado na rua.
Senato'da üstüne gülerler.
O Senado rir-se-á de vós.
Şoförler çok ender gülerler.
Os motoristas raramente riem.
Küçük çocuklar kolay gülerler. Bu bir saniye için bile olsa...
Mantem-nos distantes dos seus estudos
Onlara gerçeği söylediğinde, suratına gülerler. - Haklısın.
Se lhes disseres a verdade, elas riem-se na tua cara.
Koridorda birlikte yürürsek arkadaşların ne der? Kıçlarıyla gülerler.
Se os teus amigos nos vissem juntos morriam a rir.
Aylarca gülerler şimdi!
Vão trocar de mim durante meses!
Gülerler, çok fazla gülerler!
Riem-se, soltam cada gargalhada.
İnsanı çarmıha gererler. Sonra da birbirlerine anlatıp gülerler.
Acabariam por me crucificar e rir-se de mim.
Sonra ona hem gülerler hem de döverler.
E depois riem-se dele e batem-lhe.
Tabii, önce gülerler, sonra kıçını kaldırıp hapse tıkarlar.
- Só se iam rir de ti.
- tüm organizasyonlar bize gülerler.
- em todo o mundo civilizado!
Doktorlar röntgene bakarlar ama nadiren gülerler.
Os médicos olham para os raios X Mas raramente sorriem
Eğer yarın işe böyle gidersem gülerler
Vão gozar comigo se amanhã chegar assim ao trabalho!
- Hayır, onu oynarsan Seneca'da üstüne gülerler.
- Não, rir-se-iam de Séneca se o fizesses.
Niye gülerler bilmezsin, ama gülerler.
E tu não sabes porque está lá, mas está lá.
Ama Limerick'te gülerler insana.
Mas em Limerick, todos gozariam.
Genç kızlar konuşmazlar gülerler, yaşarlar anı yaşarlar.
As mocinhas não falam. Elas riem, vivem, apreciam o momento.
Çalışırlar ve severler ve hayal kurarlar ve gülerler ve ağlarlar.
Trabalham, amam, sonham, riem e choram.
Sürekli şakalar yapıp gülerler.
Tentam safar-se com sorrisos e piadas.
Gülerler, seninle konuşurlar.
Eles sorríem, falam com você.
Bunu çıkarırsam bana gülerler.
As pessoas vão gozar comigo!
Tahmin ve varsayıma mahkemede gülerler.
Suposição e conjectura, vamos ser a risota do tribunal.
Elbette gülerler.
Claro que sorriem.
Çok yükseldiğinde gülerler... Yaptığın her şeyi, fırtına gibi dümdüz ederler...
Eles riem-se quando sobes demasiado alto,... destroem tudo o que construíste com o vento.
Orada bana gülerler. Beni dolaplara kitlerler.
Vão-se rir de mim, fecham-me nos cacifos, obrigam-me a comer barro.
Sana Avusturya'da kıçlarıyla gülerler.
Vão rir-se de ti na Áustria.
Çünkü diğer insanlar sana gülerler.
Toom, queres que se riam de ti?
Vera Teyze, artık her şey farklı. Size gülerler.
- Tia Vera, agora é tudo diferente...
Suratıma gülerler benim. Haklı.
Vão-se rir na minha cara.
Dostum, eğer senin yaptığın analize dünkü çocuklar bile gülerler.
Moriarty, se o mal para benefício do mal fosse uma condição patológica, seria o seu diagnóstico.
Afrikalı kardeşlerim ya da Afrika'daki insanlar bizim McDonald's'da çalıştığımızı duyarlarsa bize gülerler.
Se os meus companheiros africanos, ou... as pessoas em África souberem que estou a servir pessoas num restaurante, no McDonald's... podem-se rir de mim.
Bu espriye hep gülerler.
Esta faz sempre rir.
Erkek bir kızla tanışır ve birbirleriyle konuşup hikayelerini anlatırlar ve gülerler. Genellikle bunlar gibi filmleri izlemem, ama insanların niçin öyle yaptıklarını anlamaya başladım.
Não costumo ver esses filmes, mas começava a perceber por que as pessoas os vêem.
30 yıldır, Ne zaman bahsi geçse, insanlar her seferinde gülerler.
Há 30 anos que a conta, e as pessoas riem-se sempre, cada vez que ele a conta.
{ C : $ 9C8B7C } Eğer senin insan isimlerini Ölüm Defteri'ne yazdığını görürlerse şöyle derler : { C : $ 9C8B7C } "Niye bu kadar çok çalışıyorsun?" ve gülerler.
Se outros te virem a escrevinhar arduamente nomes no Apontamento Mortal, viram-se para ti e dizem, "Estás a bulir tanto para quê?" e riem-se na tua cara.
İnsanlar bana gülerler.
As pessoas riem-se de mim.
Buna hep gülerler.
Isso apanha-os sempre.
Aranızdan biri espri yaptığında biraz daha fazla gülerler.
Vou dar-lhe o nome do pai...