Günler traduction Portugais
12,400 traduction parallèle
Ve en iyi hackerimiz bambaşka bir yerdeyken, saatler, günler sürer.
Sem os nossos hackers, isto pode demorar horas, dias.
Yaşam alanına çıkmak istesem günler sürerdi.
Tenho dias para chegar ao limite da mata.
Kaçmam gerek. İyi günler, bayım.
tenho que me despachar.
İyi günler.
Boa tarde.
Haftalar, belki günler içinde ülke sınırlarını aşar.
Cruzava estados em semanas, talvez até dias.
Milyon kere silsek de gömsek de hep kanıt kalacak ama klor hepsini yok edebilir, polisin bulması da günler alır.
Mesmo que eu limpe mil vezes ou enterre, ainda vai ter evidências, mas o cloro destrói isso tudo e a polícia vai demorar dias - a encontra-la.
- Günler alır.
Vai levar dias.
İyi günler.
Não devia estar aqui...
İyi günler.
Tem um bom dia.
Yeterince açık değil mi, erkekler tarafından itilip kakıldığım günler geride kaldı.
Caso não esteja óbvio, cansei de ser mandada por homens.
İyi günler.
Tenha um bom dia.
- İyi günler, ailemiz.
Boa tarde, família.
- İyi günler, Terry.
Boa tarde, Terry.
İyi günler, ailemiz.
Boa tarde, família.
İyi günler, Dan kardeş.
Boa tarde, irmão Dan.
Tamam, iyi günler.
Está bem, tem um óptimo dia.
Pekala, iyi günler.
Está bem, tenham um bom dia.
- Bak, iyi günler bile dedi.
- Tem um bom dia, estás a ouvir? - Erica...
Kötü günler geçirdiğini biliyorum.
Agora, estás a passar um mau bocado.
Bir yolunu bulursun. Gayet güzel görünen şeyler yapabilirim ama resmi BM kimliklerinde taklit etmesi günler sürecek hologramlar var.
Faço coisas que parecem reais, mas os hologramas da ONU levam dias para falsificar.
İyi günler.
Bom dia.
Nehirde durum, birbirinin kopyası günler gibi.
De volta ao rio, parecia o "Dia da Marmota".
Yas süreci günler, haftalar hatta yıllarca sürebilir.
O processo de luto, pode demorar dias, semanas ou pode demorar anos.
- Güzel günler yakın. Sen...
Melhores dias virão.
Wisconsin tarihinin en ünlü davalarından birinin başlamasına sayılı günler kaldı.
Um dos mais importantes julgamentos por assassinato, em Wisconsin, começa.
İyi günler hanımlar ve beyler.
Boa tarde, senhoras e senhores.
Önümüzde kötü günler olabilir.
Podem esperar-nos dias sombrios.
Size iyi günler, tamam mı?
Tenha um bom dia, sim?
Sana iyi günler, çatlak kafa.
Tenha um bom dia com essa sua loucura.
Size iyi günler bayım.
Por isso, tenha um bom dia, Sr.
İyi günler, Bayan Jane.
Bom dia, Ms. Jane.
İyi günler.
É fantástico estar de volta.
Mesajınızı bırakın, iyi günler!
Deixe uma mensagem e tenha um dia feliz.
İyi günler çocuklar.
Tenham um bom dia, rapazes.
- İyi günler Bay Buffet.
Boa tarde, Sr. Buffett.
İyi günler.
- Boa tarde. - Boa tarde.
Siz ve Johnson zaten çok şey yaptınız. İyi günler Bayan Kennedy.
O Sr. e os Johnson já fizeram muito.
- İyi günler.
- Tem um bom dia.
- İyi günler.
- Tenha um bom dia.
İyi günler Marry Ann
Boa tarde, MaryAnn. Olá, pai.
- Tamam iyi günler Mike.
- Bom dia, Mike.
- İyi günler efendim.
- Bom dia, senhor.
- İyi günler efendim.
- Tenha um bom dia, senhor.
İyi günler. ikinize de.
Tenham um bom dia os dois.
Harika günler dilerim.
Tenham um dia fabuloso.
İyi günler, ben Horace.
Boa tarde. Sou o Horace.
- İyi günler efendim.
- Boa tarde, senhor.
Endüstriyel yazıcı kartuşu 14.99 dolar, eski günler.
É um cartucho de impressora industrial, de 14,99 dólares na época.
O günler mazide kaldı.
Costumava ser.
Daha eğleneceğimiz çok günler var.
Há tantos momentos bons à nossa espera.
İyi günler Bay Perkins.
- Tenha um bom dia, Sr. Perkins.